Livaneli'nin de dediği gibi tarihsel değil, tarihi dekor olarak kullanan, insanın güç ve iktidar karşısındaki nefs-i zayıflığını akıcı bir dil ile anlatan, sıkmayan psikolojik bir roman.
Livaneli özellikle değinmek istememiş tarihsel bir roman olarak algılanmasın diye ama meraklısı için ben değinmek istedim zaman olarak; kitap tam olarak Sultan İbrahim ile oğlu 4. Mehmet dönemlerinde yaşamış olan; evinden, yurdundan koparılmış, köle olarak satılmış, hadım edilmiş, daha sonrasında Osmanlı sarayında harem ağalığına kadar yükselmiş Habeş Süleyman'ın ağzından, dönemin güç ve iktidar zehirlenmesini, Kösem Sultan, Sultan İbrahim ve 4. Mehmet üçgeninde anlatan, döneme gerçekle, kurgu iç içe geçmiş bir şekilde ışık tutan, bunu yaparken de efendi-köle dinamiğinin psikolojik değişimini, Sultan İbrahim'in ruh hali üzerinden mükemmel bir şekilde anlatan bir eser.
Zülfü Livaneli'nin ilk eserlerinin acemiliklerinden, gittikçe ustalaşan bir kaleme doğru yol alan edebi serüvenine şahitlik etmek için girdiğim bu yolda, bu kitabın bende yarattığı tat, yola devam etmem konusunda hevesimi arttırarak teşvik edici oldu. Bu yüzden bu kitabı şiddetle tavsiye ederim :)