"Bu ne biçim bir hastalık?" "Önceleri pek farkına varılmaz. Günün birinde insanın canı artık hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez, kurur gider. Ve bu isteksizlik geçici değildir. Hatta giderek artar. Günden güne, haftadan haftaya daha kötü olur. Kendinden hoşlanmaz, içi bomboştur, dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz, hiçbir şey hissetmez olur. Bütün dünyaya yabancılaşmıştır, kimse onu ilgilendirmez olmuştur. Ne kızgınlık duyar, ne hayranlık. Ne sevinmesini bilir, ne üzülmesini. Gülmeyi de, ağlamayı da unutmuştur. Böyle bir insanın içi kaskatı kesilir. Artık hiçbir şeyi, hiç kimseyi sevemez. Bu durumda, artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Dönüş kalmamıştır. Bomboş, kül rengi bir yüzle, nefretle çevresine bakar, tıpkı duman adamlar gibi. Onlardan biri olup çıkmıştır. Hastalığın adına gelince, buna öldüren can sıkıntısı denir."
Sayfa 268Kitabı okudu
Bayram, hangi yönü seçeceğini bilmeden, dörtyol ay­rımında bekliyor. Hiç bir yöne sapmayı gözü tutmuyor, canı çekmiyor. Hiç bir yolun ucunda, kimse Bayram'ı beklemiyor.
Reklam
Biz bu örümcekli kafadan ne zaman kurtulacağız.Kadını erkeğin arkasına atan, onunla bir mecliste oturamayan, bir çatı altında kadın erkek birlikte bulunmak gerekince araya perde geren toplum hiç bu çağın toplumu olabilir mi ?
Süper bahaneymiş
Adem: İnsanlar bana bakmıyor genelde. Bahar: Sebebini tahmin etmek hiç de güç değil. Adem: Sen neden bakıyorsun o zaman?Bahar: Taksinin camı çok kirlenmiş. Dışarıyı izleyemiyorum, içeriyi izleyeyim dedim.
Bütün ömrümce dişleri sökülmüş olarak yaşadım," diye düşündü. "Evet, dişleri sökülmüş. Asla ısırmadım, bekledim, bekliyor ve kendimi hep daha sonra gelecek günlere saklıyordum ve şimdi, birden gördüm ki hiç dişim kalmamış.
Sayfa 271 - Can Yayınları
Bir yere savaş girdimi genelde bunlar oluyor.
Ankara'da Almanya imparatorunun Anadolu hastalıklarını incelemek üzere gönderdiği bir tıp heyetinin bazı büyük rütbeli üyeleriyle görüştüm... Anlamışlar ki, Anadolu Türklerinin karınları kurtlarla yüklü ve kanları bu kurtların salgıladığı parazitlerle dolu bulunuyor. Cinsi, yakın bir yok olma ile tehdit eden bu halin sebebi nedir bilir misin? Beslenme eksikliği. Her ne kadar garip görünse de Anadolu Türkleri henüz ekmek yapımından bile habersizdirler. ...istisnasız nakil vasıtaları olan kağnı hiç şüphe yok ki taş devri keşiflerinden ve aletlerindendir.... Evlerine gelince, onlar da öyle: Duvarlar yontulmamış alelâde taşların, çalı çırpının, leylek yuvasında olduğu gibi gelişigüzel dizilmesinden hâsıl olmuştur. Anadolu külliyen temizlikten mahrumdur... (Ahmet Haşim’in Manisa milletvekili Refik Şevket İnce’ye yazdığı 3 Eylül 1919 tarihli mektuptan: O. Karaveli, Sakallı Celal, 5. Baskı, 2004, Pergamon Yayınları, s. 45-46).
Sayfa 125
Reklam
1.000 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.