Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Psikologlar bir deney sırasında, deneklerin anagram çözebileceklerini kendilerine telkin etmektense çözüp çözmeyeceklerini kendilerine sorduklarında, başarılarının gözle görülür biçimde arttığını keşfettiler. Oldukça ilginç biçimde, sanki bundan haberimiz yokmuş gibi, kendimize neyi yapıp yapamayacağımızı sürekli söyler dururuz. Dolayısıyla bir sunum yapmak üzere hazırlanırken kendinizi "Sunum işlerinde berbatsın," veya "Bu konuda çok kötüsün, eline yüzüne bulaştıracaksın," gibi bir düşüncenin hücumu altında bulabilirsiniz. Soru yönelten yaklaşım bu düşünceleri, yakalayıp onları sorulara dönüştürmeyi önerir. Sunum işlerinde berbat mıyım? Bu, çatışmayı (ya da Freud'un enerji soğuran inkâr savunmasını) ortadan kaldırır ve yerine şüpheyi koyar. Daha sonra başka sorular sormaya başlayabilirisiniz: Örneğin son sunum yaptığınızda neler olmuştu? Hoşunuza giden anlar veya şeyler nelerdi? Kaygı potansiyeli barındıran, örneğin uçmak gibi diğer işlerin üstesinden ne kadar başarıyla gelebiliyorsunuz? Bu yöntem merak duygusunu -korkuyu alt edebilen pek az duygudan biri olan merakı- ortaya çıkarır ve zihnin bilinçli ve bilinçli olmayan kısmını aynı anda dahil eder.
İlginç bir yaklaşım.
İnsanlar ancak koşullar buna elverdiğinde delirme lüksüne sa­hiptiler.
Reklam
Çocuk eğtiminde ilginç bir yaklaşım ; Çocuklar için ölçülü ve güzel davranış ortaya koymak akılsızca olduğu gibi, güzel davranışa çok sıkı bir şeklide teşvik etmek da akla uygun yaklaşım değildir.
Peki Aziz Bey, bu ilk gününde kurultayın, Prof Dr. Mümtaz Soysal'ın ilginç bir tezi vardı. Diyor ki, "Partiler sivil anayasa konusunda önerilerini şimdiden getirsinler" bu da gerçekçi bir yaklaşım değil mi? "Kemal Tahir'in bir sözü vardır, l960'tan sonra anayasa yaparken, taslaklar ortaya çıkarken çok zaman geçti. O kızıyordu tabii. Abartarak konuşurdu. 'Yahu bunlar ne biçim anayasa profesörü? Her anayasa profesörünün her cebinde 4-5 tane anayasa taslağı olacak.' Derdi. Tabii öyle olmayacak, ama anayasa taslakları anayasa profesörlerinin dosyalarında olmalıdır. Muhalefet parililerin dosyalarında olmalıdır. Taslakları ve bunun tartışmaları şimdiden yapılmalıdır. Neyi nasıl yapacaklarını biz bilemeyiz. Bu kendileri için de gereklidir, bizim için de gereklidir. Onun için Mümtaz Soysal'a hak veriyorum.'' Ben
Sayfa 92 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Sayfa 143
Reklam
Ölüme ilginç bir yaklaşım olmuş….
Gençken ölümün nasıl gövdenin doğal bir davranışı olduğuna inandığım aklıma geliyor; artık yalnızca bir zekâ işi olduğunu biliyorum - yoksunluk acısını çeken kişilerin zekâları. Nihilistler bu- nun bir son olduğunu söylerler; İncil'e inananlar ise bir başlangıç; gerçekte tek başına bir kiracının ya da bir ailenin bir evden ya da bir kentten başka yere taşınmasından daha faz- la bir şey değildir.
Sayfa 66 - PeabodyKitabı okudu
İlginç bi yaklaşım, düşünülesi
aynaya bakmak insanların arasında duyulan bir ihtiyaçtır.
Sayfa 95
İlginç bir yaklaşım...!
ARGAN Neyse neyse, sadede gelelim. Hastalanınca ne yapmalıyız peki? BERALDE Hiçbir şey sevgili kardeşim. ARGAN Hiçbir şey mi ? BERALDE Hiçbir şey. Yapılması gereken tek şey istirahat etmek. Eğer şans tanırsak doğa kendini içine düştüğü düzensiz­likten kurtarmayı bilecektir. Her şeyi mahveden bizim endişelerimiz, sabırsızlığımız. Ölen insanların hemen he­men hepsi hastalıktan değil tedaviden ölüyor...
Sayfa 92 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kötü alışkanlıkları değiştirmek
Her sabah bir parça çikolata yiyorsanız bunu bir başkasını izliyormuşsunuz gibi kabullenin. Ah, böyle bir şey yapması ne kadar da ilginç. Eğer tıkınırcasına yemek yeme alışkanlığınız varsa almanız gerekenden daha fazla kalori aldığınızı fark edin. İnternette zaman harcıyorsanız hayatinizi istemediğiniz bir şekilde ziyan ettiğinizi bilin. Kötü alışkanlıkları değiştirmenin ilk adımı onların farkında olmaktır. Yardıma ihtiyacınız olduğunu hissediyorsanız İşaret Etme ve Seslenme yöntemini hayatınızda deneyebilirsiniz. Atmak üzere olduğunuz adımı ve sonucunun ne olacağını yüksek sesle söyleyin. Abur cubur alışkanlığınıza son vermek istemenize rağmen kendinizi bir kurabiye daha alırken yakalarsanız yüksek sesle, “Bu kurabiyeyi yemek üzereyim ama ona ihtiyacım yok. Onu yemek bana kilo aldıracak ve sağlığıma zarar verecek,” deyin. Kötü alışkanlıklarınızın dile getirildiğini duymak, sonuçların gözünüze daha gerçek görünmesini sağlar. Eski bir rutine düşünmeden kapılmak yerine eyleme ağırlık katar. Bu yaklaşım, yapılacaklar listenizdeki bir görevi hatırlamaya çalıştığınızda bile işe yarar. Yüksek sesle, “Yarın öğlen yemeğinden sonra postaneye gitmeliyim,” demeniz bile o işi yapma ihtimalinizi artırır. Kendinize eyleme geçme ihtiyacını tasdik ettirmiş olursunuz ve bu çok büyük fark yaratabilir.
231 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.