Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
TÜRKİYE’NİN KÜLTÜR SORUNLARI-EKREM AKURGAL
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, eserleriyle Arkeoloji dünyasında?Hocaların hocası? olarak bilinen, dünyanın en saygın arkeologlarından biriydi. Türkiye'de klasik arkeolojinin kurucusu olan Akurgal...
Arka kapak yazısıyla başlamak istedim. Biraz dikkat çeksin ve bana zamanınızı ayırın diye :)
Bu kitabı tanımama vesile olan “kendime” teşekkür
SONSUZ GÜZELLİKLERİN ARDINDA
Behind The Beautiful Forevers - Life, Death ABD Hope İn A Mumbai Undercity
Katherine Boo
Didem Avcı çevirisi
Yakamoz Kitap / Sonsuz Kitap
Mart 2013 (1. Basım)
336 sayfa
Araştırmacı gazeteci yazarın, okumuş bulunmaktayım. Anlatımı ve olgulaması çok güzeldi. Çeviri güzel işlenmiş...
Hikaye Hindistan Mumbai bölgesinin varoş oluşumunda geçmesine rağmen, aslında tam bir varoş gerçeğini hikayelenmiş. Birçok ülkede bu tür varoş yaşamları tam bir gerçektir.
Hindistan'daki kast sistemi ve inançlar arasındaki ayrımcılık, hükümet yönetiminin yozlaşmılığı, bu yozlaşmaya çanak tutan varoş oluşumları işlenmiş.
Hikayemezin kahramanları, Mumbai Havalanı yanı yerleşmiş Annawadi'de Havalanın yanına takılan üzerinde "Sonsuz Güzellikler" yazan tabelanın ardında, lüks otellerin yakınında kurulan varoşta geçiyor. Annawadi sakinlerinden Müslüman Hüseyin'lerden Abdül, bababası Karim ve ablası Kehkeşan'ın, yan komşuları Hindu tek ayak Fatima'nın kavgaları neticesinde kendini yakması ve Hüseyinleri suçlaması ile yaşananlar üzerine kurgulansa da, Annawadi'de yaşayanlar ve bu varoşta olan keşmekeşliği irdelenmiş. Zehrünisa Hüseyin'in tutulanablar için yaptıkları, dönen rüşvet çarkı, ailenin yaşadıkları işlenmiş.
Esas hikaye çerçevesinde, yozlaşmanın ve hırsın kaynağı Asha'nın yaptıkları, yapılan haksızlıklara çanak tutuşu ve ailesinü bu konuda harcayışı işlenmiş. Annawadi'de yaşayan bir çok kişinin yaşamları, özlemleri ve düşünceleri işlenmiş...
Güzel okumalar...
ANLATILAN SENİN HİKAYENDİR
Yaşar Kemal i Anadilimden okumak dünyanın en büyük keyfi gerçekten.Bu romanında da Ağalar derebeyleri vs İdealist kaymakamı konu almış Yaşar Kemal o Anadoludan ilmek ilmek damıttığı arı Türkçesiyle.
Roman bana daha önce okuduğum Reşat Nuri Güntekin in Acımak kitabını fda anımsattı konu olarak açıkcası.
Zenginler ağalar beyler ve hükümet ve askerler komutanlar elbirliğiyle bu memleketin içinden geçtiler maalesef.Bir Ateist olarak Yaşar Kemal i anadilimden okumak şükür sebedim
Merhaba kitap dostları iyi akşamlar.Bugün 1 Mayıs emekçinin bayramı sizlere güzel bir kitabın yorumuyla geldim.Tam da gününe denk geldi diye düşünüyorum.Dimitr Dimov’un Tütün isimli eserinden bahsetmek istiyorum.
Bütün dünyada örneğini gördüğümüz ezen ezilen konusunu sosyalist bakış açısıyla anlatan bir roman.Zenginin her türlü ahlaksızlıktan çekinmeden daha zengin olmak hırsı fakirin artık dur dediği anın anlatıldığı bir roman. Kendine ait gelişmeye dair bir ideolojisi olmayan milletler hep sömürge olmaya mahkum ki bu romanda da bu anlatılıyor bence...
