Kampanya: Atsız Affedilmelidir!
Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Yetişkinlerin okuması gereken bir çocuk kitabı mı ya da yetişkinliğin verdiği dar kalıpların farkına vardıran çocuk kitabı sanılan bir kitap mı desek daha yerinde olur? Hangisi olursa olsun bu kitap üzerine makaleler yazılan, yüzlerce çeviri yapılan, en çok satan kitaplardan olan ve daha çok Dünya çapında özelliğe sahip olan eserlerden biri ve bunu kesinlikle hak ediyor.
Beni ilk etkileyen cümlesi : "Yetişkinler hiçbir şeyi tek başlarına anlayamıyorlar ve onlara sürekli bir şeyleri açıklamak biz çocuklar için çok yorucu oluyor." oldu. Ve aslında o yetişkin de o çocuk da biziz. Bir kere bile olsa yetişkin algımızı bir kenara koyarak çocuk gözümüzle bakabilsek Dünya'ya ya da tilkinin de dediği gibi "İnsan en iyi kalbiyle görür. Esas olan gözle görülmez." Bu anlayışla bakabilmek gerekiyor. Yetişkinlik kalıplarımızı yeri geldiğinde atmamız gerçek mutluluğa daha hızlı ulaştırabilir.
Aslında Küçük Prens bizim içimizde. O saflık, çocukluk, hiçbir şeyin farkında olamama, yılanların bile zararsız olduğunu düşünme hepsi içimizde. Sadece bunun farkında olmalıyız. Afrika çölüne de gitmeniz gerekmiyor. Herhangi ıssız bir yerde yıldızların altında uzandığınızda size en parlak gelen yıldızı görün. İşte Küçük Prens orada. Siz de oradasınız. Teşekkürler :)
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · İndigo Yayınları · 2019234,9bin okunma
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Yeri gelmişken söyleyeyim, benim gibi bir aşkın gerçek konusunun bireylerin tatmin olması değil, çiftin oluşması olduğunu kabul ederseniz, bu anlamda aşk komünisttir. İşte size bir olası aşk tanımı daha: En küçük komünizm!
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor.
9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor.
Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor.
Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde
der ki:
Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler,
isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları
80, Allah’ın kulları için delil ve
hüccet niteliği taşıyamaz.
Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
Şimal ve Ersen...
Şimal ailesi uğruna hayallerinden vazgeçmiş kemal virtiözü olmak yerine turizm okumuştu.
Ama işte bunda da vardı bir neden yoksa yolları Ersen ile nasıl kesişmiş olacaktı.
(Gerçi ailesi değil babası istememişti ama devam kitabında gelen açıklamalar ile de o kadar katı olacak bir durum yokmuş demeden de edemedim)
Şimal artık
Şimal ve Ersen...
Şimal ailesi uğruna hayallerinden vazgeçmiş kemal virtiözü olmak yerine turizm okumuştu.
Ama işte bunda da vardı bir neden yoksa yolları Ersen ile nasıl kesişmiş olacaktı.
(Gerçi ailesi değil babası istememişti ama devam kitabında gelen açıklamalar ile de o kadar katı olacak bir durum yokmuş demeden de edemedim)
Şimal artık
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları
Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Bütün bunlardan sonra başlıca sebep, kahraman şehidin cahiliyyetle (cahiliyet, İslâm aleyhtarlığıdır.)(¹) mütarekeyi ve pazarlık yapmayı kabul etmiyen takriri ve islâm propagandacılarının, İslâm düşmanlarının entrikalarına karşı daima müteyakkız bulunmaları gerektiğine dair devamlı tekrarlamalarıdır. «İslâm düşmanları, cahiliyetin seyrini İslama
YouTube kitap kanalımda Oblomov kitabını detaylı olarak yorumladım: ytbe.one/b7vPSs9d6fY
Bu hayatta bir Oblomov bile olamıyorsak, yaşamanın ne anlamı var ki?
İncelemeye yorum yazan her okura Oblomov gibi harika ve akıcı kitaplardan önerdim. Yeni kitap önerisi alabilmek için yorum kısmına bakabilirsiniz.
Telegram’daki kitap okuma
- Sizin sosyalizminiz bir hayal, dedi ikinci kez Calvin.
- Size düş olmayan bir şey göstereceğim o halde, diye karşılık verdi Ernest. Ben buna oligarşi diyorum. Siz onu Plütokrasi diye adlandırıyorsunuz. Bu sözcüğün, büyük kapitalistleri, tröstleri kapsayan bir anlamı vardır. Bugün iktidarın kimin elinde olduğuna şöyle bir bakalım.
"Toplum üç sınıftan oluşuyor. Birincisi, zengin bankerlerden, demiryolu imparatorlarından, büyük şirket yöneticilerinden ve tröst krallarından oluşan plütokrasidir. Bundan sonra sizin sınıfınız, çiftçiler, tüccarlar, küçük sanayiciler ve serbest meslek sahibi kimselerden oluşan orta sınıf gelir. Üçüncü ve sonuncu sınıfsa benim sınıfım, yani proletarya, ücretle çalışanların oluşturduğu sınıf.
"Bugün, Birleşik Devletlerde iktidarın gerçek sahiplerinin para babaları olduğunu yadsıyamazsınız. Ülkenin toplam zenginliği bu üç sınıf arasında nasıl bölünmüştür? İşte rakamlar: Plütokrasi altmış yedi milyarın sahibidir. Birleşik Devletlerde çalışan nüfusun yalnız yüzde 0.9'u plütokrasiye aittir ama buna karşılık plütokrasi toplam zenginliğin yüzde yetmişine sahiptir. Orta sınıfın elindeyse yirmi dört milyar vardır. Çalışan nüfusun yüzde yirmi dokuzu bu sınıfa aittir ve bunlar toplam zenginliğin yüzde yirmi beşine sahiptirler. Geriye proletarya kalmaktadır. Bu sınıfın elinde yalnızca dört milyar vardır. Çalışan nüfusun yüzde yetmişi proletarya sınıfından olmasına karşılık, zenginliğin yalnızca yüzde dördünü alabiliyor. Söyler misiniz beyler, iktidar kimin elinde? "
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti.
Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?"
Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün