Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Herkes sanmış ki her şey bitti. Her şey sanmış ki herkes gitti.
Kar Altında
Kar altında sessiz bir dünya var, Beyaz perdelerle örtülü yeryüzü. Her adımda hışırtı, her solukta soğuk, Gökyüzü beyazın masumiyetiyle örtülü. Gizlenmiş izler, kaybolmuş ayaklar, Kar taneleriyle dans eden rüzgarlar. Yıldızlar kaybolmuş, gözlerim kardan, Beyaz sessizlik içinde sürüklenir zaman.
Reklam
"Tepeden yuvarlanan taşın yol alışı, öğle güneşi, sıcak, darlaşan ikindi; hayat bazen işte bir hışırtı, bir kuşun iç çekişi, uzaktan bir kanat sesi; acaba o çobanlar, bir zamanda dağdan dereden kayarak geçenler, yerde bir kiremit parçası, birinin yere düşmüş bir parça anısı, kimden kime bir hayal olarak kalacak? İnsan kendini kime ne olarak bırakacak?"
272 syf.
·
Puan vermedi
Arka kapak "Malzemeler dünyasında yaşıyoruz. Etrafımız gündelik tasarım ve mühendislik mucizeleriyle çevrili. Çeliği düşünün: Ağzımıza sokuyor, istenmeyen tüylere karşı kullanıyor, içine biniyoruz. En sadık dostumuz ama nasıl işlediğini bilmiyoruz. Cam neden saydam? Lastiğe esnekliğini veren ne? Ataş neden bükülüyor? Bir malzeme neden
Eşyanın Tabiatı
Eşyanın TabiatıMark Miodownik · Domingo Yayınevi · 202026 okunma
Ne bir ses, ne bir nefes, ne hışırtı, hiçbir şey duyulmazdı yalnızlığın suskunluğu içindeki bu gerilimli evrende.
MÜTHİŞ BİR TREN Kıraathanenin camları önüne oturmuşlardı. İki arkadaştılar. Nargilelerinin marpuçlarını emerek susuyorlardı. Zayıf olan, lülenin ateşini nargilenin kehribar ağızlığıyla düzeltti. Bir-iki nefes daha çekti. Marpucu sardı. Nargileyi önünden itti. Bu, yüzü karanlık, karışık bir adamdı. Kalın kaşları vardı. Bu kaşların altında
Reklam
Bir Kaza Hatırası
Saat; etrafın karanlık sislerle kapladığı zamanı, onca çabaya karşılık parçalayamayan fakat ancak pek ufak bir delik açabilen şu üç lambayla beraber beş geçiyor.Aracın içindeyim.Genzi yakan bir egzoz kokusu var havada. Asfalttaysa direncin en büyük simgesi çizgiler... Hızla ve bazen de aralarda kesilerek ilerliyorlar uzamda. Dünya insan nefesinden
Barış içinde bir yeri bulmak için dünyamız üzerinde çok defa uçmuş fakat her yerde yıldırımların ve insanların şimşeklerini görmüş çünkü her yerde savaş varmış. Bir zamanlar dünyayı sular altında bırakan tufan şimdi de denizleri kan ve ateş içinde bırakmış. Güvercin barış içinde bir yer bulmak için ülkelerin üzerinden ve içinden uçmuş. En sonunda zeytin yaprağını götürerek müjde vermek için Nuh’a geri dönmek istemiş ancak o günlerde kıyamet ateşi insanların üzerinde her zamankinden çok daha fazla yükselmiş ve güvercin tek bir zeytin yaprağı bile bulamamış. Ne yazık ki bugünlerde bile ne güvercin zeytin yaprağını ne de insanlar barışı bulabilmiş durumda. Fakat güvercin aradığını bulamadan eve dönemez ve sonsuza kadar dinlenemezmiş. Bugün hiç kimse barışı ararken kaybolmuş efsanevi güvercini görmemiştir fakat o hâlâ gökyüzünde, başımızın üzerinde yorgun bir halde ve korku içinde uçuyor. Bazen geceleri uykumuzdan uyandığımızda, gökyüzünün karanlığında bir hışırtı, aceleci bir avın rahatsız edici ve çaresiz uçuşunu duyarız. Gökyüzü ve yeryüzü arasında dolaşan, yolunu kaybetmiş, bir zamanlar atamız Nuh’un sadakatsiz habercisi bu güvercin kaderimizle ilgili atamız Nuh’u bilgilendirir ve tüm karamsar düşüncelerimizi ve arzularımızı kanatlarında taşır.
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
"Tepeden yuvarlanan taşın yol alışı, öğle güneşi, sıcak, darlaşan ikindi, hayat bazen işte bir hışırtı, bir kuşun iç çekişi, uzaktan bir kanat sesi, acaba o çobanlar, bir zamanda dağdan dereden kayarak geçenler, yerde bir kiremit parçası, birinin yere düşmüş bir parça anısı, kimden kime bir hayal olarak kalacak. İnsan kendini kime ne olarak bırakacak?"
Sayfa 27 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Nuh'un gönderdiği üçüncü güvercinin hikayesi.
Güvercin rüyasından uyanmış. Etrafında yalnızca ölüm ve felaket olduğunu görmüş; nasıl ki bir zamanlar dünyayı sular bastıysa, şimdi de ateş çemberi sarmış her yerini. Bu nedenle güvercin kanatlarını açmış, yerle bir olan ormandan başka bir memleket, barışın hüküm sürdüğü bir yer bulmak için uçmuş. Barışı bulmak için dünyamızın üzerinde uçup
Serin bir hışırtı hatırlatır belki sana Hızla geçen ömürden artakalanı Ve şiirin hız karşısındaki umarsızlığını
Sayfa 25 - Everest Yayınları - 1. Basım: Ekim 2016Kitabı okudu
Şimdi Ahmet Cemil'in gözleri bulanıyordu. Bütün denizi, semayı bu bulantı içinde karıştırdı. Artık görmeyerek bakıyordu. Biraz sonra ayaklarının altında gizli bir hışırtı ile gecelerin sırlarını taşımaya hazırlanan suların üzerine geniş, uzun bir gölge düştü. O vakit vapurun kenarına, tahta kanepenin üzerine oturdu; dirseğini dayadı, başını avucunun içine koydu. Akşamın serin bir rüzgarı ile saçları uçuşarak gözlerinin önünde hazırlanan geceye bakmaya başladı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.