Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Peder ve valideye karşı muhabbetin, Cenâb-ı Hak hesabına olduğu için hem bir ibâdet, hem de onlar ihtiyarlandıkça hürmet ve muhabbeti ziyadeleştirirsin. En âlî bir his ile, en merdane bir himmet ile onların tûl-i ömrünü ciddî arzu edip bekalarına duâ etmek, tâ "Onların yüzünden daha ziyade sevap kazanayım." diye samimî hürmetle onların elini öpmek, ulvî bir lezzet-i ruhanî almaktır. Yoksa nefsanî, dünya itibariyle olsa, onlar ihtiyar oldukları ve sana bâr olacak bir vaziyete girdikleri zaman; en süflî ve en alçak bir his ile vücudlarını istiskal etmek, sebeb-i hayatın olan o muhterem zâtların mevtlerini arzu etmek gibi vahşi, kederli, ruhanî bir elemdir. Hanımlar Rehberi
Sayfa 89 - RnkKitabı okuyor
"Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek gibi alçakça bir iştir.. "
Kızıl PandaKitabı okudu
Reklam
İFTARDA
Herkeste sessiz bir itaat, sessiz bir boyun eğiş, sessiz bir Emir bekleyişi vardır! Herkes kainat sultanının "Buyurunuz" emrini bekliyor gibi bir ibadet tavrı içindedir. {Ramazan'dan sonra bu kitabı okumak bana, Ramazan'ın kıymetini daha bi hissettirdi .Ramazan ayını özlediğimi hissettim.} :( 27 Nisan 2024..
Mesela; iman eden için namaz Allah'ın (cc) günün beş ayrı vaktinde kendinden istediği bir ibadet; imanın tadına varan için ise Allah ile buluşma,O’na kavuşma,Rabbi ile dertleşme ve konuşma imkanıdır
İbadet (Kulluk)
İslamda ibadet (kulluk ve kölelik) yalnızca Allah'a yapılır. Ritüeli olan ibadetler de bu anlam kapsamındadır. Ne var ki insan diğer anlamları, ibadet kelimesinin içinden çıkarıp atmıştır. Böylece ritüeli olan ibadetleri yalnızca Allah için yaparken, ritüeli olmayan ibadetleri (köleliği) kendisi gibi olan insanlar için devam ettirmiştir. Oysa insanın özgürleşmesi, adaletin yayılması ve yaratılıştan gelen eşitliğin yayılması için sadece ritüeli olan ibadetlerin değil, aynı zamanda ritüeli olmayan ibadetlerin de yalnızca insanı yaratan için yapılması gerekir.
Sayfa 115Kitabı okudu
"Sözlükte zühd “bir şeye rağbet etmemek, ona karşı ilgisiz davranmak, ondan yüz çevirmek” gibi anlamlara gelir. Malı az olan kişiye müzhid, az yemek yiyene zâhid, az olan şeye zehîd, dünyaya karşı perhiz hayatı yaşamaya zehâdet denir. Zühdün karşıtı rağbettir (Kāmus Tercümesi, “zhd” md.). Kur’an’da zühd kelimesi geçmez. Bununla birlikte Hz. Yûsuf’u kuyudan çıkaranların ona fazla değer vermemeleri sebebiyle kendileri hakkında zâhid kelimesinin çoğulu olan “zâhidîn” kullanılmıştır (Yûsuf 12/20). Zühd kavramı genellikle dünyaya karşı olumsuz tavır ve davranışların bütününü ifade eder. Dünya malına, makama, mevkiye, şan ve şöhrete önem vermeme; azla yetinme, çokça ibadet etme, âhiret için hayırlı işlere yönelme zühdün bazı göstergeleridir (et-Taʿrîfât, “zhd” md.). Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de, “Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz ama âhiret hayatı daha hayırlı ve daha kalıcıdır” meâlindeki âyetler (Tâhâ 20/131; el-Kasas 28/60; el-A‘lâ 87/16-17) bâki olan âhiret hayatına yönelmenin kul için daha fazla önem taşıdığını bildirmektedir. Yine Kur’an’da dünya hayatının fâniliği (Yûnus 10/24), bu hayatın bir oyun ve eğlenceden ibaret olması (el-Hadîd 57/20), imtihan vesilesi kılınması (el-Mülk 67/2), dünyanın geçiciliğine karşılık âhiret hayatının ebedîliği ve sonsuzluğu (el-Mü’min 40/39) gibi konular üzerinde sıkça durulmakta, insanın kalıcı ve sonsuz değerlere yönelmesi teşvik edilmektedir." Diyanet İslam Ansiklopedisi, Zühd maddesi
Dostoyevski

Dostoyevski

@erhanmanco
·
24 Nisan 17:12
Hayata ölümden korkacak kadar bağlı değilim.
Sayfa 741Kitabı okudu
Reklam
"Siz ibadet evlerinin dışında dinlere izin vermiyorsunuz, tıpkı yasalar dışında herhangi bir ahlaka izin vermediğiniz gibi."
