Tüketiyoruz;
Tükettikçe TÜKENİYORUZ!
Kendimden geriye, sizden ileriye, Tyler’dan sonsuza, Chuck Palahniuk’ten günümüze. Sistemi eleştiren sistemin yazarına, sistemin içinde çifte kavrulmuş benden, tersten sistemsiz bir inceleme.
Dövüş Kulübü=Biz, Biz=Hiç
Hiçlikte doğmuş, hiçliğe gidiyoruz. Durup bir bakıyoruz, gördüğümüz tek şey, koskoca bir
Fyodor Dostoyevski'nin büyük başyapıtı "Suç ve Ceza," insanın zihinsel ve ahlaki derinliklerine dair ustalıkla işlenmiş bir psikolojik roman olarak karşımıza çıkar. Rus edebiyatının zirvesindeki bu eser, yazarın insan doğası ve toplumun karmaşıklığı üzerine derin düşünce ve çözümlemelerini sunar.
Roman, St. Petersburg'un soğuk
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Dikkat! Kitap içinde geçen alıntılar ve ufakta olsa konuya yaklaşım olduğundan, bazı kişiler tarafından inceleme içeriğinde spoiler varmış gibi algılanabilir. Lütfen, bunun bilinci ile okumanızda fayda var…
> Konusu itibariyle kitapla bağdaşacağı için, bu incelemeye şu söz ile giriş yapmak isterim; ❝İnsan yaşamı ne zaman başlar? Ana rahmine
"Filanı seviyorum, falana aşığım, şundan hoşlanıyorum, onu da beğeniyorum..." Günlük konuşmalarımızdan bir kesit sundum size. Hayatımızın her anında bir şeylere sürekli bir sevi anlamı yüklüyoruz. Çünkü insan olmanın getirisidir sevmek. Peki sevginin ne olduğunu gerçekten biliyor muyuz? Sevginin de öğrenilmesi gereken bir gerçek