Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birinden istediğimiz bir iyilik karşısında borçlu olabiliriz sadece. Hiç kimseden bir şey istemediysek ve buna rağmen birileri bize sormadan bizim için bir şeyler yapıyorsa, daha sonra “ben senin için şunları şunları yaptım; bana borçlusun!” demeye hakları yoktur.
..bir insanın algıladığını algılamaksızın algılaması imkânsızdır. Bir şeyi gördüğümüz, işittiğimiz, kokladığımız, tattığımız, hissettiğimiz, derin düşündüğümüz ya da istediğimiz zaman tüm bu yaptıklarımızın ayırdındayızdır. Bu durumda ki­şilik şimdiki dış duyum ve algılara ilişkindir ve herkes bununla kendini ben diye adlandırdığı şey olarak görür..
Sayfa 447 - Öteki Yayınları / Çev.Meral Delikara TopçuKitabı okuyor
Reklam
Her şey bizden bir devam istiyor.
Evvela hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz. Ve o şeklini alırken, kendi şarkısını yapacak. Fakat fikre, sanata hiç karışmayacağız! Onları hür bırakacağız. Çünkü, onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler. Masal bir anda biz istiyoruz diye teşekkül etmez. O hayatın içinden fışkırır.
iç alemimizde sahip olduğumuz her şey, dış alemde de karşımıza çıkacaktır. Zira dış dünya her zaman iç alemimizi yansıtır. Ancak bilincimizi hedefe yönlendirirsek yaşamımızda sahip olmak istediğimiz şeylerle etkileşime geçebiliriz. Eğer istediğimiz sonuçlara ulaşmak istiyorsak; düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı gözlemleyerek yönlendirmeye başlamalıyız, zira hissettiğimiz ya da düşündüğümüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur.
Sayfa 91 - Elips~PdfKitabı okuyor
Sevgi, bağışlamayı emreder
Sevgi hataların çetelesini tutmaz. Geçmişteki yanlışları tekrar tekrar ortaya koymaz. Kimse mükemmel değildir. Hepimiz zaman zaman hatalar yaparız ve evliliğimizde her zaman en iyi veya en ideal olan şeyi yapamayabiliriz. Bazen istemeyerek eşimizi kıracak bir şey yapar ya da söyleriz. Geçmişi silmek mümkün değildir ama yaptıklarımızın yanlışlığını kabullenebilir, özür dileyebilir, elimizden geliyorsa telafi edebilir, daha doğru davranmaya çalı şabiliriz. Hatamızı kabullenip özür diledikten sonra, eşi mize yaşattığımız acıyı dindirmek için yapabileceğimiz başka bir şey yoktur. Aynı şekilde, eşimiz bir hata yapti ğında ve hatasını kabullenerek özür dilediğinde, bize gös termesini istediğimiz anlayışı ona göstermemiz gerekir Eğer göze göz, dişe diş mantığıyla hareket ederek yaptığının bedelini ödetmeye veya cezasını çektirmeye çalışırsak kendimiz yargıç, o da mahkum olur. Böyle bir ortamda ya kınlıktan, içtenlikten ve sıcaklıktan söz edilemez. Bağışlamak ise, aynı olumlu duyguların devam etmesini sağlar. Sevgi, bağışlamayı emreder
Sevgi/Sevmek...
♤Hayatta ulaşılabilecek en yüksek mutluluk seviyesine ulaşmışızdır ve istediğimiz tek şey, orada kalmaktır.
Reklam
Hayatta ulaşılabilecek en yüksek mutluluk seviyesine ulaşmışızdır ve istediğimiz tek şey, orada kalmaktır. Sevdiğimiz kişinin zaten gelişmeye ihtiyacı yoktur, çünkü mükemmel olmasa aşık olmazdık. Tek umudumuz, mükemmelliğini korumasıdır
Eğer istediğimiz sonuçlara ulaşmak istiyorsak; düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı gözlemleyerek yönlendirmeye başlamalıyız, zira hissettiğimiz ya da düşündüğümüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur.
