Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Saçma
555 gün olmuş o kara başlangıçtan beri. 500. yazıyı yazmak için bilgisayarın başına oturduğumda aklımdan bu geçmiyordu elbette. O zaman masum bir şeyler yazıp bu sıkıntılı görevi hemen bitiririm diyordum kendi kendime.Oysa o hırslı yaratık arkamdan gelip fısıldamaya başladı, bu 500. seferde de. "Aynı olabilir mi acaba? Ne güzel olur değil mi
477 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kırmızı Pabuçlar
... Hatırladığım kadarıyla, Toronto'nun Ontario Gölü kenarındaki sanat merkezi Harbourfront'ta geçen bir perşembe gecesiydi. Harbourfront'un edebiyat faaliyetlerinden sorumlu sanat yönetmeni Greg Gatenby, Paris'teki iki dilli bir Kanada kitapçısı olan Abbey Kitabevi'ni destekleyen bir okuma günü düzenlemişti. Toronto'nun ünlü yazarlarından çoğu,
Margaret Atwood
Margaret AtwoodRosemary Sullivan · Everest Yayınları · 201317 okunma
Reklam
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
"Sedef Yankı Sarmaşık. Yapma be kızım, bize bunu yapma artık. Ben uzun zamandır iyi değilim, Kedicik. Sensiz iyi olamam... Madem Sedef bunu yapamayacak kadar yorgun düştü, o vakit söyle Yankı'ya, seni bana geri getirsin. Sana neden kendi dediğimi sen de dahil olmak üzere kimse bilmedi. Henüz üş günlük bebekmişim. Anne sütüne muhtaç üç
Kuzey Sancak...Kitabı okudu
FARELER CENNETİ
Ev, uzaklık kavramının sınırlarını zorlayan bir kavramdı; zira o, her zaman içsel bir bağlılıkla korunan bir sığınaktı. Dış dünya, göz alıcı ya da dikkate değer hiçbir şey sunmuyordu. Ücra bir parkın köşesindeki birkaç ayyaş, zihinlerini kirli düşüncelerle doldurarak varlıklarını sürdürüyordu; bu gerçeği görmemek imkansızdı. Üç kişilik bir grup
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
Reklam
inanmak...
Nedir bu kadar acele olan. Nereden çıktı bu heves… 5 yıl geçmiş üstünden, almamışsın kalemi eline de, ne oldu bu gece, uyku tutturmadı, sabahı bekletmedi. Kalk dedi bir ses, al kalemi eline ve bekle… Kalktım! Aldım kalemi elime! Bekliyorum… Neler dökülecek satırlara diye merak içerisindeyim . Sahi ne oldu da bıraktım ben yazmayı? Akıl tutulması
"Sedef Yankı Sarmaşık. Yapma be kızım, bize bunu yapma artık. Ben uzun zamandır iyi değilim, Kedicik. Sensiz iyi olamam...Madem Sedef bunu yapamayacak kadar yorgun düştü, o vakit söyle Yankı'ya, seni bana geri getirsin. Sana neden kedi dediğimi sen de dahil olmak üzere kimse bilmedi. Henüz üç günlük bebekmişim. Anne sütüne muhtaç üç
II Son dadandığım yer bir rulet kumarhanesiydi. Burası öyle bir yerdi ki, kendimi oraya gitmekten alıkoyamıyordum. Yanımda da beni kumarla tanıştıran prens vardı. Burada en çok tutulan kumar “bank”tı. Büyük zenginler geliyor, ortada korkunç paralar dönüyordu. Bir süre sonra burası da bana itici gelmeye başladı, çünkü buraya gelen birinin kum gibi
Sayfa 780Kitabı okudu
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Reklam
Ah, şu dünyada gerçekler ne kadar korkunç! Bu güzel, bu halim selim, bu göksel varlık bir zalimdi, ruhumun dayanılmaz tiranı, bir işkenceciydi! Bunu söylemezsem kendime iftira atmış olurum! Onu sevmediğimi mi sanıyorsunuz? Onu sevmediğimi kim söyleyebilir? Bakın: Burada bir alay, burada yazgının ve doğanın acı bir alayı var! Bizler lanetlenmişiz, insanoğlunun hayatı gerçekte lanetlidir (bu arada benim de tabii...). Bazı konularda hatalı davrandığımı kabul etmem gerekirmiş. Evet, yanlış olan bir şeyler vardı. Her şey açıktı, planım gökyüzü kadar aydınlıktı: “Sert ve kibirli olacağım, kimsenin ruhumu yatıştırmasına ihtiyacım yok, suskun acılar çekerim.” Evet, hepsi buydu, yalan söylemiyordum, yalan söylemiyordum... “Bunda gönül yüceliğinin olduğunu kendisi sonra görecek, ama şimdi sezemez. Bunu zamanla anlar anlamaz, bana on misli değer verecek ve ellerini göğsünde kavuşturarak bana yalvaracaktı.” İşte plan... Ama unuttuğum ya da gözden kaçırdığım bir şeyler olmalıydı. Beceremediğim bir şeyler vardı sanki. Ama yeter, yeter artık. Kimden bağışlanma isteyeceğim ki şimdi? Her şey bitti, cesur ve gururlu ol be adam! Kabahatli olan sen değilsin...
#kendikalemim
Hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor Evet hiçbir şeyi beceremiyorum yine. Pollyanna olarak bunun iyi bir ödül olduğunu düşünüyorum. Ne ödül ama. Neden böyle biri oldum ben. Neden değer verme konusunda hiç sınırlayamadım kendimi bir kesimden aşırı nefret ederken diğer tarafı hep çok sevdim. Kaybeden olmamdaki asıl nedende buydu sanırım. Soyutlamak
De ki Gerçekten Sevdi mi Beni?
Bazen Hasret Notaları Yükleniyor Gönlümün Hüzün Tellerine... Elime Alıp Kalemi Mektuplara Dökesim Geliyor Yüreğimi Ama Her Seferinde Kelimelerim Bozguna Uğruyor... Harflerim Bir Bir Düşüyor Uçurumun Kenarından... Bazen Bir Kenara Çekilip Ağlayasım Geliyor Tüm Rüyalarımı ve Bir Hüzzam Güftesi Gibi Yağan Yağmurlarda Islanıyor Kalbim... Sesim Titrek
Vesaire .
‌İnsan öyle garip bir varlık ki dün yana yakıla sahip olmak istediği şeyin varlığını dilerken bugün aynı şeyin acısından, onun içinde bıraktığı keskin duygulardan kurtulmak için ellerini açıyor ve yine aynı iştiyak ile o şeyin yokluğunu diliyor. Oysa daha önce bir buğday tanesi kadar küçük bir varlık sahası tutsa sana yetecek , bir mümkün bir
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.