Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
105 syf.
·
Puan vermedi
Sadegh Hedayat, Rıza Şah'ın saltanatının sonu ve Muhammed Rıza Şah'ın saltanatının başlangıcına ilişkin tarihi-siyasi olaylara, bunlara kıyasla kısa bir zaman farkıyla dayanarak, "Hacı-Ağa" (1324) romanını yazmıştır. Siyasal açıdan bakıldığında bu roman, monarşi, milliyetçilik, faşizm, modernizm, batıcılık, laiklik, gelenekçilik, dindarlık gibi tüm siyasal söylemlerin yer aldığı meta-söylemsel, söylemsel olmayan veya ideolojik olmayan bir çalışma olarak görülebilir. solculuk (Marksizm ve komünizm), liberalizm, Demokrasi ve anayasacılık vb. yazar tarafından eleştirilmiştir. Siyasi ideolojiler, takipçilerinin ve propagandacılarının çıkarlarını güvence altına almak için kullanılır. Hidayet, Meşrutiyet döneminden Rıza Şah ve Muhammed Rıza Şah'ın iktidara gelmesine kadar birçok tarihi ve siyasi dönüşüm yaşamış ve siyasetçilerin, yöneticilerin ve vurguncuların çeşitliliğini görmüştür. Bu olayları öfkeli mizahla harmanlayarak politik bir roman yaratmıştır.Bu hikaye İkinci Dünya Savaşı sırasında geçiyor ve Tahran'ın çarşılarından Hacı Ağa isimli bir kişinin etrafında dönüyor. Hikâyenin anlatılma şekli üçüncü şahıs bakış açısıdır. Hidayet özelliklerinden biri olan karamsar bakış açısına sahip bu hikâye, cahilleri ve o dönemde toplumun belirli tabakalarının davranışlarını konu alır.
Hacı Aga
Hacı AgaSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20172,185 okunma
Avrupa'nın yolları, köyleri, kiliseleri, köy gelenekleri, küçük kasabaları vardı. Buna karşın Rusya tıpkı Victor Hugo'nun Moskova'dan geri çekilmesi hakkında söyledikleri gibiydi: "bir beyaz ovanın hemen ardından bir başka beyaz ova."
Reklam
İkinci Dünya Savaşı'nın patlaması ile birlikte en azından genç kadınlar arasında dudaklara parlak kırmızı renk rujlar sürmek savaşan cesur delikanlıları yüreklendirdiğinden, vatanseverliğin bir göstergesi olarak görülmeye başladı.
·
Puan vermedi
"Yüzbaşının Kızı," Sabahattin Ali'nin ünlü romanıdır. Roman, Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı öncesindeki toplumsal ve siyasi atmosferini ele alırken, aynı zamanda aşk, ihanet ve sadakat gibi temalara odaklanır. Kitap, yoksul bir ailenin kızı olan Ayşe'nin, zengin bir yüzbaşının oğlu ile yaşadığı aşkı ve toplumsal baskıları anlatır. Ayşe'nin, toplumsal normlara ve babasının otoritesine karşı çıkarak kendi özgürlüğünü araması, romanın ana temasını oluşturur.
Yüzbaşının Kızı
Yüzbaşının KızıAleksandr Puşkin · Yapı Kredi Yayınları · 202029,2bin okunma
110 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Esere geçmeden önce yazar hakkında bilgi vermem gerekirse
Albert Camus
Albert Camus
7 Kasım 1913' te Fransız sömürgesi Cezayir' de doğmuştur. Babası o daha küçükken I. Dünya Savaşı'nda ölmüştür. Annesi, büyükannesi, kardeşleri ve felçli dayısı ile küçük bir evde yoksulluk içinde yaşamıştır. Bu Camus' nün hayatındaki ilk zorlu mücadelesidir.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021111,7bin okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sosyal Bilimleri Açın: Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Rapor
“Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması için Gulbenkian Komisyonu”, Calouste Gulbenkian Vakfı tarafından oluşturulmuş olup; başkanlığı Immanuel Wallerstein tarafından yürütülen ve bünyesinde altısı sosyal bilimler, ikisi doğa bilimleri ve ikisi de insan bilimleri alanlarından olmak üzere toplam on akademisyenden oluşan uluslararası bir komisyondur.
