Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
78 syf.
·
Puan vermedi
Tanrılardan Ateşi Çalacağız
Tragedya, Titanlarla Zeus arasında geçen korkunç savaşla başlamıştır. Promethus kendi soyu titanların yıkılması için Zeus’a akıl vermiştir. Fakat beklediği değeri göremeyince atalarının intikamını almak istedi buna karşılık ilk insanı yarattı. İlk insanı,Promethus kendi gözyaşıyla balçığı karıştırarak yarattı. İlk insanlar acizdirler. Buna karşılık Promethus insanlara ateşi verdi. İnsanların gücü artınca tanrılara karşı gelmeye başladılar. Zeus insanların elinden ateşi aldı ve insanlara ceza olarak kadını yarattı. Promethus büyük bir mücadelenin ardından tanrılardan ateşi çalmayı başardı. Elinde ateş ile insanlara doğru koşturur ve insanlara ateşi teslim eder. Bunun üzerine tanrılar Promethus’u ceza olarak zincire vururlar. Her gün bir kartal gelir ve Promethus’un ciğerinden koparır. Ama Promethus’un umrunda olmaz çünkü artık insan evrimleşmeye başlar. Oyunda sadece tanrılar ve tanrısal kişilere yer verilmiş olsa da oyunun konusu insandır. Aslında oyunda geçen insan sadece etten ve kemikten değildir. İnsan doğanın ya da geleneğin kurulu düzenine karşı karşı ayaklandığı an insan olmuştur. Promethus’un yarattığı ve tanrıların sürekli elinden aldıkları ateş objesi aslında bilimi, teknolojiyi, aklı temsil eder. Oyunda, akıl gücünün kaba kuvvetten daha üstün olduğunu bize söyler . İnsanlığa ceza olarak kadını göndermeleri Eski Yunan’ın ataerkil bir yapıya sahip olduğunu gösterir. Kıyamet kopsa son söz özgür düşüncenindir.
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş PrometheusAiskhylos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,3bin okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Ölmüyorsak, zorlamayalım.
Akıcı ve eğitici bir kitaptı, kitabın iç yüzeyinde birçok anlam veremediğim diyalogla karşılaşmıştım ki okuduktan sonra biraz düşünmeyle ne anlatılmak istendiğini kavradım.
Paulo Coelho
Paulo Coelho
insanın hayat üzerinde ki anlam arayışını bize ölüm üzerinde tasvir etmiş, yaşanyılatımızın farklılığı veya aynı muğlak çizgiler üzerindeyken hayatımızın halen daha devam ettiğini, kafamızın en derinlerinde çalkantıya uğrayıp, beynimizi sarsan aforizmalarin hayatımızı yıkıp dağıtmasına izin vermememiz gerektiğini çok güzel bir üslupla bizlere göstermiş. Bir delinin, bir akıllıya hayatı öğretmesini, ailenin çocuk üzerinde oluşturabileceği baskının bir gün gelip de akıl hastanesinde sonuçlanabileceğini, kalp ağrısı sandığımız bedensel bir sızının aslında en derinlerden ruhumuzdan kopup da geldiğini, gençlik melodramlarının verdiği hazsal bakış açışıyla bir kutı hapın bizi o nice güzel ölüm rahatlığına değil de acınası toprak biçimiyle şekillenen ölüme ulaştırabileceğini, her ne olsak da yaşasak da hayatın içinde hala varken her şeyin bir çözümü olduğunu, iyi bir insan ve iyi bir yaşam için çabalamak gerektiğini bu kitaptan doktrin niteliği şeklinde kapabilirsiniz. Dokunaklı bir eser... Tavsiyelerim sizinle, iyi geceler.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077,6bin okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
Dil terimi,yalnız ağız ve dil ile telaffuz olunan sedalardan oluşan sözlerle sınırlı değildir.Dilbilim,doğal bilimlerin en mühimleri arasına geçecektir.Bu bilimin ilerlemesine en fazla hizmet edecek şey yeryüzünde konuşulan dillere gittikçe daha fazla öğrenilme isteği gösterilmesi olacaktır.Dil,insanın düşünsel inanışına bağlıdır. Eski zamanlarda
Lisan
LisanŞemseddin Sami · Gündoğan Yayınları · 199716 okunma
Akıl ancak vahyin muhtevası içinde de insanlığa fayda verir.
Sayfa 31
Son asırda yüz binleri katleden başta atom olmak üzere envai çeşit bombaları, füzeleri, kimyevi ve biyolojik silahları, “akıl ve bilim” meydana getirmiştir
Sayfa 32
Aynı akıl ve bilim, hastalara ilaç ararken, kimileri de uyuşturucu zehirler icat etmiş ve nesillere zarar vermiştir.
