_Eğitim – Öğretim_
_Eğitim, bilgilenme ve gelişme sürecidir ve yaşam boyu devam eder. Süreklidir. Plansız ve programsız da olabilir.
_Öğretim, eğitimin okullarda planlı yapılan kısmıdır. Eğitimin bir parçasıdır. Öğretim, planlı programlıdır. Süresi vardır.
_Her eğitim, öğretim değildir. Fakat her öğretim, eğitimdir.
_Öğrenme
“Günler” bitti. Sevdiğim bir yazar olan Süreya'nın güçlü kaleminden çıkan bu eseri okumak zahmet gerektiriyor ve emek istiyor.
(1931-1990), anı, otobiyografi ve deneme türlerini iç içe işlediği 993 günceden oluşan günlüğü, pek çok şair, şiir ve dergi üstüne düşünce ve görüşlerini bildiriyor.
Bu eserini okuyunca, Cemal Süreya'nın ne kadar
"Bazı sorunlar kullanılan dile bakılarak çözülmelidir, örneğin önce oureas" sözünde yerel bir sözcük vardır: Ozan belki katırları değil de nöbetçileri kastediyordur. "
Dipnot:
Ilyada, L, 50. Sorun şu gibi görünüyor: Akhaları cczalandırmak isteyen
Apollon neden oklarıyla önce katırları (oureas) vuruyor? Aristoteles'e göre
çözüm:
Kitabın adının ve içeriğinin uyuştuğu bir eser ile daha tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum. “Nereden çıktı şimdi bu kitap ?” diyordu yazar kitabın ilk sayfalarında. Biraz okuyunca nereden çıktığını idrak etmek meşakkatli olmayacak neyse ki.
Yine çoğu şeyin farkında olup hiçbir şeymiş gibi davrandığımız mevzuları halının altından çıkaran güçlü bir
SON DANS -1
O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim.
Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
Klasik okumayı öyle özlemişim ki, cümlelerin güzelliğinde eşsiz bir zevk buldum. Her cümlenin estetik kaygısını içinde taşıdığını ve cümlelerdeki değinilen noktalarla nasıl bütünleştiğini seyretmek ilham veriyor. Uzun zamandır estetik, güzellik ve sanat üzerine bir kitap okumamıştım. Sanırım hayatın içinde yaşadığımız sıkıntılarla güzellik
Kayıtsızlığın bir fazilet gibi kabul edildiği bir yerde daha fazla yaşayabileceğimi sanmıyorum.
**
Ernest Hemingway, "Dünya güzel bir yer ve de uğruna savaşmaya değer" demiş. Ben cümlenin ikinci yarısına katılıyorum.
**
Kadınlar tecavüze uğradıklarında 'imdat' diye
bağırmamalılar 'yangın' diye bağırmalılar. 'İmdat' diye bağırırlarsa kimse gitmez ama 'yangın' diye bağırırlarsa herkes gider.
**
Birinin seni dinlemesini istiyorsan omzuna dokunuvermek yeterli değil artık. Balyozla vurman gerek.
**
Hayatla mücadele etmektense uyuşturucuya sığınmak daha kolaydır. Çalmak, çalışarak elde etmekten daha kolaydır. Bir çoguğu dövmek, onu büyütmekten kolaydır. Aşkın bedeli vardır.Çaba, ugraş gerektirir.
**
Bir kadın, içi o kadar çirkin ki, dış güzelliği olmadan hayatını sürdüremiyor.
...
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
....
Ve adı Nefes'tir, aslıysa Nefs.
"Biz neyiz, bize üfleyen sensin Allah'ım" diyen Hazretin manasıyla bakabilmektir hayy'at.
Nefes nedir? diye sorsalar bana dünyalık bakış açımla, maddeyi görebilen hüviyetimle ciğerlerimizi ve tüm vücudumuzu dolaşan hava derdim basitce bir izahla.
Oysa işin manasını, aslını bilen kalp gözüyle
Bu sefer nasıl bir giriş yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Aşk izah edilebilir mi, belli kalıplara sığdırabilir mi? Kelime ile açıklanacak bir durum değil, his ile gösterilemeyen, eskiden beri kullanıldığı haliyle, midede kelebekler uçuşması vaziyetidir. Tabiatı dolayısıyla hareketsiz duran bir taşa anlam yüklemek, Sohrap Sepehri'nin