Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O gün bizi sevindiren ve mutlu eden bu haberin, daha sonra kâbusumuz olacağını elbette bilemezdim. Hayat böyle bir şeydi işte. Sevincimiz acıya, üzüntümüz güzelliğe sebep olabiliyordu. Kader de zaten bu demek değil miydi?!..
Seni az tanıyorum…Az… Sen de farkettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime var ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir
Reklam
8700 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bedeli Kanla Ödenen Tefsir
Muhteşem..Beğenmek ne kelime bayıldım...Bunu okumayan Tefsir okudum demesin!!! ''İlmî ve fikrî çalışmalarını önceleri daha çok Kur’an’ın edebî i‘câzı üzerinde yoğunlaştıran Seyyid Kutub, daha sonra Kur’ân-ı Kerîm’den ilham alarak hazırladığı makalelerini “Fî Ẓılâli’l-Ḳurʾân” başlığı altında el-Müslimûn dergisinde yayımlamaya başlamış,
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)Seyyid Kutub · Miraç Yayınları · 2021223 okunma
394 syf.
8/10 puan verdi
AŞK VE GURUR?
Gurur ve önyargı? Ya da aşk ve gurur mu demeliyim? İsmiyle bile tartışmalara konu olan 19. yüzyıl Jane Austen eserlerinden biri. Jane Austen dünyaca ünlü İngiliz bir yazardır. Daha önce kendisini okumadığım için biraz üzgün olsam da bundan sonra diğer eserlerini okuyacağıma şüphem yok. Yazarın hayatına bakarken dindar bir ailenin kızı olduğunu
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202375,7bin okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Özgürlük ve evlilik arasında sıkışmış Serdar ile tanışıyoruz bu kitapta.Biraz uçarı,aykırı aynı zamanda da eğlenceli bir karakter . Aşamadığı boşluğu evliliğini bitirerek aşacaktı. Eşinin yardımı ile evlilik engelini kaldırdı sonunda . Fakat yedi ay arayla intihar eden arkadaşları neyi aşamamıştı? Bu soru hep beynindeydi . Serdar artık özgürdü.Psikoterapiye de ihtiyacı yoktu .Omuzlarının üstünden kalkan bu yükle birlikte bu kez özgürlüğün içinde kayboldu .Yaşadığı günübirlik ilişkilerin yarattığı duygusal boşluk büyüdü bu kez içinde . Yeni bir aşk ona gelebilir miydi ? Beytullah ve Serap neden intihar etmişti? Evet arkadaşlar ,Hayat kaçıyorHangimiz bunalıp kaçmak istemedik bazı şeylerden ? Bazen toplumun ,bazen de ailenin izlerini taşıdık ilişkilerimizde ,evliliklerimizde . Eleştirildik sineye çektik ,bazı zamanlar isyan ettik . Gelin siz de bu kitabı okuyarak sorgulayın kendinizi .Herkesin böyle bir psikoterapi seansına ihtiyacı olduğuna eminim .Öyleyse harekete geçme zamanı sizlerde #çıkmamlazımhayatkaçıyor Bana kalırsa evlilik, bir elmanın iki yarısı olmak değildir. Aksine evlilik, elma ile armudun aynı dalda yaşamaya karar vermesiyle başlayan bir yolculuktur. Çünkü alışkanlık büyüktür cennetten. Özünde iyi olup size kötü gelen herkes toksiktir. "Elinde çekiç varsa,he problem çivi gibi gözükür."
Çıkmam Lazım Hayat Kaçıyor
Çıkmam Lazım Hayat KaçıyorBünyamin Kapıcıoğlu · Nemesis Kitap · 057 okunma
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
520 syf.
