Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Romanda heyecanı artıran genellikle ikinci cinayettir. Bilhassa cinayet daha ilk sayfada işlenirse, romanın son sayfasına kadar olaya karışanların cinayet anında nerede olduklarına ilişkin izleri sürerken çok sıkılabilirsin.
“benim düşüncem,” diye düşünüyordu, “dünya kuruldu kurulalı birbiriyle çarpışmakta olan öteki düşünce ve teorilerden hangi bakımdan, hangi bakımdan daha aptalca, daha budalaca? olaya gündelik hayat açısından değil, özgürce ve geniş bir açıdan bakılacak olursa, benim düşüncelerimin hiç de o kadar... tuhaf olmadığı görülecektir. ey inkârcılar, ey beş paralık bilgeler, ne diye yan yolda duruyorsunuz! ve benim davranışım hangi bakımdan onlara böylesine çirkin görünüyor? bir cinayet olduğu için mi? ne demek, cinayet? benim vicdanım rahat. hiç kuşkusuz yasalar çiğnenmiş ve kan dökülmüştür... madem öyle, çiğnenen yasalarınıza karşılık siz de benim başımı alın, olsun bitsin! ama o zaman saltanat yoluyla değil de, iktidarı zorla ele geçirerek insanlığa iyilikte bulunanların da, hem de daha ilk adımlarında, kafalarını kesmek gerekmez miydi?”
Sayfa 679 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Fakat çok adi ve şahsi duygularla kurulup kahpece yollardan faaliyete geçmiş olan gizli bir teşekküle, hem de ilk ağızda Atatürk gibi sayısız iyiliklerini gördüğü mert bir insana, bir Vatan Kurtarıcısına karşı suikast tertip eden bir fesat ve cinayet ocağına katılmış olması, kendisi için, havsalaya sığmayacak ve affedilmeyecek namertçe bir hareketti; bunda halk ile beraber samimi ve dürüst muhalifler de müttefik idi." H.Rıza Soyak
Yeryüzünde ilk cinayet, Hazreti Adem’in oğullarından Kabil’in, kardeşi Habil’i öldürmesiyle işlenmiştir.
Fıkhi Bir Mevzu Olarak Kölelik İslâm, köleyi âzâd edilmesi ibadet olan ¹53; fakat azad edilene kadar da hakları hürlerle aynı bağlamda ele alınan şahsiyet olarak değerlendirdi. İslâm'in savaş yoluyla köleleştirmeyi mubah görmesini istismar edip sanki köleliği İslâm ihdas etmiş gibi bir algı oluşturmak, ferdi manada köleliği ilk olarak Batı uygarlığının kaldırdığı yalanını, doğru diye pazarlamak; bir katilin geride şu kadar iz bıraktıktan sonra elindeki kanı yıkayınca cinayeti masum bir şahsa isnat etmesinin maşeri vicdan tarafından kabul göreceğini zannetmesine benziyor. Batı'nın zalimleri tezkiye müessesi işlevi gören mahkemelerinin muhakeme edileceği gün, hangi elin cinayet işlediğinin de dünyaya ilan edildiği gün olacaktır. 155 Bkz. Nisa, 4/92; Mâide, 5/89; Mücâdele, 58/3; Beled, 90/13. İhsan Şenocak: İslam hukuku iftiralar-cevaplar
Eski yıllarda genç bir adamı cinayet suçundan ölüme mahkûm ederler.Son isteğini sorduklarında,annesini görmek istediğini söyler. Anneyi getirdiklerinde yaklaşmasını ister suçlu,yaklaşınca yüzüne tükürür. "İlk hırsızlığımı yaptığımda beni korumak yerine keşke dövseydin.Bugün idam sehpasında olmazdım " der genç.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Son zamanlarda çocuklarımız çabuk büyümeleri konusunda baskıya maruz kalıyorlar. İyi de, ne demek çabuk büyümek? İlk olarak aklımıza gelen şey, çocukların, erişkin hayatının kendilerinden saklanması gereken kimi öğelerine fazlasıyla maruz kalmaları. Cinsellik, şiddet, küfürlü konuşma gibi. Yetişkinlik ve çocukluk arasındaki sınırlar muğlâklaşıyor. Altı yaşındaki çocuklar pop yıldızlarını taklit ediyor, sekiz yaşındaki çocuklar cinayet içeren video oyunları oynuyor, televizyon dizilerinden cinsellikle ilgili pek çok malumat ediniyor. Televizyon ve internet, çocuklardan saklanan hayat gerçeklerini ortaya döküyor.
Türkiye tarihinde ilk kez bir müftü şehit edildi
Günler önce hazırladıkları planı uygulamaya koydular. İstanbul’un tanınan müftüsü çağırdıkları yere geldi. Bir anda üzerine çullandılar. Silah sesi duyuldu. Ve Türkiye tarihinde ilk kez bir müftü, cemaat müritleri tarafından başından vurularak şehit edildi.
Şimdi okunan Dev-Genç marşı
Şimdi okunan Dev-Genç marşı her ne kadar 68 kuşağının öncü isimleri Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ın adlarıyla anılsa da, o marşın ilk halinde, "Vedat, Taylan, Mehmet, Battal devrim için öldüler" ifadeleri yer alıyordu.
İzmirli Niyazi Efendiyi tanımak, Meşrutiyeti, Balkan'ı, Seferberliği, Kuvayı Milliyeyi, tek bir adam gibi tanımak demekti. Niyazi Efendi, 16 yaşında, İzmir'de, cinayet mahkemesinde katip olarak çalışmaya başlamış, 20 evlenmiş. 24 yaşında, yani 1903'de jöntürklüğe merak saldırarak, her şeyini yüzüstü bırakıp Avrupa'ya atlamıştı. İşte o tarihten
ithaki
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.