Sayfa 32
Reklam
Aslında akıl insana bahşedilmiş en muhteşem ama o derecede de yalın bir melekedir. Insanlar aklın bizi yönlendirdiğini zanneder. Hakikatte ise aklı yönlendiren bir olumlu, bir de olumsuz müteharrik vardır: Gönül ve nefs. Aklımız gönlümüzün önüne düşünce insan kendi yaratılışına uygun şeyler üretir; nefsin önüne düşünce sapkınlık başlar.Bu dengeyi kurma noktasında insana irade gücü verilmiştir.
Sayfa 39
Bir Hak dostu şöyle der: "Bu âlem, âkiller (düşünüp ibret alan akıl sahipleri) için seyr-i bedâyî (ilahî sanatın ibretle temâşâsı), ahmaklar içinse yemek ile şehvetten ibârettir."
İnsan zihninin temel "konfor ve rahatlık arzu eden devreleri" nedeniyle, dünyaya ve etrafımızda olan biten hadiselere olduğu gibi bakamıyoruz. Zihnimizi hâkimiyeti altına almış etiketler, önyargılar ve zanlarla, gözümüzün önünde olup biten olayları çarpıtabiliyor, anlamları üzerinde düşünmüyor, yok sayıyor ve hatta tamamen gör(e)meyebiliyoruz. Bu gerçekliği çarpıtma filtreleri arasında en etkili olanı kuşkusuz inançlarımız. Nereden geldiği belli olmayan, çoğu deneyim ve akıl yürütmeye dayanmayan, sınanmamış birçok inançla doludur zihinlerimiz. Ama bu "boş" inançlar, etrafımızdaki gerçeği çok başarılı bir biçimde çarpıtır ve bizi gözümüzün önündekileri göremez hale getirebilir.
ÜÇ HARİKA…(İnsan-Kainat-Kur’an)
1. İnsanın kendi mahiyeti, özü, cevheri… 2. Bir Kainat Kitabı olan cihan dershanesi… 3. Kelamullah, Kur’an-ı Kerim ayetleri… İnsanoğluna akıl, bu ilahi sır ve hikmetleri temaşa ve tefekkür edebilmesi için verilmiştir.
Sayfa 18
Reklam
88 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Schopenhauer felsefesinin iyileştirici gücü
"Benim gibi bir adam dünyaya geldiğinde geriye istenecek tek şey kalır. Bütün hayatı boyunca olabildiğince kendisi gibi olması ve entelektüel güçleri için yaşaması." Nietzsche'nin ilk akıl hocası, düşünce tarihine yön veren bir filozof, yazar ve eğitmendir Arthur Schopenhauer. Karamsar olduğu söylense de, onun düşünceleri, gündelik hayatta bireyin daha coşkulu olmasına, canlılık kazanmasına, iyileşmesine yardımcı olur. Feragat ve merhamet gibi erdemlerin üstünde yükselen bu felsefe, bireyin üstün insan olarak kayda değer bir hayata imza atmasında, güçlü bir motivasyonel etkiye sahiptir. Günümüzde yalnız ve sıkışmış hisseden, bilgeliğin peşinden giden herkes kendi saati geldiğinde Schopenhauer'un iyileştirici felsefesiyle karşılacaktır. *Arka kapak yazısıdır. Kitabı tanıtmak amacıyla inceleme niteliğinde paylaşılmıştır.
“Genç bir aklın önyargılarında öyle sevimli bir şey var ki, insan daha yaygın görüşlerin kabulüne feda edildiklerini görmekten üzüntü duyuyor."
İnsan ne anlaşılmaz bir varlık! En gerekli olduğu yerde bütün gücünden yoksun değil mi? Sevinçten başı dönmüş olsa da,yine küçücük bir yerde kapalı değil mi? Sonsuzluklar içinde kaybolup gitmek isterken de dönüp dolaşıp yine o kör ve soğuk akıl duvarına çarpmaz mı?
Harp onu bilmeyen için ne kadar akıl dışı, ne kadar insan ve hayat gerçeklerine zıt ise, onu bilenler için de tek gerçek halini alıyor, o kadar tabiileşiyordu. Sanki harpsiz hayat olamazdı, harpsiz hayat, yapmacık, düzmece, yalan idi. Doktor bunu düşünmeye mecbur olur ve acı acı gülerek: "Bu da bir çeşit şehit düşmek .. hayali asıl harpten sağ çıkanlar kaybediyor," derdi.
Neredeyse karşısındaki her şeyi metalaştıran, alınıp-satılabilen bir nesneye dönüştüren insan artık yıkıcı bir aklı temsil etmektedir. Üstelik bu akıl, sahip olduğu sermaye olanakları ve siyasi güçle tüm toplumu kuşatmış, kendine benzetmeye çalışmıştır. Geldiği noktada ise zaferini en çiğ ve çirkin haliyle ilan etmiştir. Artık bu aklı durdurabilecek hiçbir kuvvet yoktur; "modern insan" kendi eliyle kendi dünyasını mahvetmeye hazır canlı bir bombadır artık!..
Sayfa 170 - Doğu Kitabevi, 2. Baskı, Mayıs 2021Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.