Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haldun’un hikayesi, insanın hikayesidir;
İnsanın aç gözlülüğünün, kudret ve tahak­küm iradesinin, lüks ve rahatlık peşinde koşma isteğinin, ince ve güzel sanatları yaratması ve bir süre sonra bu kendi yarattığı şeylerin kölesi olmasının hikayesidir. İslâmda ister siyaset, ister hukuk, ister felsefe, kurumlar veya halifelik, ekonomi, şehircilik, tica­ret, eğitim, hattâ edebiyat veya şiir mi çalışmak istiyorsunuz, önce İbni Haldun’a bakmak zorundasınız.
Sayfa 295 - Eksi KitaplarKitabı okudu
FEMİNİZM VE KADIN (Spoiler içerir. :) )
"Feminizm" terimi; kadınların da erkeklerin sahip oldukları tüm haklara sahip olmasını ve kadınların da hukukta sosyal hayatta erkeklere eşit sayılmasını hedef alan düşünce sistemini anlatır. (S. Hayrı Bolay, Felsefî Doktrinler Sözlügü 106) Feminizm Nasıl Dogdu? Feminizm hareketlerinin başladığı onsekizinci asrın sonlarına kadar,
Reklam
Türkiye’de sosyalizm
*** Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’e göre Türkiye’de sosyalizmin yerleşip gelişemesinin iki sebebi vardır: “Biri, sosyalizm muayyen bir tarihi oluş merhalesine erişmiş cemiyetlerde görülen bir fikir ve harekettir. Biz henüz bu merhaleye erişmedik. Başka bir ifade ile, sosyalizm büyük sanayi ve ticaret hayatının ve kesif bir işçiler zümresinin doğurduğu bir davadır. Türkiye gibi, parçalanmış bir mülkiyet rejiminde bulunan, halkının büyük bir kısmı, tarlada ve küçük kasabada yaşayan, büyük şehirlerinde de küçük esnaf ve ticaretin hakim olduğu memleketlerde -eğer aydınlar ve idareciler ihanet etmezlerse- sosyalizm davasının yeri yoktur. “Bizde sosyalist fikirlerin şimdiye kadar inkişaf etmemesinin ikinci sebebi, müslümanlıktır. Sosyalizmin hususiyle komunist kolu, dinlerle ve bilhassa müslümanlıkla asla bağdaşamaz. Çünkü saf komünizm mülkiyeti ve aileyi kökünden nefyeder. Müslümanlıkta ise bu iki müessese temeldir. İslâmda mülkün hakiki mâliki Allahtır. Allah mülkü dilediğine nasip eder verir. Allah dilediğini taziz eder yükseltir. Dilediğini de tezlil eder alçaltır. Binaenaleyh mülk, sahibinin elinde ilâhi bir emanettir. Ondan bu emaneti kimse rızası olmaksızın alamaz. Yine müslümanlıkta aile en mahrem ve mukaddes bir ocaktır. Oraya sahibinden izinsiz kimse giremez ve göz koyamaz.”
Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil'den Mektuplar
Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil'den Mektuplar
s.54-55 (28 Ocak 1962 tarihli yazıdan)
192 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Müellif konuya "iş" ve "çalışan" ayrımını yaparak kitaba bir girizgah çiziyor. Bugünkü anlamıyla "çalışan" demek ücret karşılığı ve sürekli bir iş ile meşguliyeti akla getirdiğini oysa evde de ev işleriyle ilginen bir kadının "çalışan" statüsünde değer görmesi ve sosyal güvencelerden faydalanması gerektiğini
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
Ahlaksız her şey aslını kaybetmiş demektir. İslamda ise ahlaka aykırı olan bilim, siyaset ,ticaret, sanat makbul değildir. Çünkü Müslümanlık adamlık demektir. Adamlık ise ahlak…
İslam’da zinâ yasaklanmışsa evlilik sunulmuş, faiz yasaklanmışsa ticâret öğretilmiş, domuz eti yasaklanmışsa dana eti ve diğer bazı hayvanların etinin yenmesine izin verilmiş; günaha düşülmüşse tevbe veya kefâret yoluyla bir çıkış yolu gösterilmiştir.