2. dünya savaşı yıllarında Nazi işgaline uğrayan Bulgaristanın, en önemli ürünlerinden biri olan TÜTÜN'ü (Bulgaristan Tütün ve gül üretimi ve kalitesinde Türkiyeden sonra Dünyada 2. sıradadır) diken,toplayan köylüleri,atölyelerde işleyen ve sigara haline getitren fakir ve korumasız ama gururlu emekçileri ,onları ve bütün Bulgaristanı sömüren,Almalara peşkeş çeken Tütün tekelleri ve Alman sanayii Tröstleri,Hükümet,Bulgar Çarının durumunu anlatıyor..İşçilerin ayaklanmaları,Tütün patronlarının kendi aralarında çıkar çatışmaları Almanlara daha fazla Tütün satma planları anlatılıyor..
"toplumasal gerçekçilik" akımı içinde yazılmış en mükemmel eserlerden diuyebilirim ..Mihail Şolohov'un "Durgun Akardı Don" eseri kadar ilgi çekici bir uslupla ve yalın bir dille yazılmış..Çok akıcı bir eser...Bulgar edebiyatından okumanız gereken en önemli eserlerden biridir...
#SteinbeckKülliyatı~~~
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar John Steinbeck kulliyatinı tamamlarken okuduğum en samimi, en içten ve en eğlenceli kitabı bu olsa gerek :-)))) zaten Steinbeck benim zor zamanlarda her daim sığınma yazarımdır her durumda Steinbeck okuyabilirim, bugüne kadar çok az kitabını sevmemişimdir...
Resmen itiraf niteliğinde olan kitap kendi, toplum ve hükümet
#Fahrenheit451 kitaplara olan aşkı anlatan bir aşk romanı ya da ince ince düşünerek büyük bir hevesle aldıkları kitaplarla kocaman kitaplıklar yapanlar için bir korku romanı ama gerçek şu ki gelmiş geçmiş en iyi #distopya roman.
Kitabın adı, kitapları yakmak için yeterli olan sıcaklık derecesinden geliyor. Amerikalı yazar #RayBradbury gelecekte
Çağlar ; çocukluk travmaları olan , kardeşine aşırı bağlı, annesi ve babasıyla iletişimi az olan , cesur , atılgan, minnetsiz , kuyruğu dik, dağa taşa trip atan bir genç. Annesinin boşandıktan sonraki psikolojik bunalımları , kardeşinin dansçı olmak isterken hırsı ve yaşadıkları , babasının onları bırakıp gittikten sonra hükümet ile mücadele veren
Gericiler için Meclis de hükümet de geçici idi. İlk firsatta Osmanli meşruti saltanat sistemine dönülecekti. Mustafa Kemal'in gelecekte yeni bir rejim kurma korkusunda gerici olmayanlar da onlarla birlikti. Kazım Karabekir tanıdıklarına:
- İdare tek ele doğru gitmektedir, diye şikayet ediyordu.
Kuvvetler birliği üzerine yapılan ilk anayasa tartışmaları ağır olmuştu. Bir hukukçu, Mustafa Kemal'e:
- Sizin kurmak istediğiniz sistem hiçbir hukuk kitabında yok demesi üzerine Mustafa Kemal:
- Uygulanıp denemeden geçen işler prensip ve kaide haline gelirler. Ben yapayım, siz kitaba yazarsınız, cevabını vermişti.
Evet Alex ,gangster Alex ve çetenin etkin diğer elemanları.Londra’nın bilinen yüzünün dışında; konusunun geçtiği yıllar göz önünde bulundurulduğunda ihtiyacı olan tüm gereksinimlerini dışardan karşılaşıp hiçbir emek etmeden, dağıtıp yıkıp giden,kadını salt zevkleri için kullanan daha sonra zarar vermek pahasına da yok sayan bu gaipten insanların
Genç Elitler 2
Eğer mümkün olsa 10 üzerinden 15 verebilirdim bu kitaba. Genç Elitler serisi öyle bir boyut kazandı ki bu kitapla birlikte, süper güçleri olan ve birbirine karşı taraf alan hükümet ve gençler değil de çok katmanlı bir olay örgüsü oluştu. Her yönüyle, karakter gelişimleriyle heyecanla okuduğum bir kitap oldu.
-spoiler olabilir-
Adelina sanırım şu
360 syf.
9/10 puan verdi
not: kısa olacaktı ama olmadı.
