Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bir panzerin içinde oturmak, ileride bir namlu parıltısı görmek ve ardından isabeti beklemek korkunç bir duyguydu çünkü her zaman iyi sonuçlanmıyordu. Hepimizi sersemletecek kadar güçlü isabetler alabiliyorduk. Eğer tanksavarı ateş ederken gördüyseniz, nişan alınabilirdi. Eğer göremezseniz, ki çoğu zaman böyle oluyordu çünkü aynı anda her yöne bakamazdınız, ikinci bir atışa izin verene kadar beklemeniz ve namlu ağzındaki parıltılı fark etmeyi ummanız gerekirdi. Bu arada gözünüz diğer panzerlerde olmalı, gerektiğinde yardımlarına koşmaya hazır olmalıydınız. Düşmana karşı üstünlük, bir durumu hızlı bir şekilde fark edip karşılık vermekte yatıyordu. Bu, tüm panzer komutanlarının önceliğiydi. Bunun yanı sıra, tüm bölüğün faaliyetlerini izlemem ve doğru zamanda taktik açıdan doğru emirleri vermem gerekiyordu."
Sayfa 361Kitabı okudu
Son çare savaşın da ahlakı kalmamışsa...Önce kalp ölür sonra insanlık!
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hiroşima'ya bomba atarak 65 bin kişinin ölümüne, iki o kadar insanın yaralanmasına sebep olan uçak pilotu Paul Tibbets bomba attıktan sonra 62 yıl daha yaşadı. Ölene kadar da yaptığının yanlış olmadığını, içinin rahat olduğunu savundu. Bu adam ahlâki anlamda hayatının sonuna kadar bir bozukluk ya da psikolojik anlamda bir hastalık görmedi. Aile kurup toplumunun aktif bir üyesi olarak hayatına devam etti. Peki ya süreç değiştirilip kendisinden aynı sonuç farklı şekilde istenseydi? Uçaktan bomba atarak değil de bizzat giderek, görerek 65 bin kişiyi öldürmesi istenseydi? O 65 bin kişinin gözlerine baksaydı, yaptıklarının sonucunda acı çektiklerine, canlarının yandığına, sevdiklerinden ayırdıklarına şahit olsaydı? Yine yapabilir miydi kendisine verilen bu görevi? Yapsa bile ömrünün sonuna kadar rüyalarında o insanları hiç görmeden rahat bir hayat sürebilir miydi?
Sayfa 38 - aşinakitapKitabı okudu
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’ da yaşayan bir aile 6-7 yaşlarındaki çocukları yaşasın diye onu başka bir yere gönderirler. Gönderdikleri kişi çok yaşlıdır ve bizim kavramınımız da küçük bir erkek çocuğudur. O kaldığı evdeki kadın sandalyesinde ölüp kalınca onu ısıtmak için evi yakar, kadın da yanarak öşür. Sonrası hep dağda bayırda, başka köylerde geçer. Doğu Avrupa köylerinin savaş zamanındaki vahşetini, insanlık dışı yönlerini gözler önüne koyar. Okurken içindeki anlatılanların ağırlığından çok yavaş ilerleyebildim. Çocuğun başına gelenler, gördükleri yenilir yutulur cinsten değil… Yazarın ülkesinde ve Avrupa’ nın bazı ülkelerinde yasaklı olan kitap gerçekleri anlattığı için işine gelmeyenler var. Kimilerine göre de otobiyografik bir kitap. Kitabın sonunda zaten yazar bununla ilgili açıklama da yapmış. Savaş bitip de çocuk 10 yaşına geldiğinde anne ve babası onu buluyor ama çocuk artık eskisi gibi dadıların baktığı, “ iyi aile çocuğu” olmaktan çıkmış suça meyilliydi…
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,612 okunma
323 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Hitler'e Sordunuz mu ?
Tarih sahnelerini sanki birebir yaşadım okurken. Oldukça akıcı anlatıma sahip, güzel bir ikinci dünya savaşı tarihi kitabı olmuş. Hitler dışında ki diğer siyaset adamlarının da savaştaki rolüne yakından tanık olabiliyorsunuz. Ben çok beğendim, tavsiye ederim.
Hitler'e Sordunuz mu ?