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okuyup bitirdigim enfes bir kitap din hakkında doğru bilinen yanlışlar hakkında yazar ayet ve hadislerle açıklamalar yapıyor elinden geldiğince açıklamak istediği konuları ayet ve hadisten örnekler vererek te destekliyor benim hoşuma gitti açıkçası dua etme şeklimizden tutunda islamda ticaret ahlakı olsun davranışlarımız olsun islamın günümüzde geldiği son nokta islamofobi bunları yaparken özeleştiri yapmayı da unutmuyor kısacası günlük yaşama dâir güzel bilgiler içeren bir kitaptı şiddetle tavsiye ediyorum
Dirilt Kalbini
Dirilt KalbiniNouman Ali Khan · Timaş Yayınları · 201710,1bin okunma
Osmanlı devleti kurulurken Şarkî Roma çöküyordu. Türk ırkı devlet kurma kabiliyetine sahiptir. Tarihî tesadüfler Osmanlının işini kolaylaştırmıştır. Yalnız, Osmanlı, karşısına çıkan tesadüflerden layıkı ile faydalanamamıştır. İstanbul hem Asya ile Avrupa'yıbirbirine bağlayan bir ticaret merkeziydi, hem de eski Yunan medeniyetinin hazinelerini saklayan bir irfan merkezi. Fatih, Kostantiniyyenin bu iki hususiyetini de istismar edemedi. Patrikhaneye büyük imtiyazlar verdi. Böylece devlet içinde bir devlet kurulmasına zemin hazırladı, iktisadî hayatla meşgul olacağına, lüzumsuz fetih maceralarına atıldı. Âlimleri ülkeden uzaklaştırdı. Bir kelimeyle Yunan'ın mirasını zorla Avrupa'ya kazandırdı. Etrafındakiler cahil, izansız ve idraksiz kimselerdi, dünya ahvalinden tamamen habersizdiler. Bir kelime ile İstanbul'un fethi Türk tarihi bakımından hayırlı bir iş olmamıştır. Ulema, Bizansın taklidine girişmiş ve Islamda Rum kilisesini hatırlatan bir rahipler zümresi türemiştir. Kanunî devri, cehaletin hüküm ferma olduğu bir devir. Osmanlıyı yıkan sebeplerin başında unsurlar meselesi gelir. Ricalden bazıları hastalığıgörmüş, fakat kurtuluşun yolunu bulamamıştı. Cumhuriyet, Tanzimatla başlayıp, Meşrutiyetle devam eden yenileşme hareketinin son perdesi. Tarihten çok acı dersler alan Türk milleti büyük bir kumandanın etrafında şahlanarak hayat hakkını kabul ettirmiştir.
Ticaret erbabı, ölçeği, teraziyi noksan yapsınlar da, kıtlık -kuraklık yılları, yiyecek sıkıntısı (geçim darlığı) ve hükümdarın kendilerine zulmetmesi· (gibi sert idaresi) ile yakalanıp cezalandırılmış olmasınlar (mutlaka olurlar).
İbni Mace, Kitabül Fiten, 4019
296 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Selim Deringil kitapta bir araya getirilen uzun yılların emeğini yansıtan makalelerinde, 19. yüzyıl imparatorluk tarihinin simgesel üretim ve yeniden-üretim alanlarını ele alıyor. Din, millet, devlet tanımlarını ve bunların siyasal alandaki kullanımlarını, II. Abdülhamit döneminden Mustafa Kemal’e uzanan süreçte, “devlet aklı” ve pratiklerine
Simgeden Millete
Simgeden MilleteSelim Deringil · İletişim Yayıncılık · 200717 okunma
Reklam
Kur’ân‐ı Kerîm’in Nisâ Sûresi’nin üçüncü âyetiyle meşrûiyyetini kazanan taaddüd‐i zevcâtın (dörtle sınırlı çok kadınlı eşlilik) emir veya tavsiye olunan bir manevî kurum olmayıp, yalnızca bir ruhsat kurumu olduğunda sahâbîler ve müctehidler arasında ittifak vardır. İslâm’da ticaret, seyahat, ilim tahsili vs. nasıl kullanma mecbûriyeti olmayan fakat kullanılabilir olan bir haksa, taaddüd‐i zevcât da böyledir. Dileyen kullanabilir. Ne var ki dilemek elbette ki yetmez. Taaddüd‐i zevcât bölümünde açıklanan beş ana mükellefiyeti üstlenmek gerekir.
