Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular?
Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor...
Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için
büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim.
Ben bu konumumu kime borçluyum?
Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi?
Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Olimpiyat Ruhu...
Modern Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu Baron Pierre de Coubertin,
"Hayatta önemli olan şey, zafer değil, yarışmaktır.
Amaç kazanmak değil, iyi mücadele etmektir" demişti.
Olimpiyat tarihinin kazananlar kadar, kaybedenlerin de efsaneleri ile
dolu olması, bu sözlerin içi boş bir laf olmadığının
Anaksimandros ve başkaldırının erdemleri
Rovelli’ye göre kesinliği kabul etmeme kabiliyeti sayesinde bilim dünyaya her defasında yeni bir gözle bakabiliyor. Başkaldırının nasıl bir erdem haline gelebileceğini ve eleştiriye açıklığın yaratıcı sonuçlarını hatırlatmasıyla bile okunmayı hak ediyor
Miletli Anaksimandros MÖ 6. yüzyılda her şeyin
‘’Yaşamak her şeye rağmen zor iştir efendim. Yaşamak ve yazmak ise, zorun zoru…’’ demiş yazar. Fark ettim ki bir süredir inceleme yazılarını erteliyorum. Bahaneler belli tabii; havalar sıcak, Adana daha bir sıcak, canım istemiyor, şimdi dinlenmem gerek belki sonra. Bir süre sonra bahanelerin artarak devam ettiğini fark ediyor insan. Uygun bir anı kollayıp hemen ilk iş eline bir kâğıt kalem almak gerek yoksa aklına gelenlerde geldikleri gibi bir anda gidiyor. Pes etmemek en iyisi. Etmeyelim öyleyse, haydi.
Yazar ‘’ölmeden önce ölünüz’’ emrini gerçekleştirmiş. Bize öteki taraftan kitap bile yazmış. Sizler ‘’Ne? Bir dakika, nasıl?’’ gibi sorulara girmeden önce biraz yazar hakkında konuşalım.
Ömer Faruk Dönmez ’in kitaplarını okuduktan sonra düşünce duvarıma yeni bir kat çekmiş, araları biraz daha çimentolamış ve biraz daha sağlamlaştırmış gibi hissediyorum. Hiç fark edemediğim noktalara hiç düşünemediğim farklı açılardan bakmak ufkumu açıyor diyebilirim. Kitaplarındaki yazar tavsiyeleri hoşuma gidiyor ve nasıl yazı yazılır gibi konularda okuyucularına destek olması beni yazmaya cesaretlendiriyor. Kitabın içerisindeki genel hikâye arasında Yusuf Suresi’nin (Ayetle sabittir ki Yusuf Suresi kıssaların en güzelidir) tefsirini yapabilmiş biridir kendileri. Ve yine bu tefsirden yola çıkarak bin bir konuya temas ederek ufkumu açtılar kendileri. -Allah razı olsun diyelim-
Ve canı sıkılan, yazı güzel geçirmek isteyenlere değil düşünce dünyasında ince işçilik yapmak isteyip de benim gibi kitap arayanlara tavsiye edelim efendim.
“Ivan Denisovic’in Bir Günü” romanından sonra Soljenitsin Sovyet hükümetinin sansür konusundaki tutum değişikliğine ve hoşgörüsüne güvenerek “İlk Çember” romanını yayımlayabileceğine inanmıştı ve bu romanı 1955’te Kazakistan’da sürgündeyken yazmaya başladı ve ilk taslağını 4 yıl sonra bitirdi. Bu ilk taslaktaki 87 bölüm (İngilizce versiyonu 96
Her tarafta köyler yanıyor. Tüm cephede top gürlemeleri duyuluyor. Soğuktan donmuş, üstü başı ıslak yaralıların görünüşü de moral bozuyor. Cankurtaran yetmiyor. Yaralı tedavi yerleri yok .
NigRa yazmıştır.
1.
Dünya yılı ile 2051 yılıydı. Tarihte bu yıl, NASA'nın, Satürn üzerinde ilkel yaşam formlarına rastladığı ilk yıl olarak altın harflerle
İniyorum kulelerinden katil
iniyorum maktul minarelerden
taraçadan, bahçeden
ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden
ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
değdikçe ayaklarım merdiven alçalıyor
açılıyor leşlerin, atmıkların cesurane
canlıların korka korka uzandıkları zemin
ağzımda kef
iki gözIerimde mil
iniyorum
Bir yaz aşkının hikayesini anlatan bir kitap bu. Sadece onunla da kalmayıp 17 yaşındaki genç bir erkeğin -Elio’nun- kendini bulmasını sağlayan bir hikaye. İki erkeğin birbirine duyduğu aşkı anlatan bir kitap daha önce okumamıştım. Filmini de izlememiştim. Ama yüksek gelişmişlik seviyesine erişmiş -ahlakilikten bahsetmiyorum- medeniyetlerde bu tarz