Rüyamda insanlar bir kaldırımdı çoğu kararmış kırılmış ezilmiş içlerinde ise çok azı bembeyaz kırılmamıştı diğerlerinden farkli ve azınlıktalardı mutsuzlardı farkli oldukları için kirilmak nedir bilmiyorlardı aldatılmayı tanımıyorlardı sonrasinda darbe aldilar hayat bu tabiiki diğerlerinden aldıklari darbe onlari daha fazla üzdü kırdı duygusallaştırdı hayallerinden uzaklaştirdi kisacasi dayanamadilar tedavi olmaya gittiler tedavileri ise kirlenmek ve kırılmaktı topluma benzemeleriydi tedavileri( fikrimce bana benzeyen ve yeni DEHB li olduğunu farkeden yetiskinler icin olan düşüncem burada kaldirımlari birer insan olarak alegorikleştirdim kendimce bizler de insanız ve cok daha fazla kırılıyoruz diğer topluma nazaran fazla fedakarlıklar yapıyoruz birisini sevelim hele ki gidince dünyamız başımıza yıkılıyor hayat herkesi kırar ama biz küçük olaylari bile duygusallaştırıyoruz hayal gücümüz cezaya dönüşüyor) demek istedigim DEHB hastalik degil farkindalik olarak tanımlanmalı Teşekkurler.
İç dünyamızın iki önemli kısmı var, biri zihnimiz, diğeri de duygu dünyamız. Değerler sistemi insanın zihnen bildiği ve kalben sevip inandığı şeylerdir; çünkü zihnimiz sevmez, sadece bilir ve bilmekten bir haz duyar. Kalp ise sever, bilir; ama bu bilgi zihnin bilgisi gibi değildir. Onun için değerler sistemini bize öğretirler; ama bu öğreti kitabî değildir, yaşayarak öğretilir. Mesela bir öğrenci hocanın sadece sözüne bakmaz, hâline, tavrına, yürüyüşüne, oturuşuna, kullandığı eşyaya bakar.
Elektrik gecemizi aydınlattı, fakat bu defa iç dünyamız karardı. Bir araya gelince lakırdının ensesinde boza pişiriyor televizyonlar. Yüz yüze konuşamadığımız şeyleri, aşağılarda bir mahremiyetle, hem de tanımadığımıza ne rahat ifşa ediyoruz. “Bir tel koptu bütün ahenk bozuldu” diyor şair, tam tersi oldu tel (televizyon, telefon, elektrik) geldi bütün ahenk bozuldu. O güzel insanlar o güzel günleri yanlarına alarak “O güzel atlara bindiler ve gittiler…”
Tanınmak, onaylanmak, doğrulanmak ya da –teşhircilikten ziyade röntgenciliğe yatkınsak- kateksi ve fetiş nesneleri bulmak için dahil olduğumuz ölçüde, sosyal medya doğası itibarıyla libidinaldir. Tumblr ve türevleri, çıplak insan resimleri aramıyor olsak bile yemek-pornosu, sanat-pornosu, mimari-pornosu, veri-pornosu, araba-pornosu, doğa-pornosu
#yıldızlarvegölgelerkrallığı
-HOLLY RENEE
️️️️️
“Yıldızların Kutsadıkları, dünyamız için hem bir lütuf hem de bir lanettir. Güçleri hem olağanüstü hem de şeytani olabilir. Eşini bulan bir Kutsanmış ise tehdide eşittir..”
Doğduğunda üzerinde kutsanmışların işaretleriyle dünyaya gelen bir kız var Adara. Kanının ve işaretlerinin büyüsünün krallığı
-"Özgür Ballı şiiri misin, ne bu iç sıkıntısı?"
diyen Sıddık Yurtsevere
isterdim sen gülünce sahiden çiçeğe dursun
içimde dursun, içim, ezilmişlerin yanına dizilmiş
el yazısıyla etiketler pazarda
abla almazsan sen kaybedersin, gerçeküstü konuşmalar
maskeleri çenede sigaraları ağzında kafası başka yerde
domates yirmi lira
isterdim
İç dünyamız ile dış dünya arasında, zamandan bağımsızlık ve zaman arasında bir sebep-sonuç ilişkisi vardır. Hissettiğimiz her şey; bütün tutkularımız, düşüncelerimiz, umutlarımız, hırslarımız, sırlarımız, anılarımız ve hayallerimiz, korkularımız ve belirsizliklerimiz ve bütün duygularımız, beğenilerimiz, arzularımız, sevgi ve nefret gibi tüm hislerimiz algılanamayan fakat tek gerçek olan Oluş dünyasına aittirler. Oluş seviyemiz, bizi varlıklı ya da yoksul yapabilir veya mutlu ya da zavallı hale getirebilir.
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ?
“Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Aura
Yazarın daha önce çıkan kitaplarının neredeyse hepsini okudum
Kişisel gelişim kitaplarını seviyorsanız bu kitabınıda seviceksiniz.
Kitap üç bölümden oluşmakta .
Mutlu bir hayata giden yol nadiren düzdür diyor yazarımız .
Pozitif enerji taşıyan kişilerin ,genelde çözüm odaklı olduğunu ve olumsuzlukları fırsata çevirdiğini.
Kendimizle barışık olduğumuzun dört işaretini anlatmış bizlere.
İlişkiler ve İç dünyamız ile ilgili bir sürü konu başlığı ve testler var içerisinde.
İlişkim nasıl testi,Kıskançlık testi,İlişkiye bağlılık testi ...
Önemli olan uzun bir ömür değil,yaşanan sürenin değeri ve kalitesidir diyor yazarımız.
Bir kaç alıntı bırakıyorum sizlere .
"Herhangi bir hatayı iki kez yapabilirsiniz ancak ikinci kez yaptığınız Artık bir hata değil,bir karardır."
-
Başarıya giden yol, bazen alışkanlıkları değiştirmekle,kendimize olan konuşma tarzımızı iyileştirmekle başlar.
-
Kendini mutlu edemeyen insan bir başkasını asla mutlu edemez.
Biz insanlar geçmişte dış dünyayı kontrol etmeyi öğrendik ama iç dünyamız üzerinde çok az kontrole sahiptik. Baraj inşa edip nehirlerin akışını durdurmayı biliyorduk ama bedensel yaşlanma nasıl durdurulur bilmiyorduk. Kanalizasyon sistemi tasarlamayı biliyorduk ama beynin nasıl tasarlandığı konusunda hiçbir fikrimiz yoktu.