Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Green'in deyişiyle insan denen canlı, "kaygıdan sakınma niyetiy­le kendisinin kabul edilebilir bir imgesini yaratmak için gizleme (okültasyon) süreçleri uygulayarak kendisinin temel özelliklerini görmezden gelmek ya da farklı şekilde algılamak zorundadır.
Haset ve Kıskançlık
Haset, arzulanan bir şeyin başka birine ait olduğu ve bize değil de ona haz verdiği inancının yol açtığı kızgınlık yüklü bir duygudur. O istenen şeyi sahibinden çekip almaya ya da bozmaya, kirletmeye yönelir. Haset, iki kişi arasında yaşanır. Haset eden, haset edilenin elinde olan şeyin onun elinde olmasından huzursuzluk duyar ve o kişinin bunu kaybetmesini arzular. Kıskançlık da hasede dayanır; ama kıskançlık bu duyguyu hisseden insanın en az iki kişiyle ilişki içinde olmasını gerektirir: Kişi, kendisine duyulan sevginin rakibi tarafından elinden alındığına ya da alınma tehlikesi bulunduğuna inanıyordur. Seven ve sevilen iki kişi arasına bir üçüncü kişi girmiştir. Kıskançlık hisseden kişi, elinde olanı yitirmekten korkar. Haset duyan kişi ise, kendi istediğinin bir başkasında olduğunu gördüğü için acı duyar. Hasetli kişi haz ve memnuniyet görüntülerinden sıkıntı duyar. Ona ancak başkalarının sefaleti, huzur verir. Bu yüzden, haset eden kişiyi tatmin etmeye yönelik her türlü çaba nafiledir. Kıskançlık, bir bakıma, sevilen bir nesneyi veya özneyi koruma çabasıdır; haset ise başkalarının sefaletini ister, bu bakımdan, kıskançlık hasede kıyasla daha masum bir duygu olarak kabul edilebilir.
Reklam
312 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Feribe 13 yıllık kocasını aldatmış. Hem kocasının aldatmış olmanın suçluluğu hem de sevgilisinden ayrılmış olmanın acısından kurtulmak için Mazi İmha Merkezine gider ve burada tedavi görmeye başlar. Mevzu hafızasını sildirmek değil yaşadığı şeyi kabul edilebilir hale getirmektir. Kitap ahlak açısından evet tartışma konusu olabilir ama kimin neyi neden ve niçin yaptığını anlamak için onun geçtiği yollardan geçip onun yaşadıklarını yaşamak gerekir belki de... Biraz ütopik biraz tuhaf bir kitaptı. Ama verdiği ana fikir her şeyin elbet bir gün geçeceğini bilmekte saklıdır belki de..
Unutma Dersleri
Unutma DersleriNermin Yıldırım · Hep Kitap Yayınları · 20203,691 okunma
Özgürlük, yalnızca risk alarak elde edilebilir; .. elbette hayatını riske atmayan kişiler de bir birey olarak kabul edilir, fakat bağımsız bir özbilinç anlamında bu farkındalığın gerçekliğine erişemez.
Sayfa 28 - Zeplin
"Eleştirilen, yok sayılan, istismar edilen ya da sevgisiz bir anne tarafından boğulan küçük bir kız, kendi kendine, asla yeterince iyi ya da sevilebilir, asla başarı ve mutluluğu hak edecek kadar akıllı, güzel ya da kabul edilebilir olmayacağını söyleyen bir yetişkine dönüşür. Çünkü eğer saygı ve şefkate layık olsaydın, der içindeki fısıltı, annen sana bunları verirdi."
"Aslında duyular düzeyinde beliren bir durumun, düşünceyle kavranabilmesini sağlamak, bedenin dayanamadığı acıları ussal açıdan kabul edilebilir kılmak: özetlersek, sağaltmanın içeriği işte bu."