Hitler'e Sordunuz mu ?Atakan Büyükdağ · Gece Kitaplığı · 2016437 okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Harika bir hayat - hikmet hükümenoğlu Puanım 7,5/10 Biyografik ve dönem kitaplarını daha çok Osman Balcıgil ve Ayşe Kulin’den okumayı tercih etsem de ilk kez okuduğum yazarın ‘Harika Bir Hayat’ kitabı da bana o tadı verdi. Kitap, Harika karakterinin doğmadan önceki ve dört yaşına kadar gelen süre zarfında geçen dönemin şartlarını ve kuruluş
Harika Bir Hayat
Harika Bir HayatHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2023881 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Bebeklerinin veya başkalarının bebeklerinin savaşlarda ölmesini istemiyordu. Ve savaşların kısmen kitaplar ve filmlerle teşvik edildiğini düşünüyordu." . #mezbahabes #kurtvonnegut . MEZBAHA BEŞ uzun zamandır okuma listemde olan bir #sirinetik#kitaptavsiyesi ydi. İkinci Dünya Savaşı sırasında orduya #asker olarak katılan #yazar
Mezbaha Beş
Mezbaha BeşKurt Vonnegut · Can Yayınları · 20211,517 okunma
Reklam
Sözde Devlet
Kitabımda yerden yere vurulan( ve Musevi dini,Yahudi imanı olmayan şu) Siyonizm nedir? Siyonizm çoğunlukla Siyonistlerin kendileri tarafından tarif edilmiştir. 1.siyasi bir doktrindir. 2.Yahudilikten değil19.yy Avrupa milliyetçiliğinden doğmuş, Milliyetçi bir doktrindir . 3.Sömürgeci bir doktrindir. Ağustos 1897' de yapılan Bazel kongresi'nde Theodore Herzl Siyonizmi herkese kabul ettirmiştir. Bu kongrenin sonunda haklı olarak şöyle diyebiliyordu. " Yahudi devletini kurdum" Yarım asır sonra ,gerçekten de bu politikayi harfi harfine takip eden onun çömezleri,onun yöntemlerine bağlı kalarak ve onun siyasi çizgisini takıp ederek (İkinci Dünya Savaşı ertesinde ) İsrail devletini kurdular. ( Terörist,korsan ,cripto,fake sözde devlet )
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
2014 #nobelödülü almış Fransız yazar #PatrickModiano ile tanışma kitabım olan #HüzünlüEv ; altmışlı yıllarda bir yaz mevsiminde, genç bir kont olan rus asıllı Victor Chmara, Cezayir savaşı sürerken Paris’ten kaçarak Fransa- İsviçre sınırındaki küçük bir tatil kasabasına gelir. Burası görkemli otelleri, seçkin müdavimleri ve varlıklı sakinleriyle
Hüzünlü Ev
Hüzünlü EvPatrick Modiano · Can Yayınları · 202247 okunma
Her medeniyet gibi Roma da kimligini zıddından devşirir. "Muhteşem Roma'nın zıddı, "sefil" barbarlardır; "hayırhah" İsa'nın zıddı, "kan dökücü" Muhammed olmalıdır ki İsa'dan eksilmesin. Hun İmparatoru Attila (395- 453) özenle çizilmiş müzelik portrelerinde ciddi ciddi şeytan boynuzludur "Flagellum Der" denir, "Allah'ın belası" anlamında, lakap yakıştırılır. Birinci (ve hatta İkinci Dunya Savaşı'nda Ingilizler, Almanlardan "Hunlar" diye bahsederlerdi: Körfez Savaşı ve onu izleyen günlerde neo-con çevreleri alaşağı etmeye niyetlendikleri Orta Doğu liderlerine "Hun" sıfatını yakıştırdılar, öyle sinmiştir içlerine. Bir de kadim uyarı vardır, mealen: "Bastiğ yerde ot bitmeyen Attila'dan sakın!" Bu uyarı bin küsur yıl tedavülde kalır, sonra döner dolaşır, Haçlı Seferlerinin arifesinde (1090) Türkler için kullanılmaya durur: "Bastığı yerde ot bitmeyen Turk'ten sakın!" Attila'yı tanımlamak üzere kurgulanan özellikler "Asya bozkırlarının çirkin göçebesi; bodur, korkunç, okuyla ölüm saçan yağmacı, ırz düşmanı" Türklere yansıtılır.
Sayfa 119 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.