II
Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten
dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor:
Girdim ki içeriye,
“Budistlere bayrak sallayıp, Buda'nın aslında nilüfer çiçeğinden doğmadığına dair kanıtlarımız olduğunu söylemeli miydik? Ya da İsa'nın kelimeanlamında bir bakireden doğmadığını? Dinlerini layıkıyla anlayanlar, bu hikâyelerin mecaz olduğunu zaten anlarlar”
Yeni Juliet adayları arasında "Margerete" kod ismi verilen kadın kendi halinde, çalışkan, yalnız yaşayan, koyu bir Katolikti. O zamanlar Paris yakınlarında (şimdi Brüksel'de) bulunan NATO Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargâhı'nda (SHAPE) tercüman olarak çal-
şıyordu. Margerete'nin baştan çıkarılması için,Wolf'un daha sonra"süper
Parlak söylevler kadar kötücül başlıyor bu gece.
Bizler; dilsizlerin elmalarını yiyoruz.
İnsanın yıldızlara havale etmekten hoşlanacağı bir iş bizim
yaptığımız;
Ihlamur ağaçlarımızın sonbaharında, düşünceli bir bayrak
kızıllığı,
ya da alevler içindeki güneyli konuklar gibiyiz.
Yeni İsa'nın adına yemin ediyoruz, tozlarla tozu,
"Ama bana Yeni Ahit'in insan ürünü olduğunu söylemiştin?" Langdon gülümsedi. "Sophie, dünyadaki her türlü inanç insan ürünüdür. İnancın tanımı budur.,, doğru olduğunu düşündüğümüz ve ispatlayamadığımız şeyi kabul etmek. Eski Mısırlılardan modern kiliseye kadar her dinde Tanrı mecazlarla, alegoriyle ve abartıyla anlatılır. Mecazlar
1
Acı, bir ırmak gibi
Doluyor yüreğime
Bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum
Beni artık ne çiçekler
Ne çocuklar kurtarır
Ne de o her gün
Yinelenen doğum.
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor
Acıyı ve insanlığı çocuklar
Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları
Onların bilgileri getirdi
Elleri önlerine bağlı - duruşları
Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu
Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı
Ki şimendifer
Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Şam kervanı, amca Ebu Talibin,
Dağda bir çatının önünde durdu.
Burası Bahiyra adlı rahibin,
Şehirlere küskün, inziva yurdu
İsâ Peygamber’e bağlı Bahiyra…
Kuytularda, aklı fikri mâverâ…
Baktılar ki rahip kapıya çıkmış,
Yolcuları bir bir davet ediyor:
İçinizde, kuzum, yok mu acıkmış?
Buyrunuz hep birden yemeğe, diyor
Yorgundular,