Sayfa 661Kitabı okudu
İslâm Tarihinden Vakıalar
"Hz. Osman (r.a)'ın hilâfetinden evvel, müslümanlar arasında açlık ve kıtlığın hüküm sürdüğü bir sene idi. Şam'dan Hz. Osman (r.a)'a ait ticaret malı olarak zeytinyağı, üzüm ve buğday yüklü 1000 deveden ibaret bir kafile Medine'ye gelir. Bütün Medine tüccarları kendisine müracaat ederek : "Sana gelen ticaret mallarını bize sat, zira şu anda insanların ne kadar muhtaç olduklarını çok iyi bilirsin." Bunun üzerine Hz. Osman (r.a): -Hay hay, memnuniyetle. Yalnız bana ne kadar kâr vereceksiniz? Tüccarlar cevaben : -Bir dirheme iki dirhem kâr veririz. Hz. Osman (r.a) : -Ben daha fazla kâr verene vereceğim. -Ya Ebu Amr (Hz. Osman'ın künyesi) Medine'de bizden başka tüccar kalmadı. Bizden önce de sana kimse müracaat etmedi. Sana bizden fazla kâr verecek kimdir? - Allah (C.C) bana her dirhem başına 10 dirhem kâr veriyor. Siz bundan fazla verebilecek misiniz? Tüccarlar :"Hayır veremeyiz" dediler. Hz. Osman (r.a) : -Allah (C.C) şahidim olsun ki, bu 1000 deveyi bütün yükleri ile beraber fakir ve yoksul kimselere Allah (C.C) yolunda tasadduk ettim." Develer kesildi, yükler de dağıtıldı.
Sayfa 236Kitabı okudu
248 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın içeriğine geçmeden önce bir anektod ile başlamak istiyorum. “İyi bilinmeyen bir ülkede görevli ünlü muhabirlerin, dizelerine kendilerini havaalanından kente götüren taksi şöförünün fikirleri ile başlamayı pek sevdikleri bilinir. 1988 Temmuz’unda Tahran havaalanında bize, İran cumhuriyetinin bir sonraki başkanının kim olacağını soran, bir
Siyasal İslamın İflası
Siyasal İslamın İflasıOlivier Roy · Metis Yayınları · 201776 okunma
Hıristiyanlık, en az İslam’da olduğu kadar, çocuklara sorgusuz inancın bir erdem olduğunu öğretir. İnandığınız şeyleri savunmanıza gerek yoktur. Eğer birisi yaptıklarının inananın bir parçası olduğunu söylerse, diğerleri, aynı dinden ya da değil ya da dinsiz, kökleşmiş alışkanlıklar gereği hiç sorgulamadan buna ‘saygı’ duymak zorundadır; Ancak bu sahte saygı Dünya Ticaret Merkezinin yıkımı ya da Londra, Madrid bombalama olayları gibi korkunç katliamlarda açığa çıkan nefretle sona erer. Ardından müthiş bir inkar korosu ortaya çıkar.
Kuzey Yayınevi
Komünizm Kapitalizm ve İslamda Ticaret- Faiz İlişkisi
“Allah, ticareti helal, faizi haram kılmıştır.” açık nassı ile, İslama özgü ekonomik yapının temel prensiplerinden biri ortaya konmuştur. Kapitalizmde , hem ticaret hem faiz helaldir. Sosyalizmde ise hem ticaret hem faiz yasaktır. İslam ise ayrı bir ekonomik sistem olarak ,ticareti helal , faizi haram kılmıştır. Ticareti helal sayarak sosyalizmden, faizi haram sayarak kapitalizmden ayrılır. Biri insan tabiatını görmezden gelen , öbürü ise insan tabiatına kontrol ve sınır koymayan bu iki aşırı ekonomik sisteme karşılık , insanın köklü içgüdülerine bir ölçü içinde, alan açan bir sistem getirmiştir İslam . Mutluluk da zaten ancak böyle sağlanır. İslam, getirdiği din ruhu ve öte dünya inancı , hesap verme şuuru, faiz yasağı, zekat kurumu ve devletin ölçülü müdahalesi prensipleriyle , serbest oluşan piyasanın kapitalistik bir piyasaya dönüşmesi önler.
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.