Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Âlimler adına konuşma yapan Lübnan Akkar Müftüsü Üsâme Rifâî Hoca Efendi, Mahmud Efendi Hazretleri'nin, hicrî 15. asrın başında bu ümmetin dinini yenileyen şahsiyet (Müceddid) olduğunu ifade ettiler.
Hacı Cemal Efendi'den İbretlik Bir Hatıra..!
Hacı Cemal Efendi rahmetli Fatih camisinden indi, millet elini öpüyor. Bir delikanlı geliyor. Bakıyor böyle yabancıya benziyor. "Oğul sen garibe benziyorsun" diyor. "Evet efendi hazretleri ben Anadolu'dan geldim" dedi delikanlı. Cemal Efendi "peki ne yapıyorsun oğlum, nerdesin sen" dedi. Okuyorum efendim dedi. Nerde okuyorsun? Falan zatta okuyorum. İyi. Nerde kalıyorsun? Süleymaniye camisinde kalıyorum.. "Oğlum camide kalınır mı jandarmalar hergün kontrole geliyor burada okuyan var mı diye diyor Cemal Efendi. Efendi hazretleri tabutlukta kalıyorum diyor. Ne! Tabutlukta mı? Nasıl kalıyorsun oğlum yatağın yorganın var mı? Yatağım yok ama yorganım var diyor. Ne yapıyorsun diyor Cemal efendi. Tabutun içine yorganın bir tarafını seriyorum, öbür tarafını da üzerime alıyorum, kapağı da çektim mi jandarma gelse de beni görmüyor. Bu şekilde kalıyorum der demez Hacı Cemal Efendinin dizlerinin bağı çözüldü. Bu din böyle emeklerle, gayretlerle bugünlere geldi biliyor musun! Sen nerdesin? Hâlâ Kur'an okumuyorsun sen be! Hâlâ tarikat dersi yapmıyorsun. Hala Arapça okuyamıyorsun. Hala şu hala bu!
Sayfa 316Kitabı okudu
Reklam
Bir Yaylı Araba ile Yola Çıktık Millî Mücadele yıllarında Mehmet Âkif'in büyük bir gazâ telakki ettiği busavaşa nasıl iştirak ettiğini bugün benim kadar yakından bilen kimse yoktur;çünkü ben onun yegâne oğlu olduğum kadar, Yunan Harbi'nin cereyan ettiğizamanlarda, bidayetten nihayete yine onun yegâne can yoldaşı ve yol
İstiklâl Marşı Şairimizi Anlatıyor Röportaj: Burhan Bozgeyik Cemiyetteki büyük insanlar buhranlı günlerde ortaya çıkarlarmış. Güllükgülistanlık dönemlerde de genç fidelere su vermekle meşgul olurlarmış.Tarihimiz aslında her dönemde "büyük"lerle doludur. Bazıları vardır ki, insanher an onlarla, hatıralarıyla, eserleriyle baş başadır. O
GÖZÜM ARKADA DEĞİL! Kavuk, geleneksel Türk tiyatro tarihinde önemli bir yere sahip. Bu mirası devretmek için Şevket Çoruh’u seçme nedeniniz neydi? Rasim Öztekin: Kavuğun geleneksel Türk tiyatro tarihinde çok önemli bir yeri var. Kel Hasan Efendi'den bugüne, geleneksel Türk tiyatrosunun simgesi... Önemi biraz da şuradan geliyor: Bu öyle her
56 syf.
4/10 puan verdi
Ömer’in Çocukluğu
Ömer’in Çocukluğu
Muallim Naci
Muallim Naci
Ömer'in Çocukluğu, Muallim Naci'nin sekiz yaşına dek çocukluğundan anılarını anlatıyor. Muallim Naci, nam-ı diğer Ömer, sekiz yaşına kadarki çocukluk hatıralarını pek sevimlice, neredeyse o yaşından anlatıyor. Babası, abisi, annesi, kedisi Fındık, Hoca Efendi, mahalledeki komşular... Bir çocuğun çevresindeki herkes var bu anlatıda. Sokakta karşılaştığı köpeğin saldırması üzerine yaşadığı korku, eve alınan oğlakla bahçede geçirdiği keyifli vakitler, oynarken düşüp yaralanması, babasıyla ders çalıştığı saatler, mektepte falakaya yatıran Hoca Efendi’den ve karanlıktan korkusu, bilmediği bir yerde kaybolduğunda duyduğu çaresizlik... Muallim Naci, hepimizin çocukluğundan tanıdığı bu duyguları öyle canlı anlatıyor ki tek başımıza gidemeyeceğimiz bir mazinin içine bizi bırakıveriyor; üstelik eski İstanbul da semtleri ve yaşayışıyla yanımızda olarak.
Ömer’in Çocukluğu
Ömer’in ÇocukluğuMuallim Naci · Karbon Kitaplar · 20196bin okunma
Reklam
"İslâm'ı; Reşat Nuri, Hâlide Edip gibi yazarların romanlarındaki olaylardan; hoca, müderris tiplemelerinden tanıyanlar, ulemâya karşı mesafeli duruyordu. Mezkûr zevatın eserleriyle büyüyenlerin zihinlerindeki hoca tipi, halkın parasını sömüren, bir ziyafetten diğerine koşan kişilerden ibaretti. Onlara göre cami ve medreseler hurafelerin anlatıldığı mekanlardı. Dolayısıyla oralara gitmek, oralarda hocalarla aynı meclisi paylaşmak ve hayatın sorunlarına çare aramak, vakit israfıydı."
