Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aylardan aralık, dışarıda zemheri ayazı... Kalabalık, soğuk, sisli ve puslu sabahların dayanılmaz yalnızlığı... Geride bıraktıklarım, dostlarım, arkadaşlarım, sevenlerim ve sevdiklerim... Kafamın için de yankılanan hep aynı soru: Ne işim var burada benim? Etrafımda birbirine selam veren simalar, gülen, konuşan, hal hatır soran... Arada dostluktan ziyade yıllanmış zamanın yakınlığı... Biz bir aileyiz duygusu ya da bir kabullenilmişliğin yanılgısı... Herkesin birbirini tanıdığı, en azından adını bildiği bir ortamda yeni gelen olmanın yalnızlığı... Dışarıdan, dışlanmış ya da henüz kabullenilmemiş olan... Birkaç kişinin belki beş on kabullenme çabası ya da hoş geldin ritüeli. Adet yerini bulsun diye hani! El sıkışmaların arasında gittikçe büyüyen yalnızlığımın boğazıma düğümlenmesi... Etraf soğuk, aylardan aralık, dışarıda zemheri ayazı... Mevsim kıştı. Kalbim kıştı. Dışarısı kıştı, içerisi kıştı, içim dışım her yanım kıştı. Öyle bir zamanda fark ettim onu. Merdivenlerden ağır ağır inen bir ışıltı... Ne bir hoş geldin dedi ne de merhaba. Sadece küçük bir tebessüm belirdi dudaklarında: sımsıcak, içten, sevgi dolu... İçimde yankılanan kocaman ses parça parça olup karışıyordu zemheri ayazına. Onu her gördüğümde yüzümde beliremeyen kocaman bir sevinç gelip yerleşiyordu kalbimin en derinlerine. Sesini duymak istiyordum oysa o hiç konuşmuyordu benimle ama ne zaman görse yüzünde kocaman bir gülümseme... Melek! Ben ona melek diyordum, o bana ne diyordu bilmiyorum.
Sonuç
Sınır, hem Gürcü göçmen işçiler hem de Hopa'daki göçten etkilenen toplumsal kesimler açısından bakıldığında ekonomik fırsatlar sunan bir kaynak, geçim kapısı, kârı maksimize etmeyi amaçlayan bir araç olarak görülürken aynı zamanda biz ve onlar, bu taraf ile o taraf, burası ile karşısı, içerisi ile dışarısı aracılığıyla ulusal kimliği muhafaza eden onu yeniden üreten karışıklığı ortadan kaldıran bir aygıt olarak da işlev görmektedir.
Sayfa 382Kitabı okudu
Reklam
Rasûlullah s.a.s şöyle buyurmuştur: “ Kuşkusuz cennette, içeriden dışarısı, dışarıdan içerisi gözüken köşkler vardır.”
Kurmaca eser okurken
"Okurken dikkatimizi dışarıya, kâğıt üstündeki sözcüklere yöneltiyoruz, ama aynı anda hayal etme ve zihinde canlandırma esnasında içeriye dönük muazzam bir dikkat var." Gözünüzü kapatıp rasgele bir şeyler hayal etmeye çalışmaktan farklı bir durum bu. "Bir yapısı var - dikkatimizin önce dışarısı, yani kâğıt üstü ile içerisi, yani o sözcüklerin temsil ettiği şeyler arasında gidip geldiği eşsiz bir durum." "Dışa dönük dikkat ile içe dönük dikkat"in bir araya geldiği bir durum. Kendimizi, diyor Raymond, "farklı karakterleri, onların motivasyonlarını, hedeflerini anlamaya, bu farklı şeyleri takip etmeye çalışır halde buluyoruz. Bir tür idman bu. Gerçek dünyadaki insanları anlamaya çalışırken de aynı türde bilişsel süreçleri kullanıyoruz muhtemelen."
Hiç dikkat ettiniz mi, en yakınlarına kötü davranan insanlar başkalarına karşı oldukça sevecen ve yardımseverdirler. "Ele iyi" diye bir laf vardır bizim toplumda. Size tokat atan baba, karşı komşunun çocuğunu sever; bir kere yüzünüze gülmeyen anne markette gördüğü çocuğu öpücüklere boğar. Toplum içinde taktığımız maskelerdir bunlar. Dışarısı bizi iyi bilsin, içerisi ne de olsa bizimdir.
Sayfa 59 - Doğan kitapKitabı okudu
“Artık hiç saygı kalmadı, dışarısı içerisi gibi.”
Sayfa 111 - Alfa yayınlarıKitabı okudu
Reklam
156 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Apartmanda sıkışmış insanlar, kendinde sıkışmış insanlar.
