Kimlik kaybolunca,devletin elden çıkması yakındır.
"Bana ülkenizi nasıl ayakta tutup yaşatabileceğinizi
sordunuz yüce kral; sizi temin ederim ki culturanız "bu sefer kelimeyi tpki onun gibi son hecede vurgu yaparak telaffuz etmişti", sağlam olunca, sizi mağlup ve istila edecek başka devletler bile o rmağın suyunu içe içe sizin gibi düşünecek, davranacak ve yaşayacaklardır.
Eğer ülkeniz için gelecek hesapları yapmak istiyorsanız gelenek ve culturanıza sahip çıkınız, ta ki öldüğünüz zaman bile adınız yaşasın.
Altın ve güç kaybedildiğinde
yeniden elde edilebilir; askerler öldüğünde bile yeniden ordu kurulabilir ama cultura kaybedilirse ruh kaybolur
ve millet bir daha aynı millet olmaz.
işte bu yüzden derim ki, hangi kral halkının cultura ve sanatını yükseltirse devletinin ömrünü uzatmış sayılır.
Kim de cultura ve
sanata değer vermezse milleti kısa zamanda benliğinden
ve kimliğinden uzaklaşır, sığlaşır, parya olmaya, yönetilmeye hazır hâle gelir.
Kimlik kaybolunca devletin elden
çıkması yakındır;
bir toprak, ancak cultura sayesinde vatana dönüşür.'
-Camilerde mihrabların etrafındaki mum şamdanlarının üstünde yazılı "Maşaallah" yazılarını kazımışlardı. Abideler, çeşmeler üzerindeki ayet-i kerime yazılı mermerler parçalanmıştı.
- Harbiye nezaretinin(şimdiki üniversitenin) kapısındaki Fetih ayet-i kerimesi yazılı Cihan-değer kıymeti hâiz nefis levha üzerine siyah ve kızıl bir taş perde çekilmişti.
- Camilerde Hulefa-yi Râşidin isimlerini hâvi levhalar indirilmiş, şuraya buraya atılmıştı. Sanki müthiş bir yangın ortalığı kaplamış, sanki bir işgal ordusu memleketi istila etmiş gibi Kur'an lisan-ı ile yazılı ne varsa, hep kırılıyor, parçalanıyordu. Âsâr-ı atika (eski eserler ) diye bile bırakılmıyordu.
- Ayasofya Camii'ndeki muazzam ve muhteşem lafza-i Celâl, Hz. Muhammed ve Hulefa-yi Raşidin levhaları yerlerinden sökülmüş, indirilmiş. Bizans putları meydana çıkarılmış ve bu putlara çeki düzen verilmişti. Muhteşem levhaları yok etmek, parçalamak için meçhul semtlere götürmek istemişler de kapılardan çıkarmak mümkün olmadığı için bu cinayeti irtikaba yol bulamamışlar, Cihan-değer kıymette olan nadide eserleri, toz toprak içinde mahvolmak için bir kenara atmışlardı.
-Ayasofya'nın minareleri de yıktırılıyordu. Fakat mâbet binasına zarar getireceği için bu şenâati irtikâba yol bulamadılar.
- Birçok camiler camilikten çıkarılmış, hangar hâline getirilmiş, ahır olmuş, Yahudilere, Ermenilere satılarak şarap deposu yapılmıştı.
"Büyük kararlardan sonra , ruhları istila eden o gitme duygusu, o heyecan, o korku, o vazgeçme acısı ,tutunmaya çalıştığımız aşkın birdenbire baş aşağı gelişi, o hiçbir şeye inanamamak azabı, iyilikle kötülük, muhabbetle nefret, isyanla tevekkül, kalmak ile gitmek arasında çırpınan kalbim evet bütün tereddütleri bitirdim."
"Son zamanlarda kalbimi ne kesif bir kasvet istila etti , beynime ne vahim, ne korkunç bir fikir saplandı bilmezmisiniz.Gözünüz önünde aylarca yalnız başıma, çarmıhımı omzumda taşıdım da biriniz farkına varmadınız , bu kızcağıza da ne oluyor demediniz."
Ediplerden biri şöyle diyor: “İki şey vardır ki, zamanı kesin olarak sınırlandırılamaz; Ferdin hayatındaki uyku, milletin hayatındaki gerileme. Bunlar ancak, üstün gelip fert ve cemiyeti istilâ ettikleri zaman anlaşılır.”