Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Geçmişin kötü alışkanlıkları terk edilecek ve her şey doğanın adil yasaları üzerine kurulacaktır. Bilgi bütün dünyada aranacaktır ... " İmparator Meiji'nin yemini, 6 Nisan 1868
-"Adalet nedir ki? İki güç çarpışır. Her biri kendince haklı olabilir. İşte burada bir İmparator düzeni sağlayacak çözümler bulur. Çarpışmaları önleyemez... ama sorunu çözebilir." +"Nasıl?" -"En basit yöntemle: Karar vererek." +"Dostlarını koruyarak ve düşmanlarını yok ederek."
Reklam
Oğuzların Selçuklu kolu (bu ad hanedan sülalesinden gelir) çok büyük bir Bizans ordusunu 1071 tarihinde Malazgirt Savaşı’nda yenmiş ve imparator Romanus 4.Diogenes’i esir almışlardır. Bu olaydan sonra Bizanslılar türklerin Anadolu’nun denetimini ele geçirmelerine engel olamamışlardır. Bugün Türkiye Toprakları olan yöreler o sırada Bizans İmparatorluğu’nun ana vatanı sayılmaktaydı.
Sayfa 154Kitabı okudu
Pax Romana
Mısır'ın çöküşünden kısa süre sonra Jül Sezar'ın vârisi Octavius "İmparator Augustus” ilan edildi ve böylece Roma Cumhuriyeti imparatorluğa dönüştü. Roma, yeni dönemi, ilk iki yüzyılı boyunca eşi benzeri görülmemiş bir barış ve birlik devri yaşadı. Zamanla Britanya'dan Yahudiye'ye ulaşan imparatorluk kölelere bel bağlasa da çokkültürlüydü, bunu biraz da hâkimiyeti altına aldığı yeni ülkeleri asimilasyona teşvik etmesine borçluydu: Roma vatandaşı, kökeni veya ataması fark etmeksizin vatandaş sayılıyordu. Resmi din hemen hemen tüm inançlara uyacak kadar esnekti (tektanrılı Yahudiler ve ilk Hıristiyanlar hariç).
Ümmeti oluşturan milyonlarca birey, onun evlâtları durumunda. Birazdan babalarını kaybedecek ve yetimliğin acısını tadacaklar…Onun döneminde karınları doymuş olan açlar…Elbise ve giyeceğe kavuşmuş olan açık ve çıplaklar… Güven ve huzura kavuşmuş olan korkak ve ürkekler…Yüceltilip onurlandırılmış zayıf ve çaresizler… Mahrum oldukları baba Şefkatini onda bulmuş olan yetim ve öksüzler…Yoksun oldukları aile ve erkek kardeşe onunla kavuşmuş olan dul kadınlar…Onu ev ve yurt edinmiş olan kimsesizler ve sahipsizler…Kılavuz ve rehberini onda bulmuş olan yollarını şaşırmışlar …Bütün bunlar ve onlar… Herkes… Ümmetin tüm fertleri… Hatta ümmeti dışından olup da onun hayatının koku ve esintisini almış, onu tanıma imkânı bulmuş tüm dünya insanları… Onun ağır hastalığı karşısında üzüntüden kahroluyorlar… Bu insanlar arasında, islam devletine karşı amansız düşmanlığıyla bilinen Roma imparatoru da bulunuyor. imparator , ileri gelen adamlarını en uzman doktorlarıyla bu iyi komşuyu, âdil halifeyi, evliya yüce insanı sağlığına kavuĢturmaları için âdeta imkânsızın gerçekleşmesi ümidiyle gönderiyor
"Allah'a yemin olsun ki, gerçekten benzersiz bir adaletin sahibi olan âdil bir hükümdar öldü…!!Manastırına kapanıp da Allah'a ibadet eden bir rahibe insanların hayranlık duymaları yersizdir.Asıl hayranlık duyulması gereken, bütün dünyanın imkânları elinin altında olduğu hâlde onlara bir kez olsun dönüp elini uzatmamış olan bu insandır...!!Genç yaşta ölmeyi hak ediyordu; çünkü iyi insanlar, kötü insanlarla ancak çok az süre beraber bulunurlar…" Bu imparator, Ömer bin Abdülaziz'in gayrimüslimlere en küçük bir haksızlık ya da zulüm yaptığını bilse, hiç onun hakkında bu Ģekilde tanıklık yapar mıydı?Dahası Roma devletinin ileri gelenleri, Halifenin hastalandığını duyunca derhal doktorlarıyla onun yardımına koşarlar mıydı?
Reklam
Napolyon
"Elli bin askerim var. Beni de katın, ortaya çıkan rakam yüz elli bindir."
Sayfa 104Kitabı okudu
İmparator Julienin saray adamları onu bir gün iyi adaleti için övüyordu. " bu övgülerden seve seve gururlanabilirdim " dedi. " eylemlerimin kötü olması durumunda şayet beni itham etmeye ya da eleştirmeye cesaret edebilecek kişilerden gelselerdi ...
Sayfa 346Kitabı okudu
İmparator Hadrianus’un son gününde yazdıkları
Benim küçük serseri Ve kırılgan ruhum, Bedenimin misafiri ve yoldaşı, Nereye gideceksin şimdi? Hangi loş, sert ve çorak yerlere gideceksin? Artık şakalar yapamayacaksın.
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.