Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Reklam
değerli zamanınızı ya da zihinsel huzurunuzu başkalarının işleriyle asla ziyan etmeyin; bu ödenmesi gereken çok yüksek bir bedeldir.
İnsan her zaman avını doğrudan elde edecek kadar güçlü değildir.
insanın güçsüzlüğüyle gösteriş yapması, aslında güç oyununda çok etkin bir strateji, ustaca bir aldatmacadır.
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Küçük domuzcuklar
George Orwell’in “Hayvan Çiftliği” eseri, alegorik bir dil ve derin politik eleştirilerle bezeli, zamansız bir başyapıttır. Orwell, bu eserinde, bir çiftlikteki hayvanların insanlara karşı başlattıkları isyanı ve sonrasında kendi aralarında kurdukları hiyerarşiyi anlatır. Ancak bu basit öykü, yazarın keskin gözlem yeteneği ve incelikli kurgusuyla, 20. yüzyılın en önemli politik olaylarından birine dönüşür. Orwell, "Hayvan Çiftliği"nde, iktidarın nasıl yozlaştırabileceğini ve ideallerin zamanla nasıl çarpıtılabileceğini gözler önüne serer. Eserdeki hayvan karakterler, insan toplumundaki farklı sosyal ve politik sınıfları temsil ederken, çiftlikte yaşananlar ise tarihsel bir devrimin ardından gelen iktidar mücadelelerini simgeler. Yazar, bu eserle, okuyucuya, güç ve iktidarın doğası üzerine düşünmeyi teşvik eder. Orwell’in dili, hem sade hem de vurucudur. Okuyucuyu sıkmadan, düşündürücü bir yolculuğa çıkarır. “Hayvan Çiftliği”, her ne kadar bir döneme ayna tutuyor gibi görünse de, içerdiği mesajlar ve eleştiriler bugün de geçerliliğini korumaktadır. Bu eser, özgürlük, eşitlik ve adalet gibi evrensel temaları işlerken, aynı zamanda bireyin toplum içindeki yerini ve sorumluluklarını da sorgular. Sonuç olarak, “Hayvan Çiftliği”, Orwell’in gözlem gücü ve eleştirel bakış açısının bir ürünü olarak, edebiyatın ve politik düşüncenin kesiştiği noktada duran, okuyucuya çok katmanlı bir deneyim sunan bir eserdir. Spoiler vermeden söylenebilecek en net şey, bu kitabın, her okuyucunun kendi iç dünyasında ve çevresindeki toplumda gözlem yapmasını sağlayacak derinlikte bir eser olduğudur.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,4bin okunma
Reklam
Şunu unutmayın: Konumuzunun kıymetini bilin ve gördüğünüz iyiliklerin başınızı döndürmesine izin vermeyin.
Memlükler, Eyyübiler, Gazneliler, Babürlüler...
Tarihe genellikle "Osmanlı merkezli" bakmayı alışkanlık haline getirdiğimiz için, diğer coğrafyalarda yaşananlardan genellikle bihaberiz. Oysa, Babür İmparatorluğu'nun insanlık tarihine hediye ettiği siyasî, dinî, sosyal ve mimarî tecrübe, Osmanlılar kadar parlak ve araştırılmayı hak ediyor. Bilhassa, kendilerine iktidar emanet edilenler için, Babür tarihinde altı çizilecek epey satır mevcut.
Sayfa 117Kitabı okudu
Toplum Sözleşmesi
"Rousseau’ya göre insanoğlunun tümü eşit doğar. İşte bu sebepten dolayı, egemenliği içeren sosyal bir sözleşme üzerinden hükmetmek gerekir. Bunun mantıksal sonucu, herkesin herkesle bir sözleşme yapmasıdır. Bu sözleşme yoluyla herkes, herkesle bağlanır, herkes kendisinden diğeri adına feragat eder, ama sonuçta hiç kimse kendisini herhangi bir şeye ya da herhangi birisine tutsak etmez. Böylece iktidar, baskı ve kölelik dışlanmış oluyordu. Bunun sonucunda eğer bir kimse bir başkasına verilmemiş olan bir hakka sahip olursa, bunun anlamı eski dönemlerdeki tiranların yeniden hortlaması olacaktı. Ve böyle bir hortlama sosyal kontratın boydan boya delinmesi demekti." (Tage Lindbom)
Sayfa 95 - Kafekültür Yayıncılık, İstanbul, 2013Kitabı okudu
Reklam
131 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Komünist Enternasyonal Belgelerinde Türkiye Dizisi, Frankfurt Goethe Üniversitesi Kütüphanesi’nde tamamı bulunan ve onbinlerce sayfadan oluşan Komintern yayınlarının Türkiye ile ilgili her kısmı dikkatle taranarak oluşturulmuş. Komünist Enternasyonal Kongre Tutanakları, Komünist Enternasyonal Dergisi, Enternasyonal Basın Haberleri Dergisi,
Boğazlar Meselesi, Lozan ve Montrö
Boğazlar Meselesi, Lozan ve MontröMeriç Özeller · Aydınlık Yayınları · 01 okunma
Kelley’nin görebildiği gibi, Nazizm’i kucaklayan Göring, kendi kişisel planlarını ve iktidar açlığını yatıştırma arayışındaydı. Partiye olan sadakati, Hitler’le ya da Almanya’yla ilgili değildi, Ari ırkı­nın korunmasıyla ise hiç ama hiç alakası yoktu. Amacı, Hermann Göring’i ilerletmekti ve Nazilere, yükselmekte olan bir partiye liderlik etmek için katılmıştı. Bencilliği, diğer narsistlerle karşılaştırınca bile dikkate değerdi. Göring, Kelley’nin deneyimlediği en katıksız benmerkezciliğe sahipti.
Sayfa 96 - Pegasus Yayınları
Yönetimler genelde ya iktidarsızlıktan ya da zorbalıktan yok olup giderler. İlk durumda iktidar ellerinden kaçar, ikincisindeyse ellerinden alınır.“
Beğenilmek isteği hiç yoktan iktidar yaratır. Beğenilmek isteyen, kendisini beğenmesini istediği kişinin uyruğuna girer.
Memlekete yön verenler arasında zamanında tarikatlar ve şeyhler de vardı, bundan sonra da olacak. Görünerek ya da görünmeden. Zamanında iktidar olmanın avantajını tepe tepe kullandılar. Kolay vazgeçerler mi bundan? Tabiki hayır. Hilafeti geri getirmek için, Cumhuriyet’in en zayıf anını kollayacaklar hep. Ve emin ol, kendileri yaşarken beceremeseler bile, bu düşünceyi sonraki kuşaklara aktarmaktan hiç vazgeçmeyecekler.”
Sayfa 97 - Destek YayıneviKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.