Eski bir Çin atasözü vardır : “Herhangi bir şeyi bana anlat, onu bir saat boyunca hatırlayacağım. Eğer bana gösterirsen onu bir gün boyunca hatırlayacağım. Fakat aynı şeyi yapmama izin verirsen onu sonsuza kadar hatırlayacağım.” Günümüzde bir teknik becerinin ortalama ömrünün kabaca 18 ay olduğu söyleniyor. Yani bugün öğrendiğimiz bir çok şey yarın eskimiş olacak. Bu gerçek cesaret kırıcı olsa da, aslında bilginin güç olduğu bir dünyayı işaret ediyor. Bu durumda öğrenmeyi öğrenmek en önemli yetenek mertebesine yükseliyor çünkü gelişmek istediğimiz her şeye bir kapı açıyor. Öğrenmek uzun ve zorlu bir yolculuktur ama size hem yeni kapılar açar hem de kapatmak istediklerinizi kapatmanıza yardımcı olur.
Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış, Avustralya'ya gitmiş, kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı
Sayfa 273Kitabı okudu
Reklam
Tanışmak bir an olsa da tanımak sonu olmayan uzunca bir yol. Hele de tanımak/bulmak istediğimiz kişi kendimizse. Çok eskiden, keskin sınırları olan insanlar ben de hep hayranlık uyandırırdı. Evetleri hayırları belli olan. Duvarlarında pencere nerede, kaç kapı var belli olan. Kilitleri belindeki kocaman halkada asılı insanlar. Kendini tanımak, bilmek ve bu tarife sadık kalmak öyle bir şey sanırdım. Benim duvarlarım her an yıkılmaya, pencerelerim kapanmaya, kapılarım kırılmaya müsaitti sanki. Ben o duvarı her an farklı bir renge boyayabilirdim. Anahtarlarım incik boncuk çekmecelerinde kaybolurdu, bugün bir daha asla dediğim şeye yarın kendimden geçe geçe koşabilirdim. Şu tanımda bile bir katılık yok mu sanki? 'Ben buyum.'' Diyebilme hadsizliği.
Sayfa 35 - Reyhan YılmazKitabı okudu
Soruşturulması gerekense aslında şudur: Devletimize koruyucu arıyorken yapmak istediğimiz şey nedir? Bu adamların en mutlu kişiler olması mı; yoksa bütün yurttaşların mutluluğunu sağlamak mı? Koruyucular ve yardımcıları devletimizi kolluyor mu? Kendilerini de başkalarını da işinin ehli olmaları için zorluyor mu? Devlet bu şekilde büyüyüp en iyi yönetim biçimini edindikte, sınıfların her biri doğa tarafından sunulan mutluluktan pay alabiliyor mu?
Sayfa 206
“Günah sadece yaptığımız şey değildir. Günah aynı zamanda, yapmak istediğimiz ama yapacak gücü bulamadığımız şeydir.”
Sayfa 33 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Bir şey var ki biz dünyadakiler için Boyuna üzülmesi Boyuna dayanması düşüyor Yaşadıkça altın yüreğinin Bu pırıl pırıl dünyayı Bizimle yaşar her şey sonsuz bir sevinç içinde Bizimle hiç şüphesiz Alabalıklar, dereotları Hiçbir şey daha güzel değildir herhalde Dünyada hiçbir şey Bizim ona baktığımız Duyduğumuz kadar yüreğimizde Mutlaka yaşamalıyız En çok da rüzgârda bir ağaç gibi hür En çok keder içinde En çok yaşamasını istediğimiz
YaşadıkçaKitabı okuyor
Halbuki bu dünyada hiçbir şey yoktu (Osman Necip için) gerçekten ciddiyetle inanılmaya değer. Kızmak, kıskanmak, inat etmek ve dövüşmek, gülmek kahkahalarla ve ağlamak hıçkıra hıçkıra (Osman Necip'e göre) boş ve gülünç şey. Gürültüsüz, rehavetle zahmetsiz gelen para zahmetsiz gelip giden kadın, otomobil, kalorifer ve alay ettiğini göstermeden gülen gözler (Osman Necip için) altmış senelik ömre yeter. Gerisi lâfü güzaf, (Osman Necip böyle düşünürdü). Dünyaya bir defa geleceğiz ölümü istediğimiz kadar düşünmeyelim öleceğiz.
Sayfa 12 - Cem yayınevi II Kitap 2
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.