AYTMATOV'u sevmek için yeni bir neden...
Bu bir inceleme mi yoksa duygu aktarımı mı ben karar veremiyorum. Aytmatov kalemi güçlü bir yazar lakin bu kitap başka, bambaşka. Eser, 80 sayfaya bir ömür sığdırılmışçasına önümüze serilmiş. Okudukça neden daha fazla sayfa sayısına sahip değil, bu duygu yüklü hayatlar neden sadece 80 sayfalık yer edinmiş diye düşünmeden duramadım.
Düyşen, istasyonda Altınay'a ne söyleyecekti, yıllar sonra Altınay ve Düyşen karşılaşınca neler olacaktı ? Merak ettiğim birçok sorudan sadece ikisi.. Eser benim için bitmedi, içimde hâlâ devam ediyor, sorularıma cevap arıyorum düşünüp duruyorum. Olay örgüsünü Altınay tarafından dinledik. Peki ya Düyşen ? Yaşanan bunca acı karşısında ne hissetti, severek okuyan bir okur olarak bilmek isterdim.
Gelelim kavak ağaçlarına, bu geceden itibaren hayatımda daha farklı bir yere sahip olacak olan kavak ağaçlarına... Size de öyle olmayacak mı, her kavak ağacı denildiğinde aklınıza Düyşen ve Altınay gelmeyecek mi, kavak ağacı sizin için de bir umut olmayacak mı, bir tebessüm, bir yaşam, her şeye rağmen güzel bir gelecek...Kavak ağaçlarının eserdeki konumunu zihnime tablo niteliğinde yerleştirdim. Sanki yaşamışçasına, minik kavalı kendi elimle dikmişçesine...
Daha fazlası için okuyun, okutun. Özellikle siz Aytmatov severler eğer okumamışsanız kalbinizde Aytmatov için yeniden bir yer açmak için mutlaka okuyun.
Son söz olarak şunu belirtmek isterim ki kırdığım 1 puan bizi içine çeken bu olay örgüsü için sayfa sayısının kısa olmasından ötürü. Duygu yüklü okumalar dilerim...