Ve daha tramvayda başlarlar sıkı bir ağız dalaşına, maksat ağızları alışsın, pası açılsın. Kadınlar veletlerden bile daha huysuzdur. Biletsiz binen bir kaçak için, tüm hattı durdurmaya kalkışırlar. Tabii kadın yolcular arasında, daha şimdiden sarhoş olanların bulunduğu da bir gerçek, özellikle Saint-Ouen’a doğru pazar yerinde inenler, yarı burjuva kadınlar. “Havuç kaça?” diye sorarlar daha oraya varmadan bile millet görsün gerekli imkânlara sahip olduklarını diye.
...
Zavallı ellerimiz her zaman peşinden koştuğumuz avları kaçırarak bunların ancak gölgelerini yakalar ve kucağımızda, ancak hayallerini okşar! Bütün mezhepler yüzünden, onların dindirmek istedikleri gözyaşlarından daha çok, insan kanı akar! Kendilerini sürükleyen saiklerin esiri olan mahpus başlarımız, her an, her tarafımızı bağlayan zincirlere çarpar! Yeryüzünde bütün sevgiler ahmak, sevgililer kaçak ve gökyüzündeyse, bütün yıldızlar bizim hesaplarımızdan uzaktır! Dünyada söylenecek bir ilahi arayan ruhlarımız artık hiçbir sağlam mihrap bulamayarak ve nasıl dua edeceğini şaşırarak, büyük bir buhrana tutuluyor!
...
Kaçak avlanmak"la "avlanmak" arasındaki farkı hiç anlamamı- şımdır. İki sözcük de öldürmek anlamına geliyor. İlki gizli, yasalara aykırı, sonrakiyse açıkça, yasanın tam yetkisiyle.