Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öyle de gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır.
@saidnursi
Evet bu cisim ebedî değil, demirden değil, taştan değil.. ancak et ve kemikten ibaret bir şeydir. Âni olarak senin başına yıkılıyor, altında kalıyorsun. Bak zaman-ı mazi senin gibi geçmiş olanlara geniş bir kabir olduğu gibi, istikbal zamanı da geniş bir mezaristan olacaktır. Bugün sen iki kabrin arasındasın; artık sen bilirsin!
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
"Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyâmet kopunca da 'Atın Firavun ehlini azâbın en şiddetlisine!' denir."* Firavun ehlinin sabah akşam ateşe sunulması, onlara dünya durdukça kabir azabının uygulanması anlamındadır.
Sayfa 356 - * Mü'min 40/46Kitabı okudu
Kur'ân'ın birinci esası, tevhiddir. Kur'ân baştan sona, bizi yokluk âleminden, bu varlık âlemine getiren Allah'ın fiillerinden, isimlerinden, sıfatlarından ve zatından bahsederek "Bizi bu dünya uçağına getiren kim?" sorusunu cevaplandırır, Allah'ı bize tanıtır. Kur'ân'ın ikinci esası, ibadet ve adalettir. Adalet, her hak sahibine hakkını vermek demektir. İnsan üzerinde Allah'ın hakları ve insanların hakları olmak üzere iki kısım hak vardır. Allah'ın bizim üzerimizdeki hakları, ona iman ve ibadet etmektir. İnsanların nefsimizin, ailemizin ve diğer insanların bizim üzerimizdeki hakları ise, güzel ahlakla onlara muamele etmek, onların haklarını yerine getirmek ve tecavüz etmemektir. Kur'ân, baştan sona kadar, dünyada Allah'a ve diğer insanlara karşı vazifelerimizi öğreterek, hayatımızı nasıl düzene koyacağımızı gösterir. Böylelikle, "Bizi buraya getiren, niçin getirdi? Burada ne yapacağız?" sorularının cevabını tafsilatıyla öğreniriz. Kur'ân'ın üçüncü esası haşirdir. "Ölen insanlar nereye gidiyor?" sorusunun cevabını Kur'ân, ölen insanların yok olmayıp Allah'ın başka bir memleketi olan kabir âlemine intikal ettiklerini, kıyametin kopmasından sonra bütün insanların tekrar diriltileceği, mahşer yerinde hesaba çekileceği, bu hesap sonunda inanç ve ibadetlerine göre cennete veya cehenneme gideceklerini tafsilatla anlatır. Kur'ân'ın dördüncü esası ise risalettir. Kur'ân, her insanın aklını meşgul eden bu üç sorunun cevabını, bizlere ancak Allah'ın görevlendirdiği peygamberlerin öğreteceğini anlatır.
Sayfa 40 - Süeda Yayınları
Kabir onun için cennet bahçelerinden bir bahçe, ebedî cennet ise, sıkıntı ve kederlerin olmadığı, dünya hayatından daha lezzetli, daha güzel ebedî bir âlemdir.
Sayfa 37 - Süeda Yayınları
o kabir, kuyu kapısı değil, belki âlem-i nurun kapısıdır.
Reklam
Ah, işte ona her şeyden daha acı gelen bu oldu. Bütün bir ömrün boş yere akıp gittiğini öğrenmek, bütün bir gençliğin boş emeller, boş hayaller, sakat işler peşinde heder olduğunu görmek; gider ayak, birdenbire gerçeklerin en iğrenci, en korkuncu ile karşı karşıya gelmek... İşte, kabir azabından önce, Ahmet Celâl bu ateşlerden geçti. Bu zebanilerle düşüp kalktı. Ona asıl bunun için acıyınız.
Cebeci Asri Mezarlığından dönüşte Tavukçu'ya gidildi; Cahit Külebi, Orhan Peker ve Ünsal Oskay'la aynı masadaydım, ko­nuyu kim 'kabir azabı'na getirdi, anımsamıyorum, Peker peçe­ teye cebinden çıkardığı kurşunkalemle birkaç mezartaşı çizdi ve "en gencimiz sensin" dedi: "Hangisi kimin olsun lütfen sen seç." Külebi'nin öfkelenerek karşı çıktığını, Ünsal'ın olayı gü­lerek göğüslediğini unutmadım, bense dönüp "siz iyisi mi be­nim için de bir taş çizin" dedim, peçete duruyor.
"Meğer insanın ömrü çocukluğundan ibaretmiş.Meğer ondan sonrası hep kabir azabı,cehennem ateşiymiş."
Demek ecel ve kabir insanı beklediği gibi. Cennet ve cehennem de insanı bekliyor ve gözlüyor.
Reklam
Şam sokaklarında şiirsel üslupla bildiriler yapıştırıldı. Bildiride şu yazıyordu: Bizi aşağıladın ya Cohen, Ama senden hiçbir şikayetimiz yok, Eğer haysiyetimizi nasıl koruyacağımızı bilseydik, Utanmamıza gerek olmayacaktı, Sadece kabir utancımızı kapatabilir...
Suriye ve Arap kamuo­yu resmi versiyona güvenmedi. Lübnan ile uluslararası basın ra­porlarına daha fazla güvenme eğilimi göstermeye devam ettiler. Bundan dolayı bir gün Şam sokaklarında şiirsel üslupla bildiriler yapıştırıldı. Bildiride şu yazıyordu: Bizi aşağıladın ya Cohen, Ama senden hiçbir şikayetimiz yok, Eğer haysiyetimizi nasıl koruyacağımızı bilseydik, Utanmamıza gerek olmayacaktı, Sadece kabir utancımızı kapatabilir. Kahire'deki "Savt El-Arap" adlı radyo istasyonundan Baas Partisiyle alay eden bir şarkı yayınlandı. Nakarattaki iki cümle şöyleydi: Baas Partisi nerede? Fi El-Mezze. El-Mezze, Şam'da askeri havalimanına yakın bir hapisha­neydi. Eli Cohen de orada tutulmaktadır. Anonim şairin sözleri sanıktan ziyade daha çok rejime hedeflemiş ve sokaktaki adam Şam'ın pis saraylarını Eli Cohen'in kanıyla yıkamak istiyordu. Bu aynı zamanda rejimin de arzusuydu.
"Of... Meğer insanın ömrü çocukluğundan ibaret imiş. Meğer ondan sonrası hep kabir azabı, cehennem ateşi imiş."
Sayfa 25 - İş bankasıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.