❤️‍🩹*KALP KIRMA TAMİRİ ZOR* ((( Ben yokum Sen varsın Allah’ım.))) Elinde duadan başka bir şey olmayan ne yapabilir? Ey Allahım! Düşmanımı sevindirecek şekilde beni gülünç duruma düşürme, eğlence etme. Dostumdan da beni emîn eyle. Musibetimi dinimde tahakkuk ettirme. Dünyayı en büyük kaygım, bilgimin son raddesi, emelimin gayesi kılma.
Fakir bir toplumda bir arabası olanı bile zengin saydığımız gibi,kalitesiz dindarlık ortamında sadece namaz kılanı dindar saymaya başladık.Halbuki islam;inanç,ibadet ve ahlak bütünüdür.Bunların birindeki eksiklik,dindarlığın tamamını olumsuz etkiler.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İki sene evvel gazetelerde şöyle bir ilan intişar ediyordu: “Paris’te Senzurej Sokağında otuz sekiz numarada Adil Mitar Angele bir sahib-i hayırdan (hayır sahibinden) on beş bin frank ahz etmiştir. Bu meblağ müessesatta (kurumlarda), ahlak ve adette hürriyet-i vicdanın gittikçe daha kuvvetli surette tesis etmenin zaruret ve lüzumunu his ve teslim
Hürriyet-i Vicdan
Hürriyet-i VicdanLeon Marilier · İkinci Adam Yayınları · 20240 okunma
Reklam
İnsan, gücünün yettiği kadarını takdim etmedikçe ve mümkün olduğu kadar bütün gayretini sarf etmedikçe, davetlerin ve ümmetlerin harekete geçirilemeyeceğini üstad, kendi kanı ve evlatlarının parçalarıyla bu ümmete öğretmiştir. Üstadın şehadeti milyonlarca defa söylenen sözlerin, savaş meydanında bir defa çarpışmaya bedel olamayacağını bu ümmete öğretmiştir. Alimlerden ve davetçilerden niceleri, bizden daha iyi bildikleri halde kendi ülkelerinde oturuyorlar. Fakat meydanlardaki ve savaşlardaki bir insanın gayreti, onların mekânlarına bedeldir. Üstadın dediği gibi "Ey âlimler! Güneşin altında sizlerin hiçbir değeriniz yoktur." Evet, eğer âlimler harekete geçmeselerdi oturmak avama çok daha iyi yakışırdı. Çünkü âlimlerimizin bizzat kendilerinin yürümeleri gerekir ve Allah'ın ulaşmalarını dilediği yere götürünceye dek ümmetin öncülüğünü yapmaları gerekir. Kâfir devletler insanın kendi ülkesinde mescidde ibadet etmesine, beş vakit namaz kılmasına, Kur'an okumasına, cihad hakkında konuşmasına razıdırlar. Ama uygulamaya kalktığı zaman buna ne kâfir devletler ne de diğer güçler razı olacaktır.
“Al­lah’tan kor­kun ve sâ­dık­lar­la be­raber olun!”
Bir müʼmin için Hak dostları ve sâlihlerle beraber ve hemhâl olabilmek, tâlihlerin en büyüklerindendir. Hak dostlarını ve mâneviyat ehlini tanıyıp onların huzurlarında ve çevrelerinde bulunabilmek, hâl ve davranışlarındaki feyiz ve rûhâniyetten istifâde etmek, Cenâb-ı Hakkʼın büyük bir lûtfudur, şükrü gerektiren müstesnâ bir nîmetidir. Na­sıl ki
futbol
Gençlik ise kendini İngiliz sporlarına ve daha da kötüsü futbola kaptırmıştı. Eğitimlerini henüz tamamlamamış olan Avrupa gençleri arasında futbol âdeta bir din olmuştu. Diğer ülkelerin gençliği de bundan etkilenerek futbolu bir ibadet şekline soktular. Bundan daha da zevk alanlar futbolu bir bilim ve sanat dalı gibi görmeye başlamışlardı. Sokaktaki halkı heyecanlandırarak geçinen boş kafalı ve cahil bazı gazeteciler, gençliğin bu yeni tutkusunu kışkırtarak sömürme yoluna gitmişlerdi. Futbol için ayrıca köşe yazıları konulmuş ve sığır bacağı gibi güçlü bacakların meziyetlerin­den uzun uzadıya bahsetmek artık gazetecilik sayılır olmuş­tu.
"Bir saat düşünmek bir yıl ibadet etmekten daha hayırlıdır."(1) Fakihânî "Fikru saatin..." lâfzıyla zikretmiş ve demiştir ki: Bu (hadis değil), Sırr-ı Sakatinin sözüdür. İbn Abbas ve Ebu'd-Derda: Bir saat fikir, bir gece kıyamdan hayırlıdır, dediler. Bunu Hattabî nakletti ve Suyutî Cami'inde "Bir saat fikir,
Sayfa 289 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
İsrailiyyat'ta vardır: "Bir abid uzun bir zaman Allaha iba- det ederdi. Bir gün bir kavim kendisine gelip dediler ki: "Şu- racıkta bir kavim vardır. Allaha değil, orada bulunan bir ağaca tapıyorlar." Bunun üzerine abid öfkelenip baltasını omuzuna aldı. Ağacı kesmek içir yola koyuldu İblis ihtiyar bir şahıs sure- tinde önüne
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.