Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
416 syf.
8/10 puan verdi
Tıp ve Psikolojinin Buluştuğu Nokta Psikiyatrist'te İnsan Dramı
Dr. Blankenburg, hem işinde hem de özel hayatında birtakım problemlerle boğuşan bir psikiyatrist. Bir gün Anna adında travmatik geçmişi olan bir hasta ile tanışmasıyla her şey alt üst oluyor. Anna'ya yardım etmeye çalışırken kendisini karanlık bir komplonun içinde buluyor. Psikiyatrist sadece gerilim dolu bir roman değil, aynı zamanda psikiyatristlerin ve hastalarının yaşadığı zorlukları da gözler önüne seren bir eser. Dorn, psikiyatristlerin de insan olduğunu ve kendi problemleriyle mücadele ettiğini ustalıkla anlatıyor. Roman, aynı zamanda psikiyatristlerin hastalarıyla kurduğu ilişkilerin ve bu ilişkilerin bazen tehlikeli boyutlara ulaşabileceğinin de altını çiziyor. Karakterlerin derinliği ve gerçekçiliği de romanın en etkileyici yönlerinden biri. Dr. Blankenburg hataları ve zaaflarıyla birlikte son derece inandırıcı bir karakter. Anna da travmaları ve çaresizliğiyle okurun duygularına hitap etmeyi başarıyor. Romanın diğer karakterleri de özenle işlenmiş ve hikayeye derinlik katıyor. Dorn, gerilimi ve dramı ustaca kullanarak okuru sayfalara bağlamayı başarıyor. Roman boyunca merak duygusu sürekli canlı tutuluyor ve okur son sayfaya kadar ne olacağını merak ediyor. Psikiyatrist, aynı zamanda psikolojiye ve insan doğasına dair ilginç fikirler de sunuyor. Psikiyatrist gerilim ve drama severler için olduğu kadar, psikolojiye ve insan doğasına ilgi duyanlar için de ideal bir okumalık. Wulf Dorn, bu romanla usta bir hikaye anlatıcısı olduğunu bir kez daha kanıtlamış.
Psikiyatrist
PsikiyatristWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20168,9bin okunma
415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Peki Ben Kimim?
Kitabın bir yerinde Dr. Breuer kendine soruyor bu soruyu: Peki ben kimim? Aslında birçok insanın dilinde dolaşan, sık sık gündeme gelen bazı sorular var: ben kimim, nereden geldim ve nereye gidiyorum? gibi. Gerçekten cevap verebiliyor muyuz bu sorulara ya da verdiğimiz cevaplar bize ne kadar etki ediyor bilmiyorum. Mesela Dr. Breuer, birçok
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
Reklam
Dış görünüşe varıncaya kadar bütün özgünlüğün sona ermesi. Tüm insanların aynı kıyafetler içinde olmalarının, tüm kadınların aynı giyinmelerinin, aynı makyajı yapmalarınun bir sonucu olacaktır: Tekdüzelik mutlaka iç dünyaya da nü- fuz eder. Yüzler, ayrı hırslar nedeniyle birbirine benzeyecek, vücutlar aynı sporu yapmaktan benzer şekilleri alacak, zihinler de aynı şeye ilgi duymaktan benzer şeyleri düşünecek. Farkın- da olmadan, bir ruh eşitliği ortaya çıkacak; artan tek tipleşme içgüdüsü nedeniyle kitle ruhu oluşacak, kasların gelişmesi uğruna sinirler körelecek, ideal tip uğruna bireyin yok oluşu gerçekleşecek.
"İNSANLIK 10 KISIMMIŞ..."
İnşaallah “Hâl” ve “Bal” ehli olanlardan oluruz, temennilerimle... “1 - YAL EHLİ: Yeme içme ve harâm normal, menfaat tam tekmil, yalaka, asalak, satın alınmaya müsait hain... 2 - KÂL EHLİ: Sadece lafını eder, vır vır konuşur, geveze...Ama yapmaz, icraatı yoktur, elini taşın altına sokmaz kaçar. 3 - MAL EHLİ: Biriktirmekten zevk alan, rüşvetçi,
Diktatörler işin başında kaçınılmaz olan bazı krizleri bir kez aştılar mı, genellikle bir süre için yerlerini sağlamlaştırmış olurlar; nasıl ki insan bünyesi iklim değişikliklerinden veya değişen hayat şartlarından ilk başta rahatsız olsa da sonradan onlara alışıyorsa, halklar da egemenliğin yeni biçimlerine şaşılası bir hızla uyum sağlar. Aradan
Sayfa 212 - 213, 214Kitabı okudu
320 syf.
