Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

irem

-neden hepsi uyuyor da ben uyanığım ? -öyle, böyle şeyler olur bazen. bütün aile bir uyumaya başlar, uyumayan yalnız kalır.
Sayfa 338Kitabı okudu
Reklam
-ona neden hiç yazmadınız ? -birbirimizden ayrılmaya karar vermiştik. bu, tümden bir ayrılıştı. sınırlar yetersiz kalıyordu, sessizlik de gerekliydi.
Sayfa 253Kitabı okudu
İçimde uluyan kurtlar var. Artık salabilirim insansız bir ormana. Orada dişlerimi geçirip boynuna, parçalamam gereken sırtlanlar var. Kökü kalbimde zehirli sarmaşıklar var. Usul usul suladım gözyaşlarımla. Yaşanacak yıllar var, aylar, günler, saatler var, kayboldum, ölünmemiş ama yaşanmamış bir yerde, yaşamı bir kez yitirir insan. Yeniden insan olabilmek için öfkem var. Kaç yılım geçtiyse bu dünyada, o kadar yaram var.
Sayfa 155Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O, yavaş yavaş beni değiştirip kendine ait bir eşyaya çevirirken, onca zaman, onca yıl, ay ve gün ve saatin hiçbirinde, hiçbir anda, hiçbir şey yapmayan, olan bitene bir yabancı gibi dışarıdan bakıp, kendi hayatını koruyup kollayamayan ben değil miydim ?
Bir ev hayvanıydım. Perdenin kıvrımıydım. Halının püskülü, banyonun sabunu, en çok mutfağın çaydanlığıydım. Sehpanın danteli, çamaşırın leğeni, koltuğun kırlentiydim, ben hep senin bir şeyindim, hangi odadaysam, o odanın süsüydüm.
Reklam
Aşıklara haber vermek isterim. Kalbin bütün meseleleri yalnız kalpte halledilir. Çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir.
Biz kadınlar neden kocalarımıza ne yediklerini soruyoruz ? Ne yediklerini sorarak nereye varmaya çalışıyoruz, biriyle yatıp yatmadıklarını mı öğrenme peşindeyiz ? Bizimle mutsuz olup olmadıklarını mı ? Dondurma almaya gidiyorum diye çıktıklarında bir daha eve dönüp dönmeyeceklerini mi ?
Bir elimle çocuğumu tutuyorum, diğeriyle raspayı. Bir elimle yemek hazırlıyor, diğeriyle kendimi bıçaklıyorum. İnsanın iki elinin olması ne iyi. Ne kadar da pratik.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi gidip çamaşırları astım. Bebeğim ile adamın çoraplarını bir güzel mandalladım. Donlarını ve gömleklerini. Kendimi çamaşır asan ve mutfağa girmeden önce ellerini eteğine kurulayan saf ve cahil bir kadınmış gibi hissettim. Farkına varmadılar.
Affetmeyi istemek, affetmeyi arzulamak ama bunun olanaksız olduğunu bilmek... Elinden gelmezdi, affetmeye cesaret edemezdi.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
Yemine ne gerek var ki ? İnsanları bağlayan yeminler değildir. Eğer bir şey için belirli bir hisse sahipseniz, işte bu sizi ona bağlar ; eğer böyle hissetmiyorsanız da hiçbir şey sizi bağlayamaz.
O zaman tutup sana bir ömür çizerdim. Benden sonra ne yaptığını, nereye gittiğini, başka ellerde kime, ne söylediğini bulmaya çalışırdım. Başını yastığa koyduğunda beni hatırlayıp hatırlamadığını sorardım sık sık. Aklına geliyor muydum hiç, adımı sanımı soruyor muydun karşına çıkanlara, yaktığım ağıtlardan yükselen feryatlar kulağına geliyor, için sızlıyor muydu beni geride bıraktın diye ? Bir zamanlar kendisini bana su gibi bırakan bir kadın vardı uzaklarda, diyor muydun hiç ?
Birbirlerine yüzlerce yeni ad vereceklerdir ve hepsini yeniden alacaklardır birbirlerinden, yavaşça, bir küpe çıkarır gibi.
Benim için nasıl anlamlara geldiğini bilemezsin. Sanki oramda buramda oluşmuş gedikleri dolduran, tık nefes kalmış yürümeme yeniden bir erek gösteren, sürekli hale gelmeye başlamış sıkıntılarımın giderilebileceği bir dingin yer açan, bir şeydi, senin ile olan ilişkim, bir huzurluluk odağı...
Bu gece yine karanlığın nefesimi kestiğini hissettim. Ağır ve sıkıntılı geçen uykumda şeytanlarla bir bir savaştım.
Yürüme, birlikte yürüme... Daha ulu bir şey bilmiyorum. Sevişmek bile, bütün yakınlığıyla, yüceliğiyle, güzelliğiyle ; ama patlayan ve sönen tutkusuyla, heyecanıyla, doyumuyla, birlikte yürümekten daha üstün değil. Hele bir de birlikte gidilecek bir yer, bir amaç, bir erek varsa...
Reklam
Şöyle bir ikilem yaşıyorum : Seni bütünüyle kendime istiyorum ama senin özgür olmanı, bağımsız olmanı da istiyorum. Bana bağlı olmanı ama benden bağımsız olmanı...
Bana kararsızlıkla gelmemelisin. Geleceksen özgürce ve bilinçli bir isteklilikle gelmelisin.
Birinin ruhunu tarumar etmiş, umurunda değil. Oturup çayını içti.
Sayfa 102Kitabı okudu
Müstakbel eşim oturmak için bir kısmını süpürmeden önce canlı kırmızı renkteki taç yapraklar tüm bankı kaplamış haldeydi. Ayakta durup onu izlemiştim, kendini tüm bu çiçeklerle sarılı halde görememesi yazıktı. O an anlamıştım ki her zaman ayakta kalacaktım, bana yanında bir yer ayarlamak hiçbir zaman aklına gelmeyecekti çünkü o, buydu : Tek başına kalmış, yalnız bir adam.
Birbirimizin kollarında güldük, ağladık, düşlere daldık. Birbirimizin ayaklarına kapanıp birbirimize tapındık. İkimiz de tanrıydık, ikimiz de köleydik.
Sayfa 145Kitabı okudu
Bir daha dönmemecesine başını alıp gitmeler kurar, sonra koltukların yerlerini değiştirmekle yetinirsin.
Reklam
altüst edilmiş cümleyim ben senin elinde
Çünkü biliyor musun, vücutlar birbirini ebediyen hatırlar ; tıpkı bir zamanlar birleşik olan kıtalar gibi.
Sayfa 194Kitabı okudu