Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
448 syf.
8/10 puan verdi
Selaaamlar! Uzun zamandır bilim kurgu/distopyadan eksik kaldığımı bu ay fark ettim. Elime aldığım kitaplarla susuz kalmış gibi yedim kitapları Mutluyum bu yüzden! Hayatın Ölçüsü de bu ayın distopya/bilim kurgu kitaplarından biriydi ve konusuyla verdiği mesajlarla beraber gerçekten hoşuma giden bir kitap oldu. Yazarın dili akıcı ama muhtemelen 8 kişi ağzından yazıldığı için ara ara kopuklu yaşadım ama bu hikayenin dibe çekilmesine sebep olmadı. Kitabımız her karakterin normal bir güne uyanmasıyla ama o günü normallikten çıkarak kutularla başlıyor. O kutunun içinde ise hayatlarına biçilen ömür var. Kitapta aslımda günümüzde yaşadığımız ırkçılık, ayrımcılık, etiketlenme gibi durumların her biri kısa ve uzun iplere bırakılmış. Ve bunu okurken yaşanılan her duruma bir de ömrüm üzerinden bakmak bana tuhaf ama aynı zamanda anlamlı hissettirdi. Örneğin sigorta mı alacaksın; uzun musun kısa mı? Evlenecek misin? Uzun musun kısa mı ama kesinlikle boy olarak değil yaşam olarak… Kitapta mizaha çekilen gibi ama altını çizeceğimiz kadar anlamlı yerlerde var Özellikle bu durumda yoldan geçen biriyle en üst düzey bir birey de aynı, yani iplere hiyerarşi kesinlikle etki edemiyor. (En sevdiğim kısmı buydu…) Ömür üzerinden eşitlik? Güzel ve ince bir mesaj daha. Severek okudum, türü ve anlattıklarımı seviyorsanız sayfalarını aralamanızı isteyeceğim bir kitap
Hayatın Ölçüsü
Hayatın ÖlçüsüNikki Erlick · Ren Kitap · 20236 okunma
Hiyerarşi, prensiplere inanıl­dığı, prensipler düşünüldüğü, ya da eleştirildiği sürece devam e­der. Çünkü geçerli tüm prensipleri yerinden oynatan en amansız Eleştiri bile, neticede yine prensibe inanır.
Reklam
Velàzquez sanatsal başarıyla beraber yüksek bir toplumsal statüye ulaşmak için ömrü boyunca uğraştı. 17. yüzyıl İspanya'sında sanatçılar toplumsal hiyerarşi içinde aşağı denilebilecek bir statüde görülüyordu.
Sayfa 7
Paul McLean'ın ilginç araştırmalarına göre, beynin yüksek düzeydeki işlevleri üç aşamada gelişmiştir. Beyin kökünü örten R-kompleksi, saldırı, töresel davranışlara, karaya bağlılık ve sosyal hiyerarşi anlayış merkezi olup yüz milyonlarca yıl önce sürüngen atalarımızda oluşmuştur. Hepimizin kafatasının derin bölümünde timsah beynine benzeyen bir şey vardır. R-kompleksini memelilerin beyni çevreler. Bu bölüm on milyonlarca yıl önce atalarımız memeliyken, ama henüz primat değillerken gelişmiştir. Davranışlarımızın ve duygularımızın, çocuklara karşı ilgilerimizin ve endişelerimizin başlıca kaynağıdırlar.
Sayfa 292 - On Birinci Bölüm - Anıların IsrarıKitabı okuyor
Kimliğin önemsizliği
Yaşanmış vakalar açıkça göstermektedir ki Ortaçağda doymak bilmeyen teşhir egosu,Doğu’da da Batı’da da hiyerarşi ve protokole aldırmamıştır.Dolayısıyla mızraklara geçirilen başlar bürokrat,asker,kafir,asi,sapkın veya sıradan bir insana ait olabileceği gibi bir sultan, imparator,halife,prens yada prensesin başı da olabiliyordu.
