Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Eğitimle bir toplum homojen, yeknesak bir kalabalık olmaktan çıkar, aynı zamanda da eğitim alarak kitleden vasıfları ile ayrılmış insanlar o toplumun tarihini uzun yoluna götürürler. Onların başarısı ve kitle ile kurabildikleri ilişki, bağlantı, kitleyi ikna gücü, bir ülkeyi ve bir toplumu başarılı bir tarih çağı yaşamaya götürdüğü gibi bunun aksi de mümkündür."
Sayfa 142 - KronikKitabı okudu
Buraya kalbimi bırakıyorum "Hepimiz aynıyız"
" Hepsinin aynı olduğunu düşünmek istiyorum. " Finlandiya homojen bir yerdi fakat her geçen gün bu homojenlik biraz daha azalıyordu. 1990 yılından bu yana yabancıların sayısında yüzde 600'lük bir artış olmuş. Çeşitliliğin titizlik kültürünü nasıl değiştirdiğini anlamak için çocukların üçte birinin göçmen, bunların çoğunun da
Reklam
_Evren’in tümü bir okyanus gibi bir bütündür. Burada en küçük devinim etkisini ne olursa olsun her uzaklığa yayar. _Görünür şeyler görünmez olanın görüntüleridir. Yaratıcı yaratılanlarda bir aynadaki gibi karanlıkça görülebilir _Kötünün azına iyi, iyinin azına kötü karışmıştır. _Limana yanaştığımı sanırken, tekrar denize açılıyordum.
ulus-devletin siyasi ve ekonomik ağı
Ernest Geliner, ulus-devletin siyasi ve ekonomik ağının, sadece homojen bir kültür, birleştirilmiş bir iletişim modeli ve yaygın bir eğitim sistemi temeline dayalı milliyetçilik ruhunda işlevini yerine getirebileceğini ileri sürmektedir.
III. Selim'den itibaren devlet politikası olarak, modern eğitim kurumları kurulmuştu; buradan Batı'yı bilen ve Batı'daki gelişmeleri takip eden yeni bir nesil ortaya çıktı. İşte bu nesil içinde Yeni Osmanlılar, eserleri ve eylemleriyle öne çıkan bir grup olmuştur. Aydın sınıfının ilk temsilcileri olan ve Yeni Osmanlılar denilen
Bir kültür işlemini gerçekleştiren en küçük ve en homojen etki bağlamlar eğitim, ekonomik hayat, hukuk, politik icraatlar, dinler, toplumsallık, sanat, felsefe ve bilimdir.
Reklam
Libarel olmayan demokrasiler
Victor Orban’ın Macaristan’ı da liberalizme başkaldırış, popülist milliyetçi siyasetçilerin ve siyasi partilerin yükselişinde kendini göstermiştir. Genelde batı eğilimli genç ve eğitim görmüş kişilerin Avrupa ülkelerine göç etmesi ve 2015’den beri Avrupa’nın büyük oranda kültürel açıdan homojen ülkelerinde göç krizinin ortaya çıkışı bu süreci güçlendirmiştir
Kültürel hegemonyanın gücü, ona karşı ortaya çıkan karşı-hegemongırışimlerini manipüle etme yeteneğindedir. Bu manipülasyonun bir sonucu olarak, karşı hegemonya girişimleri ne olduğunu değil ne olmadığını kanıtlamak zorunda kalmaktadır. Örneğin, Batı hegemonyasına karşı çıkan tüm İslâmi hareketlerin *radikalizm” ya da fundamentalizmden uzak
Savaş esirlerinin milliyetlerine göre ayrılarak lejyon birliklerinin kurulmasının kendileri için de faydalı olduğuna inanan Almanlar, Veli Kayyum Han ve Mustafa Çokay’a görevler vererek her iki şahsın da Şark Bakanlığı yetkilisi Von Mende ile birlikte çalışmaları istenir. Ancak Almanların niyeti sonradan ortaya çıkacaktır. Türkistan’da önemli bir
1915’e Nasıl Gelindi? Bir Özetin Özeti Denemesi
24 Nisan’ın yalnızca bir ulusal sorun bağlamında tartışılması büyük talihsizlik. Oysa 24 Nisan 1915, Osmanlı’nın ya demokratikleşip dönüşme ya da yerinde sayıp dağılma çatalında yol ayrımı noktasıydı. Balkan Savaşları’ndan sonra Osmanlı, daha türdeş (homojen) bir nüfusla başbaşa kalır. Balkanlardaki Hıristiyan uyruklar Sırbistan’dan başlayarak
Reklam
Eleştirel ve Alternatif Eğitim: Sınavlar, Çokkültürlülük ve Diğer Sorunlar
1. Giriş Türkiye’nin eğitim sisteminde, sorunlar açısından yok yok. Böyle olunca, toplumun tepkisizliğine şaşmamak gerekiyor. ‘Okulsuz toplum’ tartışmaları açısından bakarsak (bkz. Baker, 2006; İllich, 2006), kapitalist okullar, toplumsal benzeştirme (asimilasyon) rolünü başarıyla gerçekleştirmektedirler. Okullar, geçmişte, toplumsal mücadelenin
Türk Çocuklarının Hristiyanlığa Geçmesi Savaş meydanlarında ganimet olarak ele geçirilen Türklerin özellikle de çocukların kime ait olacağı zaman zaman askerlerle rütbeliler arasında tartışma ve kavga konusu olmuştur. Esir çocukların sosyal konumu ya da babalarının rütbeleri aynı zamanda onların geleceğinin şekillenmesine de etki eder. Örneğin
Nüzhet Gökdoğan
"Yurtdışı eğitim ve tecrübelerinin ardından 1934 yılında Türkiye'ye döndü. Çalışmak için Kandilli Rasathanesine başvurdu ancak gözlemevinin kurucusu ve müdürü Fatin Gökmen, Gökdoğan'ın bu başvurusunu, kadın olduğu gerekçesi ile reddetti. Nüzhet Gökdoğan bunun üzerine İstanbul Üniversitesi'nde kurulan Astronomi Kürsüsü'ne katıldı ve fakülteye doçent olarak atandı. 3 yıl sonra Güneş etrafındaki homojen olarak dağılmış yıldızlararası karanlık madde konusu üzerine yaptığı doktorasını tamamladı. Bu doktora tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinde yayınlanmış ilk doktora tezidir."
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.