Bir gece hayatınızda görmediğiniz bollukta kar yağdığını düşünün. Yeri kaç santim geçerdi bu kar? 50 santim? 1 metre? 1.5 metre? 3-4 metre olur mu bir kar? Oluyormuş. İstanbul'da nezih bir apartmanda yaşıyorsunuz. Görünürde kimsenin kimse ile çok bir alakası, ilgisi yok. Bir kış meteorolojistler insanları uyarmaya başlıyorlar. "Son yüz elli yılın en fazla kar yağışını bekliyoruz. Herkes dikkatli olsun." Yağıyor. 4 katlı bir apartmanın 3. Katına kadar yağıyor kar. Tüm apartman mahsur kalıyor içeride. Dışarısı ile temas kesiliyor, içerisi ile temas başlıyor. Telefon çekmez, kapılar açılmaz, dışarı çıkılmaz; e mecbur herkes birbirine kalıyor. Bu kitabı okursanız -ki okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum- bu durumun nasıl sonuçlar doğuracağını fark edeceksiniz. Görünürde dertleri, sevinçleri, hayatları birbirinden farklı bu insanlar nasıl iletişim kurar? Bu insanların iç dünyası nasıl (ya da iç dünyaları var mı)? Kısacık ama etkisi büyük kitap. Okuyun, okutturun efenim.
Aslı Akarsakarya
Aslı Akarsakarya
İçeride Kalanlar
İçeride KalanlarAslı Akarsakarya · Yapı Kredi Yayınları · 202373 okunma
Kafanın içindeki o susmak bilmeyen ses, sakinleştiğinde... Dışarısı ile değil de içerisi ile ilgilendiğinde... Ona sarılırken kendine sarıldığını bildiğinde... O zaman işte kalbin ısınacak.
78 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Ayın anlam ve önemine binaen. Bu yol taşlık, bu yol zorlu. Italo Calvino'ya çok yanlış yerden başlamış olsam da (Bunu şu an farkediyorum.) çok sevmiştim. Çünkü ben postmodern severim. Bu kitap belki ilk tanıma kitabı adına iyi bir seçenek olabilir. İyi bir öykü yazarı kendisi. Bayıldım. Bu novellada kendisinin öykücülüğüne daha çok dalıyoruz. Bir seçim günü Cottolengo'daki düşkünler yurdunda sandık gözlemcisi olan komünist partili Amerigo'nun o gün yaşadıkları. Amerigo gün boyunca müthiş şeyleri sorguluyor. Siyasetin yeri, sahteliği, çıkarları, insan ruhu, içerisi, dışarısı, asıl düşkünün kim olduğu, insanların iki yüzlülüğü ve hayatın deveranı gibi konulara Calvino'nun şöyle bir değindiği düşündürücü eseridir kendisi. Ezcümle, bir Calvino ile tanışayım ama okuması zor olmasın diyenler buyursun. İçinden: "Yani her işin önemli anı; başlangıcı, tüm çabaların tek bir amaca yöneldiği, sadece geleceğin düşünüldüğü an mıdır?Her kuruluşta, kalıplaşmış, tekdüze yöntemlerin başa geçtiği bir zaman gelmez mi? Yoksa yoksa asıl önemli olan, kuruluşların eskimesi değil, kullanılan araçlara yeniden gerçeklik veren boyuna kendini yenileyen insan iradesi ve gereksinimleri midir?" Keşke artık başrolde gerçekten insan iradesi ve gereksinimleri olsa.
Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü
Sandık Gözlemcisinin Uzun GünüItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 2017215 okunma
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Kşkusuz cennette, içeriden dışarısı, dışarıdan içerisi gözüken köşkler vardır. Sahabiler : "Ey Allah'ın Resulü! O köşkler kimin içindir ?" diye sordular. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Yemek yediren, güzel ve tatlı sözler söyleyen ve insanlar uykuda iken geceleri namaz kılan kimseler içindir."
Reklam
Devrik cümlelerin ortasında Hece düşmelerinin kıyısında Noktalama mayınlarının arasında Kaldım bi başıma Kalem, kale'mdir diyemem Ne içerisi güvenli Ne dışarısı korunaklı Kaldım bi başıma ...
“Uykusu delinmiştir, diye lafa karıştı babası da; biliyorsunuz, uyku yekpare bir şey değildir. Karmaşık safhaları, inişleri çıkışları, iç içe geçmiş dönemeçleri, dehlizleri, kuyuları ve çeşitli basamakları vardır onun. Kimi zaman dünyanın dışına taşacak kadar kalınlaşır mesela, kimi zaman da tutar, tıpkı bir tülbent gibi incelir. İnceldiğinde, çeşitli sebeplerle delindiği de olur uykunun. Ne bileyim, bazen zihnimizdeki sivri uçlu bir hatıra deler onu; bazen henüz hazmedemediğimiz bir sözün acısı, bazen kolu bacağı aklımızın dışında kalan bir düşünce yahut bir duygu, bazen de etrafımızda olup biten, bizim fark edemediğimiz meçhul bir şey deler. İşte o vakit delinen yerden içerisi görünmez ama dışarısı görünür. Hakîkat oradan gerçekte olduğu gibi görünmez tabii; uykunun sisi yüzünden, kendisinin biraz berisinde yahut gerisinde görünür.”
Sayfa 103Kitabı okudu
Şeylerin biçimleri gecede silinip gittiğinde, gecenin karanlığı _ne bir nesne ne de bir nesnenin niteliği olmayan gecenin karanlığı_bir mevcudiyet işgal eder. Geceye mıhlanmışızdır ve hiçbir şeyle meşgul değilizdir. Fakat bu hiç, saf bir hiçliğin hiçinden farklıdır. Artık ne bu ne şu vardır; "bir şey" yoktur. Fakat bu evrensel yokluk da
yokluğun varlığı_Kitabı okuyor
810 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.