“Yukarda Allah, Ankara’da devlet hem de hükümet burada da Murtaza’ydı!” “Öğrenememişti bu cahil insanlar, geçirememiş miydi semte hükmünü? Yoo, gelemezdi buna! “Ben gördüm çok sıkı kurs, aldım amirlerimden terbiye, hem de takdirname! Nerede bozulur disiplin, hemen gönderir beni amirlerim
"Göz belki de insan bedeninin içinde hâlâ bir ruh barındıran tek kısımdır."
Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. İlk söyleyeceğim şey 18 yaşından küçüklere tavsiye etmiyorum kesinlikle, onun dışında herkes okuyabilir. Kitabın öyle bir konusu var ki, resmen günümüzde varolan covit salgınına şükrediyor insan. Aslında okurken o kadar çok şey için şükrettim ki.. Gören gözlerim için, içtiğim temiz su için, nefes aldığım güzel hava için, yediğim tüm nimetler için binlerce kez şükürler olsun Rabbim'e. Görmenin ne büyük nimet olduğunu öyle güzel anlıyorki insan..
Kitapta bizdeki covit salgını gibi bir salgın ile karşı karşıya kalıyor insanlar, ama onların salgını körlük salgını.. Bu o kadar korkunç bir durum ki, düşünün ortada hiç bir şey yokken aniden kör olduğunuzu, hayatınız alt üst olur demi? Hayal etmesi bile bu kadar zorken, kitap boyunca görme duyusunu kaybeden insanların yaşadığı zorluklar gerçekten çok korkunçtu. Araba süren bir adamın aniden kör olması ile başlıyor kitap, daha sonrasında göz doktoruna giden ilk körün, orada bulunan tüm kişilere bu körlüğü bulaştırmasıyla devam ediyor. Sonrasında körlüğün bir salgın olduğu anlaşılıyor ve hükümet ilk körleri ve onlara temas eden kişileri bir akıl hastanesine kapatıp, onları orada yaşamaya mahkum ediyor ve kitap yaşamın nasıl bir vahşete dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.. Mutlaka okuyun.
"Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük,
Gören körler mi?
Gördüğü halde görmeyen körler.."
"Bu dünyada mutlak anlamda sahip olduğumuz hiçbir şey yoktur."
Sevgili kitap dostlarım; bu okuduğum 7. Ahmet Ümit kitabı ve artık Başkomiser Nevzat'ı, yardımcısı Ali'yi ve kriminolog Zeynep'i çok iyi tanıyorum. O kadar çok gerçekçi karakterler oldular ki yazarımız bu kitabına yazar karakteri olan kendisini kurgulayıp, Başkomiser Nevzat'la tanışıyor.
Kitabın konusu ise; yılbaşı gecesi Tarlabaşı'nda bulunan
Bir araştırma inceleme politik eseridir, ancak kişisel yorumlara oldukça fazla yer verilmiştir. 1, 2 ve 12. Cumhurbaşkanını editör, diğer cumhurbaşkanlarını ise başka akademisyen yazarlar incelemiştir.
Tarafısız bir anlatım elbette beklenemez. Ancak akademisyenlerin ve editörün adeta siyasi görüşüne göre cumhurbaşkanlarını incelemiş olmaları oldukça üzücüdür. Bazı cumhurbaşkanları hiç tenkit edilmemişken, bazılarının sadece tenkit maksatlı ele alınması oldukça manidardır.
Darbe sonucu başa gelmiş cumhurbaşkanlarını neredeyse alkışlama cüretini gösteren akademisyenler
ve editörün taraf olduğunu bu denli ortaya koyması eserin değerini elbette düşürmüştür. Bazı cumhurbaşkanlarının mevcut hükümet ile dış politika hakkındaki tutumlarına yer verilirken, zannımca bazı cumhurbaşkanları kasten bundan muaf tutulmuştur.
Dış politikaya bir cumhurbaşkanının izlediği politika akademisyenler ve editör tarafından taktir görürken bir başka cumhurbaşkanının izlediği aynı politika tenkite hedef olmuştur.
Bir çok belge gösterilerek konuların ele alınması eserin en elle tutulur yanı olarak okunmaya değer kılınmasını sağlamaktadır.
Sonuç olarak taraflı bir bileşim ve taraflı bir eser olmuştur ancak tamamı ile vakit kaybı demek haksızlık olacağından mütevellit, taraflı olduğunu baştan düşünerek okunabilecek bir eser olduğu kanısı içerisindeyim.
