“Seninle konuşurken,” diyordu kadın, “kendimi balmumundan bir heykelle konuşuyormuş gibi hissediyorum.”
...
“Üstelik,” diye devam etti kadın, “balmumu güneşte erir. Oysa seni hiçbir şey eritemez, buz gibi soğuksun. Daha çok mermerden bir heykel gibi. Evet, bu oldu işte, mermer. Bir mezar gibi. Bir mezardan daha konuşkan değilsin. İletişim kurmaktan acizsin.”