·
Puan vermedi
Benim de yahudi Arkadaşlarım var!
"yahudilikle hiçbir ilgim yok, Ne bir yahudiyi ne de bir insanı öldürmedim, Öldürme emri vermedim" diyor Eichmann. Önce yazar hakkında bilgiyle başlayalım ki daha iyi anlayalım. Hannah Arendt, yahudi soykırımını görmüş, yahudi kimliğinden ötürü kampa alınmış kişidir. Referansları yardımıyla kamptan kaçış, önce Fransa ya geçer Almanya
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2012691 okunma
Reklam
lirik çapkın/epik çapkın
Çok sayıda kadının peşinde koşan erkekleri rahatlık- la iki kategoriye ayırabiliriz. Bazıları bütün kadınlarda kendi öznel ve değişmez kadın düşlerinin gerçekleşmesini bekler. Ötekiler ise nesnel kadın dünyasının sonsuz çeşitliliğini ele geçirme isteğiyle davranır. Birincilerin saplantısı "lirik"tir; kadınlarda aradıkları şey kendileri,
Toplumumuzdaki yalnız ve kurallara uygun yaşayan insanların hayatlarına baktığımızda çoğunlukla ortaya çıkan şaşırtıcı gerçek, ilişkilerde sevgi öğesinin ne kadar az yer tuttuğudur. Doğal olarak insan ilişkilerinin çoğu birçok nedenin karışımından oluşur ve içlerinde değişik duyguları bir arada barındırırlar. Bir erkekle kadın arasındaki, (belli
Farabi* tıp yorumu
Çünkü karaciğer hem memur, hem amir organdır. O, kalbin bir memuru ,ancak öd ,böbrek ve benzeri diğer organların amiridir. Buna karşılık mesane böbreğe ,böbrek karaciğere ,karaciğer kalbe hizmet eder. Diğer organların durumu da aynıdır.
Dilde Gelişme.
Marksist tiyatro yazarı Brecht, “İdeal, halk için kralların dili ile yazmaktır” der. Yani yazarlar eserini halkı aydınlatmak maksadı ile yazmalıdır ama onu kaleme alırken yüksek kültürlü insanların dilini kullanmalıdır. Zira halk dili derin ve yüksek hakikatleri ifade edecek kelime ve deyimlerden mahrumdur. Günlük konuşma dilinde insan vücudu ile ilgili kelimelerin sayısı yirmiyi geçmez. Halbuki tıp ilmi yüzlerce kelime kullanır. Tabiat ilimleri ile sosyal ilimler de öyle. Bunun sebebi insan vücudunun,tabiatı ve sosyal hadiselerin karmaşık oluşudur. Halk anlasın diye karmaşık vakıaları basitleştirmek, onu bilmediği pek çok hakikatten mahrum etmek demektir. İyi bir romancı veya hikâyecinin eseri de halkın bilmediği kelimeler ve ifade şekillerini ihtiva edebilir. Burada da basitleştirme ve sadeleştirme, halkı, tanıması veya zevk alması gereken duygu ve düşüncelerden uzak tutar.
Sayfa 174 - DergâhKitabı okudu
Reklam
İBNİ HALDUN’DA SİYASET ÇEŞİTLERİ 1) Akli siyaset, 2) Medeni siyaset, 3) Dini siyaset. Akli siyaset, insanların akılları ile bulunup koydukları kanunların devleti yönetme türüdür. Bilgiye ve akla dayanan bir yönetme söz konusudur. Kamu yararına çalışır. İslami devletler, akıl dışı ilahi emirlerle yönetildiklerinden özel bir durum gösterirler,
Bazı eğitimciler, okulda zorlanmış bir öğretmenin daha iyi bir öğretmen olduğunu savundu çünkü öğretmen bu sayede başarısız olan öğrencileri anlayabilirdi. Bu ters bir mantıktı. Birkaç kötü ameliyat yapmış bir doktor ideal bir tıp fakültesi profesörü olabilir miydi?
746 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.