Sayfa 117Kitabı okudu
"Ali Haydar Efendi (rahimehullah) Fetih Suresi'ni okuyor ve mutat sayıya delalet etsin diye her okuyuşunda karyolaya bir çizik atıyor; Atıf Hoca (rahimehullah) ise sekiz sahife olarak yazdığı müdafaanamesini elinde büzmüş bekliyordu. Ali Haydar Efendi (rahimehullah): 'Atıf Efendi! Rüyada şeyhimi gördüm, bana 33 defa Fetih Suresi'ni okumamı işaret buyurdular, bu vesileyle -inşaallah- halâßs bulacağımı telkin ettiler. Siz de okuyun. Hakkınızda talep edilen mahkumiyet Allah'ın izniyle kalkar.' -Atıf Efendi: 'Ben de Kâinâtın Efendisi'ni gördüm. Bana, 'Yanıma gelmek dururken ne diye müdafaa karalamakla uğraşıyorsun?' dedi." Atıf Efendi'nin cevabı üzerine etraf bir anda sessizliğe bürünür. Nasıl olur da müddeiumuminin 3 yıl hapis istediği bir davada idam kararı çıkar?! Akıl, mantık böyle bir hükmü kabullenemiyordu. Fakat rüyada görülen Allah Rasûlü'ydü, O haber vermişti. -Atıf Hoca: 'Göreceksin, yarın beni asacaklar, çünkü haberi Allah Rasûlü verdi.'
Sayfa 110Kitabı okudu
Ekmekleri bize verdikten sonra, bu sefer, hadiseyi merakla takip eden otobüs yolcularına döndü: "Ey otobüs yolcuları! Ben bu ekmekleri kimin için getirdim, biliyor musunuz? Bu iki arkadaş, bu iki kardeş, Resulullah'ın komşusudur. Ben bunların civarında yirmi sene Peygamber'e komşuluk yaptım. En nihayet nasibim, kısmetim Ankara'da imiş; buralara geldim. Vaktiyle Medine-i Münevvere'de bir Şih Ziyaeddin Efendi vardı. Kendisine: Efendim, bir istihare yapsanız. Ankara'ya çağırıyorlar. Hacı Bayram-1 Veli Camii'ne imam olarak davet edi yorlar. Bir istihare yapsanız da, hakkımda hayırlıysa gitsem, de miştim. Şeyh Efendi bana cevaben: Zekâi Efendi, senin bir kere gönlün oraya akmış. Fani cismin Medine'de kalıp da ruhun An kara'da kalacağına; fani cismin Ankara'da olsun da baki ruhun Medine'de kalsın... Medine-i Münevvere dedikçe ağla dur... Gözyaşların kurumasın, demişti. Benim de şimdi, ey otobüs yolcuları, fani cismim Ankara'da ise de, Rabbim şahiddir, gönlüm, ruhum Medine-i Münevve re'dedir. İşte sizin de yanınızda şimdi bu iki Medineli Peygamber komşusu var..." Dedi. Hoca ağlaya ağlaya otobüsten indi gitti.
İnsan, davasına ana hasretiyle sarılmalı, bülbül gibi şakımalı, davası için canını öyle atmalı ki, ruhu ona yetişmemeli." Şehid Bayram Ali Öztürk hoca efendi rahmetullahi aleyh
Reklam
Hz.Mevlana bir ” Vav” ı bir hafta anlattı durdu keza Sultan Veled hz. bir ” Kad ” üstünde bir hafta konuştu..Bu mübarek adamlar rüyamı gördü? canım bir harftir, şu bir harekedir neme lazım demekk ! yyooo..! Kur’an’da bir kıraat farklılığının ne manaya geldiğini bilmek, bunun üzerinde tevakkuf etmek lazımdır..İşte bu ; Namustur! İlmin namusu..! Şehid Bayram Ali Öztürk hoca efendi rahmetullahi aleyh
Asıl adı Osman Zeki, soyadı Yüksel’dir. Yayımladığı meşhur Serdengeçti dergisinden ve bu dergide “Serdengeçti” imzasıyla kaleme aldığı yazılarından dolayı Serdengeçti olarak tanınmıştır. Osman Yüksel, Antalya’nın Akseki ilçesinde Hacı İlyas Mahallesi Medrese Caddesi’nde 26 Temmuz 1917 tarihinde dünyaya gelmiştir. Akseki denince akla: yalçın
Bir hoca efendi vaaz ediyor: İnşallah muvaffak olursunuz oğlum, amma velakin tedbiri elden bırakmamak lazım, ‘acele işe şeytan karışır’ Cenabıhak Kur’an-ı Kerim’de ‘sabrediniz’ buyuruyor. Hayır efendim. Cenabıhak Kur’an-ı Kerim’de ‘sabrediniz’ diyor amma sizin anladığınız manâda değil. Sizin sabrınız ölülerin sabrı gibi. Tedbir ve temkin dediğiniz şey de korkaklıktan başka bir şey değildir...
CHP Dönemi Siyasetle İlişkisi Derginin çıkış amacının mevcut siyasi iktidarın halk ve onun değerleri üzerindeki baskısına son vermek olduğu daha birinci sayının ilk sayfasında net bir şekilde ortaya konulmuştur. Derginin isminin altında yer alan “Allah’a, Millete, Vatana Koşanların Dergisi” ve “Hakka Tapar-Halkı Tutar” sloganları yayın
Ali Rıza ve Zübeyde Osmanlı Türk'ünün yoksulluğa düşmüş, gene de onurlu olan basmakalıp yaşamını sürdürüyorlardı. Evleri Yahudilerle dolu küçük bir ticaret kenti ve Balkanlar'in dış ticaretini sağlayan bir liman olan Selanik'e tepeden bakan Türk mahallesinin orta kesiminde, eski kale duvarlarının yanında yer alıyordu. Ali Rıza
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.