Sosyal Bilimleri Açın
Sosyal Bilimleri AçınKolektif · Metis Yayıncılık · 2002386 okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai'nin birbirine uzak zamanlarda kaleme aldığı üç öyküyü bir araya getiren Koş Melos! yazarın farklı yönlerini okura sunuyor. Kitaba ismini veren "Koş Melos!" öyküsünde zalim Kral Dionysus, Melos'u haksız bir şekilde idama mahkum eder. Kız kardeşinin düğününe gitmek için kraldan izin alan dürüst Melos üç gün içinde dönmeyi başaramazsa dostu Selinintius idam edilecektir. "Günün İlk Işıkları"nda alkolik bir aile babası, eşi ve iki çocuğuyla birlikte Amerikan bombardımanından kurtulmaya ve yeni bir hayat kurmaya çalışır. Son öykü "Villon'un Karısı"nda ise borç içindeki bir yazar ile eşi İkinci Dünya Savaşı sırasında gündelik yaşamlarını sürdürme mücadelesi verirler.
Koş Melos!
Koş Melos!Osamu Dazai · İthaki Yayınları · 20231,038 okunma
%80 (109/136)
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kazakistan'ın Cambul şehrine bağlı bir köyde yaşayan Sultanmurat isimli çocuğun hikayesini anlatıyor Aytmatov. Sultanmurat durumları çok iyi olmamasına karşın huzurlu bir ailede, mutlu bir çocukluk geçirmektedir. Sultanmurat'ın babası Bekbay İkinci Dünya Savaşı için askere çağrılır. Okul çağında olan Sultanmurat da köyde ekip biçecek güçte kuvvette erkek olmadığı için akranları ile birlikte atları hazırlamak ve Aksay'a çift sürmekle görevlendirilir. Bir yandan askere giden babasının özlemi, öte yandan köylerinin güzel kız Mirzagül'e duyduğu aşk, diğer taraftan babasının ve köyün erlerinin savaşa gitmesiyle genç yaşta üzerine binen evlerinin ve köyün sorumlulukları... Aytmatov yine sıcak, saf, samimi bir öykü yazmış...
Sultanmurat
SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Kitapları · 20174,696 okunma
142 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
MEŞA SELİMOVİÇ-SİS VE AYIŞIĞI “FAKAT İNSANLAR BAŞKA BİR DÜNYANIN VAR OLDUĞUNA İNANAMADIKLARI İÇİN ŞU ISSIZLIĞI BIRAKAMIYORLAR.SAHİPLENDİKLERİ ŞEYLERİ ELLERİNDEN BIRAKSALAR BİR ŞEY KAYBETMEZLER AMA ONLARI DAHİ KAZANAMAYACAKLARINDAN KORKTUKLARI İÇİN BİR KÖŞEDE SUSUP BEKLİYORLAR ÖYLECE.” İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA NAZİ ALMANYASININ İNSANLARI BASKILADIĞI DÖNEMDE YUGOSLAVYA’DA GEÇEN, EVİNİ ZORUNLU OLARAK PARTİZANLARLA PAYLAŞMAK ZORUNDA KALAN YOVAN VE ŞEHİRDE BÜYÜMÜŞ, KÖY HAYATINI VE YAŞAMINI SORGULAYAN LUBA’NIN HİKAYESİ.. KURGU GÜZEL OLMASINA RAĞMEN, ÇEVİRİ ÖYLE KÖTÜ Kİ OLAYLAR VE KİŞİLERİ BAĞDAŞTIRABİLENE KADAR ÇOK YORULDUM. YAZAR DA BUNU FARK ETMİŞ OLMALI Kİ KİTABIN SONLARINA DOĞRU KARAKTERLERİN KENDİLERİ ÜZERİNDEN HAYATI VE SEVGİYİ, YALNIZLIĞI VE KALABALIKLIĞI SORGULADIĞI YAŞAMLARINI ENFES CÜMLELERLE BETİMLEMİŞ.. KİTAP ZAMAN KAYBI DİYEMEYİZ ANCAK KOPUKLUKLAR OKUMAYI OLDUKÇA ZORLAŞTIRIYOR.HER ŞEYE RAĞMEN; OKUMAYA DEVAM! #bitavsiyemvar
Sis ve Ay Işığı
Sis ve Ay IşığıMeşa Selimoviç · Saltokur Yayınları · 202092 okunma
İkinci Dünya Savaşı sona ermeden ve Hiroşima ile Nagazaki göklerden yağdırılan atom bombalarıyla yok edilmeden önce Kitabı Mukaddes'teki Sodom ve Gomora hikayesini okuyan biri daha iyi bir açıklama olmadığı için geleneksel "sülfür ve kükürt" açıklamasına sadık kalabilirdi. Henüz nükleer silah dehşetiyle karşı karşıya kalmayan bilim adamları için Sümer ağıtları (onların adlandırdığına göre) "Urun Yıkılışı" ya da "Sümer'in Yıkılışı"nı kanıtlamaktaydı. Ancak metinlerin anlattığı şey gerçekte bu değildi: Onlar, kimsesiz bırakılmayı tasvir ediyorlardı yıkımı değil. Şehirler oradaydı ancak insanlar yoktu; ahırlar oradaydı ancak içlerinde hayvanlar yoktu; ağıllar kal lmıştı fakat içleri boştu; nehirler halen akıyordu ama suları acılaşmıştı; tarlalar oldukları yerde duruyordu ancak Üzerlerin de sadece ot yetişiyordu ve steplerde bitkiler yetişmesine yetişiyordu ama sadece sararıp solmak için . . .