Reklam
Azalan nüfusun yaşam kalitesini düşürebileceği başka bir durum da, bir neslin bir öncekinden görece daha az sayıda ol­ması değil, yeni neslin sayısının birden çok eşikten birinin altı­na düşmesidir. Böyle durumlarda, nüfusun mutlak (sadece gö­rece değil) hacmi o kadar küçüktür ki, yaşam kalitesi düşer. En düşük eşikteki uç bir örneği düşünün: Adem
Sayfa 205 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
“bir devleti en alt barbarlık düzeyinden en yüksek zenginlik düzeyine çıkarmak için barış, rahat bir vergi sistemi ve adaletin kabul edilebilir biçiminde dağıtılmasından başka hemen hiçbir şey şart değildir…”
Her birimiz dünyaya getirilmiş olmakla zarar gördük. Bu göz ardı edilebilir bir zarar da değil; çünkü en iyi yaşamların bile ka­litesi oldukça düşük, çoğu insanın kabul edeceğinden çok daha düşük. Tabii ki kendi varoluşumuza engel olmak için artık çok geç fakat gelecek nesillerin varoluşuna engel olmak için hala zamanımız var. Yeni insanları dünyaya getirmek ahlaki açı­ dan sorunlu. Bu kitapta, bu önermeleri savunuyorum ve neden bunlara yaygın olarak verilen tepkilerin -öfke olmasa da şüp­ hecilik- hatalı olduğunu gösteriyorum.
Sayfa 13 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Piç seviyorlar çünkü :)
Niçin hoyratlar zarif olanı gasp eder, niçin yanlış erkekler doğru kadını, yanlış kadınlar doğru erkeği seçer? Binlerce yıllık analitik felsefe bunu açıklayamamıştır. Mevcut felaketin, geçmişten bugüne ulaşan hak edilmiş bir ceza olduğu ihtimali kabul edilebilir belki.
Sayfa 106
Reklam
Hayat, keyfimizin yerinde olup olmadığını umursamaz, ancak tanrısal varlıklar ya da insanlar yapabilir bunu; yasak olan ve olmayan şeylerin faillere ihtiyacı vardır - doğruyla yanlış, kabul edilebilir olanla edilemez olan, iyiyle kötü arasındaki farkı bilen faillere. Failler haz ve acının niyetleri şekillendirdiğini düşünen insanlardır. Daha iyi olduğu varsayılan şeyleri korumak adına bir şeyleri yasaklayan insanlardır onlar ve bu daha iyi şeyler onlara göre nihai ve hatta meşrulaştıran değere sahiptir.
Sayfa 142Kitabı okudu
(...) yasak eylemleri kabul edilebilir biçimde yeniden tanımlamak ya da zorunlu olarak yasak şeyler yapmak için makul nedenler bulunup ortaya sürülür (örneğin cinsiyetçiliğin ve ırkçılığın yasaklanmasından insan haklarının askıya alınmasına, "sivil" çocukların öldürülmesine kadar). Ensest ve pedofili haricinde tüm kurallara karşı gelinebilir sanki.
Sayfa 101Kitabı okudu
Chambers sözlüğüne göre korkak, "zihnin dayanıklılığından yoksun, ... zayıf, yüreksiz" kişidir. Korkaklık etkileyici olmayan, uygunsuz ve utanç verici korku olarak görülür. Korktuğumuzda usturuplu ya da olması gerektiği gibi davranmamışsak korkaklık etmişiz demektir. Başka bir deyişle, korkmanın kabul edilebilir ve kabul edilemez halleri vardır; bu da belli şekillerde ve belli şeylerden korkmamız gerektiği anlamına gelir. Korku da başka her şey gibi kültürel normlara tabidir. Dolayısıyla vicdan korkaklar yaratıyorsa bizi alçaltır; bizi küçük düşüren bir parçamızdır, o ürkütücü tabirle kendimizden utanç duymamıza neden olan parçamızdır.
Küçük Burjuvazi Küçük burjuvazi, yerli burjuvazinin en düşük ve en geniş taba- kasıdır. Entelijansiyanın büyük çoğunluğunu oluşturan öğretmenle- ri, öğrenci gençliği, düşük gelirli uzmanları, büro katiplerini ve alt kademe hükümet memurlarını ayrıca orta köylüleri; küçük işadam- larını; esnafları; marangozları; kendi küçük motorlu teknesi ve
Sayfa 180Kitabı okudu
DOLMANCE: Hiç değil, çünkü başkalarının hissettikleri ile bizim hissettiklerimiz arasında hiçbir kıyaslama yapılamaz; başkalarının duyduğu en büyük acı bile bizim için kesinlikle bir hiçtir ve bizim hissettiğimiz en hafif zevk gıcıklanması bile bizi etkiler; dolayısıyla, ne pahasına olursa olsun, bize büyük zevk veren bu hafif gıcıklanmayı, bize
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.