232 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Mahrumiyet bölgesi olarak adlandırılabilecek bir kalede görev yapmaya başlayan genç bir teğmenin anılarını içeren akıcı bir roman. Dönemin ruhu ve devlet yapısı hakkında fikir veren bir metin. Şehirden ve medeniyetten uzakta görev yapmaya başlayan teğmenin kısa süreliğine görev yapacağını düşündüğü bir yerde yıllarını nasıl geçirdiğini okuyoruz kitapta. Askeri birliklerdeki hiyerarşi ve arkadaşlıklar hakkında fikir kazanmak için okunabilir bu kitap. Belli bir noktaya dek keyifle okusam da zaman atlaması yaşandıktan sonra kitabın tekdüzeleştiğini söyleyebilirim. Bir noktadan sonra kitabın neyi amaçladığını anlamakta zorlandım. Son kısımları okumak için kendimi zorlamam gerekti.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
Reklam
Kardeşler arasındaki arkadaşlık, asla başka arkadaşlıklar gibi değildir. Arkadaşlık denilen şey, doğası gereği hedeflerden ve niyetlerden azadedir, özünde sadece karşıdakinin varlığı nedeniyle duyulan mutluluktan başka bir şey değildir. Diğer erdemler de bundan beslenir: Bağlılık, sadakat, dayanışma, acıyı paylaşma, destekleme, sevgi dolu ilgi, hafiflik, sevinç. İki insan arasındaki arkadaşlık kısa veya uzun, öylesine veya şiddetli, gevşek veya köklü olabilir. Ama her zaman tümüyle gönüllülük esasına dayanır ve her an koşulsuz olarak bozulabilir. Kardeşler arasındaki arkadaşlık, işte tam da bu noktada diğer arkadaşlıklardan ciddi şekilde ayrılır. Arkadaşlığın en güçlü yanı, bir arada bulunmaktır. Ve bu sadece eşit koşullarda mümkündür. Kardeşliğin ağırlık merkezi ortak geçmiştir ve bu da neredeyse daima bir hiyerarşi içerir. Hiyerarşiden eşit konuma gelmek epeyce beceri, cesaret ve açık bir yürek ister.
Aka'da sistemi Yerküre'de eğitim gördügü dönemde geçerli inceleme olan fırsatı bulduğu Budizm veya Taoculuk'takine benzer bir çeşit felsefi din olarak tanmmlamişt: Kaldı ki, Hainliler her şeyi listelere dökmeye ve kategorilere ayirmaya odaklı o kendine özgü tarzlarıyla, bu ikisini ilerleme dini olarak niteliyordu. "Akalnların
Sayfa 115
İdealar kuramı Platon'a göre bilinen şeyler sadece gerçek olmakla kalmayıp ayrıca kusursuz ve değişmez olmalıdır. Ne var ki mağara içindeki yaşam tarafından simgelenen görgül (ampirik) dünyadaki hiçbir şey bu tasvire uymaz: uzun boylu bir kişi ağacın yanında kısadır; öğleyin kırmızı görünen bir elma akşam karanlığında siyah görünür vs. Görgül dünyadaki hiçbir şey bir bilgi nesnesi olmadığı için Platon, İdealar (fikirler) diye adlandırdığı kusursuz ve değişmez varlıklardan meydana gelmiş başka bir evren (mağaranın dışındaki dünya) olması gerektiğini ileri sürer. İdealar dünyasında örneğin bir Adalet İdeası vardır; herhangi bir adil eylemin adil olması, Adalet İdeası'nı taklit ya da kopya etmesi sayesindedir. Mağara Alegorisi'nde ileri sürüldüğü gibi İdealar arasında bir hiyerarşi vardır; hepsine egemen olan, Güneş tarafından simgelenen İyilik İdeası'dır. Öbür İdealara nihai anlamını veren, hatta onların varoluşunun altında yatan bu ideadır.
Sayfa 9
Cehennemin içinde ayrı çemberler oluşturmak , alevlerin şiddetini çeşitli bölmelere ayırmak ve ıstıraplara bir hiyerarşi getirmek ne tuhaf fikirdir!
Reklam
«Yaşamda mutlaka bir hiyerarşi olmalı. Ailede, eğitimde, her sosyal ortamda hiyerarşi var ve olmalı. Ama bu hiyerarşinin temeli ne? Korkuya dayalı bir hiyerarşi mi, ehliyete, liyakate dayalı bir hiyerarşi mi? Ailenizde var olan hiyerarşinin altında yatan temel değerler ne?»
Sayfa 119
"Irk" kavramı, Batı'nın sömürgeci hegemonyasını haklı göstermek için, dil grupları arasındaki ayrımdan biyolojik ayrım ve özellikle de büyük etnik insani gruplar arasındaki hiyerarşi fikrine keyfi olarak geçen 19. yüzyıl Avrupa'sının bir icadıdır.
Binlerce ve binlerce yıl önce bir gün Çit çeken, tarım yapan, hayvanlara tasma takan biri, koyduğu kurallar çerçevesinde çalıştırdığı bir diğerine “sen düşünemez, anlayamaz ve kendini temsil edemezsin“ dedi ve onun “kendiliği”ni oluşturma imkanlarini elinden aldı. Böylece yöneten ve yönetilen ayrımı oluştu; emir verme ve emir alma mekanizmaları kuruldu, hiyerarşi kurumsallaştı. Yöneten ve emir veren ile yönetilen ve emir alan arasındaki bu tahakkümcü, aşağılayıcı ve çatışmacı gerilim bugüne kadar artarak taşındı.
Din en garip işlerden biridir. Ortada patron yok ama bir sürü aracı var: rahipler, piskoposlar, kardinaller, papa, mesih, bütün hiyerarşi var; ama en tepede kimse yok.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.