Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Deprem hangi türden olursa olsun toplum olarak afete karşı tavrımız pek değişmiyor. Her depremde bir müddet için sokağa dökülüp ağlaşıyoruz ama zaman geçtikçe her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi normal hayatımıza geri dönüyoruz.
Sayfa 13 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Kılavuzun Pusulası - Alıntılar…
Sanki ela gözlerinden vaktinden önce açmış ıhlamur çiçeklerinin kokusu geliyordu.❞ ❝Biliyor musun ıhlamur ağaçları ne zaman çiçek açar? İki sevdalı kavuştuğu zaman açarmış aslında. Tıpkı zorlu fırtınaların ardından gelen bahar gibi.❞ ❝Belki de benim hiç tanımadığım sana ihtiyacım vardı.❞ ❝Sonuçta her ruh kendi kitabını kendi seçer hatta bazen kitap gelir o ruhu seçer.❞ ❝Unutma, sırlar yalnızca ehline verilir.❞ ❝Evim oldun sen benim. Ben banklarda, parklarda iki büklüm bir kat sabahlarken evim oldun. Kör kuyularda sürüklenirken, dipsiz uçurumlara giderken, sarp dağlarda yürürken evim oldun.❞ ❝Hiçbir dünya dilinde ifade edemiyorduk kendimizi.... Yaşanmış ve geçmişte kalmıştı her şey. ❞ ❝Hocam gerçekten inanıyor musunuz? Kitapla insan tedavi edilebilir mi?❞ ❝Doğru insan, doğru zaman ve doğru kitapUnutma şifre bu!
İç zenginliğe sahip insan dışarıdan kendi zihinsel melekelerini geliştirip olgunlaştırmak, yani servetinin tadını çıkarmak için menfi bir bağış; tasasız kaygısız boş zaman dışında hiçbir şey istemez…
Say YayınlarıKitabı okudu
23. Hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme. 24. Ancak Allah dilerse (yapacağım de.) Unuttuğun zaman Allah'ı an ve "umarım Rabbim beni, doğruya daha yakın olana eriştirir" de. Kehf Sûresi
Aşka terazi hiçbir zaman eşit değildir. Biri her zaman daha fazla sever, daha fazla acı çeker.
Sayfa6 YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“İnsan sonsuz yolculuğu tamamen mantıkta başlayıp mantıkta biter. Vicdan ve aidiyet duygusu insanı var olduğu noktaya ayaklarından çivilemiştir. Hareket edemez insan.Kaçmak, uzaklaşmak, yaşadığı hayatı değiştirmek kendisine bile yabancı olmak ister.Teoride mümkün olan bu gerçeklerin uygulama sahasındaki şansı sıfırdır. İnsan burnunun dibinden iki metre uzağa gidemez. Yaşadığımız çağ, insanın dertlerinden ve içinde bulunduğu yaşam döngüsünden uzaklaşmasına müsade etmez aksine insanı bu döngünün bir parçası yapar. Çarkın içinde bir diş olup döne döne midesi bulanan insanın, isyanını kusması ve psikolojik açıdan kendisini hiçbir zaman tamamlayamaması bundandır…
Sayfa6 YayınlarıKitabı okudu
Ama bu dünyada hiçbir şey kalıcı değildir. Mutluluk, bir kez geldikten hemen sonra azalır. Biraz zaman geçince hemen bitmeye yüz tutar. En sonunda da tükenir ve biz her zamanki ruh halimize döneriz. Tıpkı suya atılan bir çakıl taşının yüzeyde oluşturduğu dalgalar ve sonra o dalgaların giderek kaybolması gibi.
..bazı şeylerin artık hiçbir zaman geri gelmeyeceğini düşündürdüğünden melankoliye sürüklüyor insanı. Belirli bir pişmanlık duymak da saçma bir duygusallık değil aslında.Bir çok şey gerçekten de otuz yaşında başlıyor o yaşta herşeyin bitmiş olduğu da doğru değil.Ancak yaşamın veremeyeceğini anladığı birtakım şeyleri beklememeyi öğrenmiş oluyor kişi; üstelik her geçen gün daha iyi kavrıyor ki yaşam yalnızca bir ekme dönemidir, hasat mevsimi yoktur.
Y K Y Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
EĞİTİM MARTAVALI Richard Dawkins, yıllar önce şöyle bir tespitte bulunmuştu: “Dünyadaki bütün Müslümanların aldığı Nobel ödülü sayısı, Cambridge Üniversitesi’nin Trinity Kolej’inden mezun olan öğrencilerin aldığı Nobel ödülü sayısından daha azdır.” Yani koskoca ülke, sadece bir kolej kadar düşünebilen adam çıkaramıyor. Bu olayın sebeplerinden biri bence şudur: Mesela bir grup öğrenciye test verdiğinizi düşünün. Siz, bu testin cevaplarını, çocuklara testle birlikte verirseniz çocuklar, bu testi çözerler mi? Hayır çözmezler! Aynı bunun gibi, çocuklara “Her şeyi Tanrı yarattı,” diyen bir zihniyet, aklı sıra çocuklara evrendeki bütün soruların cevabını veriyor. Dolayısıyla çocuklar, evrene veya yaşama dair hiçbir şeyin üstüne düşünme gereği duymuyorlar. Yani, merak duyguları köreliyor. Ve ortaya hiçbir şey üre- temeyen, sürekli tüketen zihinler çıkıyor. Neticede zekâ dediğiniz şeyin yakıtı merak, yani öğrenme hazzıdır. Hazır cevaplar, merak duygusunu öldürür ve zihni tembelleştirir. Dolayısıyla, bir kafada soru işaretinin oluşmaması, o kafada cevabın oluşmamasından daha kötüdür. Çünkü zihin, o zaman bir kendini tekrarlama ya da durma noktasına gelir. Müslüman toplumlar bu anlamda kötü bir şöhrete de sahiptirler, kendileri soru soramadıkları gibi soru sorabilen zihinleri de sürekli bastırmışlardır ve ortaya böyle, derinliği olmayan yüzeysel zihinler çıkmıştır. Yani demem o ki bu sistem, bu haliyle, kendi kendisini ısıran bir yılan gibidir.Ağzındakini ne yutabilir ne de tükürebilir
Sayfa 12
Reklam
Fevkalade satırlardan alıntılar
tarihte garanti olan hiçbir şey yoktur tarih beklenmedik hadiselerin gerçekleşmesinin hikayesidir . dışarıdan gelen özgürlük yoktur hiç kimse hiçbir zaman kimseye özgürlüğünü hediye etmemiştir . her halk özgürlüğünü kendi kazanmak zorundadır aksi taktirde yok olacaktır tarihte ameller niyetlere göre değil sonuçlarına göre değerlendirilir ismin ne olursa olsun hangi dine inanırsan inan herşeyden önce insan olmalısın yaşamalı ve başkalarının yaşamasına izin vermelisin kimse ırkından , dininden , meşrebinden ötürü ötekileştirelemez . savaşta değil , barışta muzaffer olmalıyız ..
Kentleri ateşe verin, insanları kırıp geçirin, her şeyi kökünden kazıyın, bu çürümüş dünyadan hiçbir şey geriye kalmadığı zaman yerine daha iyisi biter belki.
Sayfa 147 - İş Bankası Kültür Yayınları
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.