Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Boşluktaki Duruş
,oysa içinde o, kendini onbin yılı birden yaşamış gibi duyumsuyordu.
Bu gece yarı dünyasında, dinmek bilmeyen bir hışırtı içinde akıyor , akıntıda kaybolup gidiyordum.
Sayfa 5 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu şehrin mezarlarında selviler ağlar Bir hışırtı içinde uyur zaman
Sayfa 369Kitabı okudu
Kızıltaş Vadisi, tabanından ince bir derenin aktığı, iki yanı sık ormanlık bir vadiydi. Silahlanmış köylüler bu vadiden geçen küçük kafilelerle saldırıp yok ediyorlardı. Yine küçük bir grup geliyordu. Nefeslerini kesip beklediler. On beş kader Yunanlı kaçak soluya soluya yaklaşıyordu. Öndeki subay bir hışırtı duydu, başını çevirdi, köylüleri gördü -ellerinde baltalar, kazma, satırlar, tırpanlar, bir de tüfek vardı- “Türkler” diye bağıracaktı, bağıramadı, alnına kurşun yedi. Köylüler askerin üzerine atıldılar.
Sayfa 643Kitabı okudu
Memleket yanıyor
...alev, ateş, yangın, kıvılcım, ağustos ve yanan bir ömrün bıraktığı hışırtı: yaz yanıyor yaz yanıyor...
Orucun Bir Benzeri Olmadığını İdrak Etmişlerdi.
Ümmü Eymen(r.a) Allâh'a ve Rasûlü'ne hicret etmek üzere yola çıkmıştı. Oruçluydu. Yanında ne Yiyecek, ne binek, ne de su kabı vardı. Tihâme çöllerinin şiddetli sıcağı altında yol alıyordu. Açlıktan ve susuzluktan ölmek üzereydi. İftar vakti geldiğinde başının üzerinde bir hışırtı işitti. Başını kaldırdığında beyaz bir iple asılmış bir kova gördü. Kendisi şöyle der: "-Kovayı aldım, kanıncaya kadar içtim. Ondan sonra artık bir daha susamadım." Ümmü Eymen(r.a.) acaba susuzluk hisseder miyim diye kızgın güneşin altında oruç tutar, Kâbe'yi tavâf ederdi, ancak yine de susuzluk hissetmezdi. Bu durum ölünceye kadar böyle devam etti.
Reklam
../değine­mediğin herkes uzak bir yerde sayılırdı..
Sayfa 43 - İzKitabı okudu
“Bu gece yarısı dünyasında, dinmek bilmeyen bir hışırtı içinde akıyor, akıntıda kaybolup gidiyordum.”
Kız odanın kapısından usulca, çok dikkatli ve sessiz adımlarla girip adeta bir hayalet gibi içeriye süzüldü. Hareketlerine eşlik eden tek ses, çıplak tenine sürtünen pelerinden çıkıyordu. Ama bu küçücük, belli belirsiz hışırtı Witcher'ı uyandırmaya, daha doğrusu tavşan uykusundan sıçratmaya yetmişti.
Biri gözetiyor bizi. İki kişi beni gözetiyor yalnız. Çok nârin iki kişinin omuzlarıma oturmuş olduklarını duyuyorum. Bir hışırtı geliyor sürekli. Kağıt hışırtısı. Yaptıklarımı yazıyorlar, sanırım.
Sayfa 72 - Edebiyat Dergisi Yayınları
Reklam
Günlerden bir sonbahar sabahı, ağaçların yaprakları rüzgârda sallanıyordu ve yağmurun hışırtı sesi hızlıca pencereye vuruyordu.
../de­nizi özleyeceğini biliyordum, dedi, deniz özlemi kimile­rini kısa sürede sarar, nasıl söylesem, sanki esir alır..
Sayfa 27 - İzKitabı okudu
1.434 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.