Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu” - Ya benden sıkılırsa? - Ya beni aldatırsa? - Ya beni eskisi kadar sevmiyosa? Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
Kitap Okumak, Hayatı Okumaktır… Tanrım bana kitap dolu bir evle çiçek dolu bir bahçe ver. (Konfüçyüs) İyi kitaplar en gerçek dostlarımızdır. (Francis Bacon)
Reklam
Eğer bir insanda azıcık insanlık varsa yalan söylemez. Dedikodu yapmaz. Dedikoduyla bir insanı vurmak, küçültmek insanlıktan çıkmış, bozulmuş, çürümüş, elinden hiçbir şey gelmeyen, elinden hiçbir şey gelmediğini kabul edecek kadar düşkünleşmiş bir insanın kârıdır. Bu duruma gelmiş bir insanı karşına almak onun durumuna düşmek olur.
“bizim çağımızda romancıların başları beladadır. çünkü insanları en çok yalana, zulme, bütün kötülüklere karşı roman uyarır. bugün tüketim toplumu diye bir doyumsuzlar toplumu yaratılıyor. tüketimciler topluma bütün değerlerini aşındıran bir yapay kültür benimsetmeye çalışıyorlar, insanları birer obur canavar haline getirmek istiyorlar. roman bu
Sırça bir nesnenin yere düşünce parçalandığı gibi parçalanır aşklar. Aşk camdan bir nesnedir. Çok kolay kırılır ve insanı kolaylıkla kırılganlaştırır, elemde bırakıp acı çektirir. Aşk acı çekmektir, Mavi. Bu kadar masum bir duygu, an olur insanın en temel acı kaynaklarından biri haline gelir. Aşkı taşımak zordur.
Tanrı, varlığının gerektirdiği biçimde herkesi yaratmış, niteliğini, mahiyetini, iradesini, hayrını ve şerrini, iyilik ve kötülüğünü önceden belirleyip alnına yazmış olup insan dünyaya geldiğinde, ilahi dilemenin belirlediği şeyin dışına çıkamaz ve başka bir şey olamaz. Burada da insanı insandan önce var olan bir belirlenime feda etmektedirler.
Reklam
İKİ ŞEY İki şey Kalitesiz İnsan’ın hususiyetidir: 1- Şikayetçilik 2- Dedikodu İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer: 1- Bakış açısını değiştirmek
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Üzerindeki yoğun ilgiyi hak eden, güzel bir roman. Sabahattin Ali’nin ruhunun derinliklerinden çıkarıp sayfalara işlediği aşkın ve tutkunun resmi Madonna ile hayat bulmuş. Hayat buldu derken anlatımdaki gerçeklik olgusu tüm yaşanan duyguların sizi sarmasına sebebiyet verir ve sanki yanı başınızda yaşanır gibi etkilenirsiniz. Sabahattin Ali’nin
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,9bin okunma
Din bahsinde çocukların eğitimine gelince ortaya çıkan ilk mesele çocuklara dini düşüncelerin erken yaşlardan itibaren verilmesinin doğru olup olmadığıdır. Eğitimle ilgili eserlerde bu bahiste pek çok şey yazılıp söylenmiştir. Dini düşünceler her zaman bir ilahiyatı tazammum eder ve kendileri hakkında ve dahası dünya hakkında henüz bir şey
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :) Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,5bin okunma
Reklam
372 syf.
5/10 puan verdi
Böyle tarz kitaplardan fazla bir şey beklemem ama yine de standartlarıma uygun olmalı :) Konusu, Holly adlı bir kadının kalp kırıklığı sayesinde büyükannesinin evine geri dönüşünü ve geri dönüşten sonra hayatında olan değişiklikleri anlatıyor. Holly, büyükannesinin evine döndüğünde büyükannesi ölür ve torununa kendi mutfağını, yemek pişirme tariflerini bırakır. Bi de Holly`nin hayatına girecek doğru insanın sa cardula`ı seven birisinin olacağını söyler. Holly, yeni hayatına- yemek yaparak, ders vererek, sa cardula seven doğru insanı arayarak geçirecektir. Doğru insanı bulur mu ki? :) Beğenmediğim kısımlar: Fazla ayrıntı var. Önemli olan olmayan, kitaptan soyutan sadece açıklayıcı olsun diye mi yazılmış bir sürü boş ayrıntı ile karşılaştım. Kurulan cümleler çok vasat. " aldı, geldi, koydu, vs. vs. "le bitiyor pek çok cümle. Hikaye çok basit geldi bana. İnsanı çeken, dorukta bırakan, vakit geçirmek için okunmuş olsa bile beklentinizi karşılayacak türden kitap olmadığını belirtmek isterim. Tüm bunları çıkarsak; ana hikaye 100 sayfa falandır herhalde :) Keyifli okumalar efendim :)
Aşk Tanrıçası'nın Yemek Okulu
Aşk Tanrıçası'nın Yemek OkuluMelissa Senate · Martı Yayınları · 2012278 okunma
-Neden espri yapıyorsun? Yani, ne alemi var? Biraz düşüneyim. Akıllıyız ya... Hah ha... Espri, vahşi doğanın ortasında insanoğlunun bir deşarjıdır. İnsanın birbirine düşmanlığını gideren bir süspansiyondur. Muhakemenin gücünü gösteriyor. Olaylar arasındaki çelişkileri göstererek
İnsan farklı aidiyetlere sahip olarak gelir dünyaya ve her bir aidiyet diğer insanlara bağlanmak için bir nedendir. Zamanla aidiyetler arasında bir çatışma olur bu çatışma da insanlarda bir kimlik bunalımına dönüşür. Rastlantısal olarak kazandığımız kimlikleri kutsallaştırır bunlar için ölür ve öldürürüz. Örneğin; Kürt ve Müslüman kimliğe sahip
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.