7/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Selaaaamlar! Bugün size akıcı ve oldukça değişik bir çifti içinde barındıran o kitabın yorumu ile geldim. yazarın kalemini ilk kez bu kitapta tanıdım daha önce hiçbir kitabını okumamıştım ama kaleminin akıcılığını ve kendini okutmasınını sevdim. Kitabımız annesi tarafından sevilmeyen ve gerçekten hayat şartları konusunda kötü bir hayat yaşayan
Morana
MoranaIşılsu Gültekin · İndigo Kitap · 202422 okunma
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi Joseph Campbell Bu yüzden çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır diyor ne acı değil mi . Dostluğun insancılığın sanatın ve bilimin kalıcı değer ölçülerini vurguluyor bunca tedirginlik ve kıvranma içinde huzur bulabilmeni tek yolu bu ölçekte düşünebilmek . Sürüden ayrılan
"Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir…"
Sayfa 349Kitabı okudu
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
Reklam
Çağımız, Hermann Hesse'nin deyişiyle 'Koca bir neslin iki yaşam biçimi, iki devir arasında sıkışıp kaldığı ve doğal olarak anlayışın, belli standartların ve hayat güvencesinin yok olup gittiği' bir zaman dilimidir.
Sayfa 39 - Kuraldışı Yayıncılık, İstanbul 1997Kitabı okudu
Arka kapak yazısından
“Başka insanlardan farklı olduğumu ne zaman anladım, hatırlamıyorum. Fakat öğretmenimin gelmesinden önce biliyordum bunu. Annem ya da arkadaşlarım bir şey istediklerinde benim gibi işaretler kullanmıyorlar, ağızları ile konuşuyorlardı. Kimi zaman sohbet eden iki kişinin arasında oturur, dudaklarına dokunurdum. Anlayamazdım ve canım sıkılırdı. Ağzımı amaçsızca onlar gibi oynatırdım. Kimi zaman bu beni öyle sinirlendirirdi ki, yorgun düşene kadar bağırır, her yeri tekmelerdim.”
Bilge Kültür SanatKitabı okuyor
Kısa sürede tanıdığınız iki kişiden birinin içini dışına çevirdiğinizde diğeri karşınıza çıkabiliyordu. Hayat da bu insanlar arasında kendi kişiliğinizle var olmaktan ibaret değil miydi zaten?!..
160 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gelmiş geçmiş en büyük dehalardan biri olan İngiliz yazar George Orwell’in yazdığı bu alegorik roman, tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasında. Yine İngiliz Edebiyatı ve yine bir İngiliz yazar zekasıHastasıyım Ben Orwell’in distopik romanı olan 1984’ü daha çok severim ve iki defa normal kitabını bi kaç kez de çizgi romanını hiç bıkmadan okudum.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Koridor Yayıncılık · 2021246,3bin okunma
"Bir zamanlar Sokrates adında bir adamın yaşadığı, insanlığa ne kadar anımsatılsa azdır; zamanında kendisiyle yasal yetkililer ve kamuoyu arasında kayda değer bir çatışma olmuştu. Büyük insanların bol olduğu bir çağ ve ülkede doğmuş bu adam, hem onu hem de o çağı en iyi bilenler tarafından, dönemin en erdemli kişisi olarak aktarılmıştır bize; biz ise onu, kendisinden sonra gelen bütün erdem öğretmenlerinin başı ve ilk örneği, hem Platon'un yüksek ilhamının hem de Aristoteles'in dengeli yararcılığının kaynağı olarak tanıyoruz, “i maestri di color che sanno” (hocaların hocası) diyebileceğimiz, etik ve tüm diğer felsefe kollarının iki hayat pınarıdır bu düşünürler. Ondan bu yana yaşamış bütün önde gelen düşünürlerin bu saygı duyulan ustası -aradan iki bin yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen ünü hala büyüyor, doğduğu şehre şan katan tüm diğer isimlerin toplamından daha ağır basıyor- kendi ülkesinin insanları tarafından, mahkeme önünde dine saygısızlık ve ahlaksızlık yapmaktan suçlu bulunarak öldürüldü. Dine saygısızlığı, devletin tanıdığı tanrıları reddetmekti; gerçekten de onu suçlayan kişi, hiçbir tanrıya inanmadığını öne sürdü (bkz. “Apologia”). Ahlaksızlığıysa, öğretileri ve yönlendirmeleriyle “gençliği kötü yola sevk etmek”teydi. Mahkeme onu bu eylemlerden suçlu buldu, bunu dürüstçe yaptığına inanmamız için de her türlü gerekçe var; herhalde o zamana kadar doğmuş olanlar arasında, insanlığın elinde en iyi muameleyi görmeyi hak etmiş bu insan, mahkeme tarafından, bir suçlu olarak öldürülmeye mahkum edildi."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.