Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki 'İlâh' kelimesinin 'ibadet edilen varlık' hakkında kullanılmasına sebep olan faktörler şunlardır: İhtiyaçları gidermesi, yapılan işlerin karşılığını vermesi, sükûnet bahşetmesi, yüceliği ve hükmü altına alıp koruması. Bu kuvvetli varlığın gücü, ihtiyaçları karşılamalı, musibetler anında korumalıdır. Ayrıca insan algısının ötesinde ve gözlerden o derece gizli olmalıdır ki korkulduğu kadar ona özlem ve sevgi de duyulsun.
Tarih boyunca, site devletleri, krallıklar, sultanlıklar, cumhuriyetler, hatta de­mokrasiler, ilkel ve modern anlamda bütün devlet oluşumları, kendi güçlerini ve var­lıklarını korumak için, tıpkı bir insan gibi refleksler göstermişler, tepkiler vermişler­dir. Güçleri azaldıkça, marazi bir tutumla sadece düşmanlarından değiL, kendi
Sayfa 42 - Hece dergisiKitabı okuyor
Reklam
sabah kahvaltısına eşlik edecek o alıntıyla seda sayan günaydınıııı
Böcekler mi üstündür, insanlar mı? Biz insanlar kendimizi tabiattaki en mükemmel varlık olarak kabul eder, dünyanın asıl sahibi olduğumuzu zannederiz. Oysa diğer canlılar bir yana insanlar böceklerle yaptığı savaştan bile galip çıkamamıştır. Bir kere böcekler, insanın ortaya çıkmasından milyonlarca yıl önce de dünyada yaşıyorlardı. O
Sayfa 69 - AykırıKitabı okuyor
Ne olursa olsun mutlu değildi, hiçbir zaman mutlu olmamıştı. Hayatın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu?.. Ama, bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan, hem coşkunluk, hem de incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söyleyen tunç telli bir rebap bulunsaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkânsızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu, her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkânsız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu.
Kant’a göre insan sadece bilme ihtiyacı içinde olan bir varlık değildi; aynı zamanda eyleme, eylemde bulunma ihtiyacı içinde olan bir varlıktı. Eylem ve onu konu alan ahlak ise Tanrı’ya, ruhun varlığına, özgürlüğe ve ölümsüzlüğe inanmamızı gerektirmekte, onları talep etmekteydi. Bu kavramlar bilim için bir değer ifade etmeseler de ahlak için vazgeçilmezlerdi.
İnsan birbirine bağlayamadığı cümleleri olan, kendini affetmek için başkalarını affeden, zaaflar ve korkularıyla yüzleşmemek için kendini ayrıntıya veren, hayatın örsünde hem hemcinsleri hem de kendisi tarafından dövülen bir varlık. Bu tanım insanın dair tanımlardan sadece biri ve böyle binlerce tanım mevcut. Önemli olan ise kişinin kendi tanımına ulaşabilmesidir. Kişi kendi tanımına ulaşırsa Rabb'ine ulaşmak için yol bulabilir. Rabb'in bilgisi ben'in bilgisinden geçer.
Reklam
Muhal farz... Dünyada mevcut ne kadar insan varsa inkâra sapsa... Hayvanlar, nebatlar, cematlar da dile gelse ve bunlar da ayı inkâr sesini bestelese... Fezanm dibi ölçülse ve dibinin dibindeki dipten ilerisinin de tasavvuru kabil olmayan hesabı verilse... Her madde ve her hâdise. vücut hikmetini, "niçin" ini, "nasıl" mi ve "neden" ini mutlak bir anlatışla anlatsa ve bütün bunlar inkârı gerçekleştirmek için olsa... Muhal farz dedim ya; aslında onun emriyle var olan yokluk, var olan varlık gibi dile ve harekete gelse de kendisiyle beraber varlık adına tek şey, tek ümit, tek vücut bırakmasa... Ölüme çare bulsalar, yıldızları bozuk para diye harcasalar, güneşi idare lambası gibi kullansalar, mesafeleri dondurup yekpâre bir elmas halinde hâkimiyet tacına oturtsalar ve bu tacı benim başıma geçirseler... Dilim, hafızam, akrabam, vatanım, hatıram, hiçbir şeyim kalmasa... Benim, evet bizzat benim ayaklarımdan saçlarıma kadar her zerrem kendi aleyhime dönse ve beni yalanlasa... Ben bende kalacak olan tek ve son bir nokta halinde, sana Allahım ve senin Sevgiline iman eden ve O'nun senden getirdiği her ölçüyü hak bilen biricik insan, vücut, kısım, parça, nokta, zerre olur ve böylece kalırım. Dedim ya, muhal farz, yokluğu bulup da söyletseler ve ona "benden başkası yok!" dedirtseler ben yine O'nun bildirdiği "var" dan ve O'ndan yana kalırım.
‘İnsan ilişkiyle yaşar. Başka bir varlık kendi varoluşun teyit etsin, ona ayna olsun ister. Ses verir ve yankı ister.’
Jung Psikolojisi
"Analitik Psikolojinin merkezinde, bireyleşme süreci yatar. Bu, aynı zamanda "kişiliğe ulaşma" veya "kendini gerçekleştirme" olarak da adlandırılabilir. Birey, yaşamın taşıyıcısı olduğu için her şeyden önemlidir; gelişimi ve gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Her canlının kendi entelekyası olması ve en başından beri olduğu
272 syf.
9/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kuklacı ️ Herkese selamlarr! Emre Timur’dan bir süredir okuma yapmamıştım ve bu kitabın da çıkmasını uzunca süre bekledikten sonra, Kuklacı çıktığı an kavuştuk! “Devamlı kafamın duvarlarına çarpıp duracak olan bu sineği, niçin kafatası odama davet ettim ki?” Seçebilir miyiz ki neyi düşünüp neyi düşünemeyeceğimizi? Bazen öyle olaylar
Kuklacı
KuklacıEmre Timur · Az Kitap · 202413 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.