Reklam
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen süre içinde çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar.
Sayfa 31 - Metis Yayınları 26. BasımKitabı okuyor
Osmanlı Dönemi Metin Yayınları Atsız'ın ilk yayımladığı Osmanlı dönemi metinleri tarihle ilgili iki eserdir: Ahmedî, Dâstân ve Tevârîh-i Âl-i Osman; Âşıkpaşaoğlu Ahmed Âşıkî, Tevârîh-i Âl-i Osman. Bunlardan birincisi 1410'dan önce, ikincisi 1478 civarında yazılmıştır. Her ikisi de Batı Türkçesi'nin ilk dönemine yani Eski Oğuz
168 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Fransa'da başlayan Anna ve Jun aşkının ,Jun'un İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'da savaşa katılmasıyla sekteye uğraması,yıllar sonra üvey kuzenlerin buluşarak yarım kalan Anna ve Jun aşkını yaşamasını anlatan bir kitap.Kitapta Çin-Japon savaşının kötü tarafları da özellikle,kahramanı çok etkileyen kısımlarıda verilmiş.Savaşın kazananı veya bir kaybedeni yok aslında ezilen sadece biz insanlar oluyoruz.Yıllar geçsede üzerinden ülkeler değişiyor ama insanların kaderi değişmiyor.
Kupa Kraliçesi
Kupa KraliçesiAkira Mizubayashi · Yapı Kredi Yayınları · 202414 okunma
640 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, Mussoli'nin hem damadı hem dış ilişkiler bakanı olan Kont Galeazzo Ciano tarafından dönemine ışık tutması bakımından önem arz ediyor. Genel şekilde kategorize etmek gerekirse günlükler; 1. Mussoli'nin "Savaş, ne pahasına olursa olsun savaş..." anlayışı karşısında İtalyan askeriyesi, hariciyesi ve toplumunun ne derece
Savaş Günlükleri
Savaş GünlükleriKont Galeazzo Ciano · Kronik Kitap · 2017341 okunma
46 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kitap hakkında inceleme yazmayınca vicdanen rahatsız hissettim kendimi. Öncelikle eseri metrobüste okudum bugün/dün. Eser Heidegger ile raportaja dayanmaktadır. Konu da 1933. Yani bu tarihte ne yaşadığı. 1933'te malumunuz olduğu üzere Almanya'da Führer iktidara geldi. Bu tarihten itibaren Almanya'da Yahudilere yönelik otekileştirme başladı. Onları yavaş yavaş toplumdan yok etme faaliyetleri başladı. Bu sırada Heidegger Almanya'da Freigburg Üniversitesine rektör oldu. Burada Führer'in kararlarına bir süre dayansa da baskın ideolojiyi kabul etmek zorunda kaldi. Elbette bunu da yapmak zorunda olduğunu belirterek... Ancak birçok şeye izin vermemiş direnmistir. Bunlardan biri de Yahudilerin eserlerinin yok edilmesi. Üniversite bünyesindeki kendi sorumluluğu altındaki eserleri yaktırmıyor. Bu kitapçık tamamen bu mesele üzerinden ortaya çıkmıştır. Kaldı ki üniversitede 4 yıl görev yaptıktan sonra ayrılmıştır. Elbette günün şartlarında istediğini yapamamış hatta İkinci Dünya Savaşı sırasında İsveç bölgesinde Alman istihkamini kuvvetlendirmek için askere de alınmıştır. Ayrıca eser, günün bazı sorunlarına da değinmistir. Heideggeri var eden varlığa... Ve bu varlığın teknik karşılığında ki durumuna. Elbette Heidegger deyince düşünceden bahsedilmezlik olmaz. Ondan da var bir tutam bu eserde... Keyifli okumalar...
Proseför Heidegger 1933'te Neler Oldu?
Proseför Heidegger 1933'te Neler Oldu?Martin Heidegger · Yapı Kredi Yayınları · 20001 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.