4.bölüm * Mutualist, kommensal, patojen ya da parazit gibi etiketler, sabit kimlik kartları değildir. Bu terimler daha çok aç, uyanık ya da canlı olmak gibi varoluş durumlarına veya işbirliği yapmak, kavga etmek gibi davranışlara benzer. İsimlerden çok, sıfat ve fiildirler; iki ortağın belirli bir zaman ve mekanda birbiriyle nasıl
Annem ince duygulu,sağduyusu olan bir kadındı.
Bütün anneler dünyanın en iyi kadınlarıdır. Benim annem de, benim annem olduğu için, dünyanın en iyi kadınıydı. Bir gün bahçeden çiçek koparıp anneme getirmiştim.Annem sevindi. _ Hadi biraz daha çiçek koparalım ,dedi. Bahçeye çıktık . Bana bir çiçek gösterdi. _Bak ,dedi,ne güzel bir çiçek... Bu çiçekler de canlı,onların da canı var. Koparırsak ölür zavallı. Dalında daha güzel duruyor. Bardaktaki suda bu kadar güzel durmaz ki . Her çiçeğin başında bana, _ Kıyarsan, kopar istersen...derdi. “ Neyim varsa iyi olan, hepsini,herşeyimi anneme borçluyum .”
Reklam
" İnsanlar neden öfkelenince bağırırlar?" Müritlerden biri, " çünkü kızmış olurlar ve bunu kızdığı kişiye duyurmak isterler," der. Derviş tekrar sorar: " İyi de kızdığı kişi yanındaysa , duyurmak için bağırmasına gerek var mı? " Müritler bir an şaşırır ve gerçekten gerek olmadığını düşünür. " Peki o zaman bağırmanın sebebi nedir," diye sorarlar dervişe... Derviş der ki: "insanlar kızınca kendilerini duyurmak için bağırırlar, bu doğru çünkü kızdıkları kişi bedenen yanlarında olsa da, kalben uzaktadır o an. Bağırmanın amacı kalbin sesini kalbe duyurmaktır. Ama şunu unuturlar, kişi bağırdıkça kalp daha da uzaklaşır. Kalpler uzaklaştıkça kişi daha da bağırır."
Çocuk Edebiyatı İyi ki Var :)))
Şimdi yemekler yeniliyor hapır hupur Vah canım, anneler hep böyle mi yorulur Düşmüş başı sofraya, uyukluyor horul horul Biz diyoruz ki aman ne nefis, oh oh oh Annem müziğine devam ediyor, hor hor hor!
"Gün gelir evladınızı asrın firavunlarından kurtarmanız gerekebilir. Evladınızın imanı ve ahlakı için yeri geldiginde ondan ayrılmak zorunda kalabilirsiniz. Musa'nın annesi, kendi zamanında evladını Allah'ın rızasına uygun olarak nehre bıraktı. Peki bu asrımızda evladımızı biz hangi nehre bırakalım? Nehir; Bir Allah dostunun dizinin dibi olur, Nehir; Bir Âlimin medresesi olur, Nehir; Allah'ın salih kulları olur, Nehir; Hayırlı topluluklar olur. Yeter ki arayın.. Evladınızn dünyaya gözlerini açacağı iyi bir hastane aradığınız gibi, okuyacağı okula yakın uygun bir ev aradığınız gibi.. Siz yeter ki isteyin, Allah'ın evladınızı gönül rahatlığıyla var ettiği nehirler çoktur."
Sayfa 69
Çocuğuna ödülle iş yaptıran bir aile, gerçek niyetini sorguladığında fark edecek ki istediği şeyi çoğu zaman çocuğu için değil, kendisi için istiyor. Yani, sorun aslında çocukta ya da işte değil, ailenin niyetinde. Örneğin anne çocuğunun odayı toplaması için ödül vaat ediyor. Neden? Çünkü eve birisi gelirse, rezil olmak istemiyor. Anne çocuğunun yemek yemesi için ödül vaat ediyor. Neden? Çünkü anne olarak görevini yapmak ve iyi hissetmek istiyor. Bazı anneler, "Ama yemek yemezse, büyüyemez" diyor. Çocuğunun kendi kararlarına güvenmiyor. Hiçbir canlı doğada açlıktan ölmez. Dahası ödülle yemek yiyen çocuk, yemek hoşlanılması gereken bir eylem değil, karın doyurmak için yapılan bir eylem zannediyor. Karne hediyesi alan baba, çocuğunun başarılı olmasını istiyor çünkü amacı kendi başarı imajını sürdürmektir. Restoranda yemek sırasında, baba çocuğuna, "Uslu durursan evde tabletle oynayabilirsin" diyor. Baba sıkılan çocuğunun ihtiyacını değil, kendi ihtiyacını ön planda tutuyor. Onun için aile çocuğuna ödülle bir şey yaptırıyorsa, ilk önce kendine sormalı: "Ben bunu çocuğum için mi istiyorum, kendim için mi? Bunu istemeye hakkım var mı?" Kendisi için istiyorsa, çocuktan talepte bulunmayı bırakmalı. Aile öncelikli olarak kendi isteğini değil, çocuğun ihtiyacını karşılamalı veya her iki tarafın da ihtiyacını karşılayacak bir model bulunmalı.
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
97 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.