Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye Niçin Geri Kalmış Bir Ülkedir?
Türkiye niçin geri kalmış ülkedir? Çünkü Batının büyük endüstrisi ve ileri tekniği Türkiye’ye hem girmiş, hem de güç ve az girmiştir. Büyük endüstri ve ileri teknik Türkiye’ye niçin hem geç, hem güç, hem az girmiştir? Çünkü işveren sınıfımız makine kullanmaktan ise ucuz iş eli kullanmayı daha kârlı bulmuştur. Batıda büyük makine endüstrisi ve
Devletin resmi ağızlarının 7,5 milyon gizli ve 2. 5 milyona yakın açık işsiz bulunduğunu söyledikleri ve pahalılığın gün günden ağırlaştığı bir ülkede böyle bir soru gereksiz bile görünür. Türkiye’nin bugünkü aşamasını iyi ve doğru değerlendirmek için bu soru üzerinde derinliğine durmak gene de yararlı olacak. Türkiye niçin geri kalmış ülkedir?
Reklam
_Yas, sevilen bir şeyin kaybına verilen hüzünlü bir tepkidir. Melankoli’de de aynı hüzün vardır ama yastan farkı, nesnenin kaybı içselleştirilerek egonun kendisinin kaybına neden olur. Bu yüzden yasta dünya boş görünür; melankolide ise egonun kendisi. Melankolide nesnenin kaybıyla egonun kaybı aynı şey haline gelir. Özsaygıdaki tahribat yasta
540 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Gazap Üzümleri, bir yolculuk hikayesi.. Açlıktan umuda, acıdan hayallere, yokluktan insanca yaşama rüyasına kaçışın hikayesi.. İmkansızlıklar içinde bile yaşama tutunmaya çalışan bir ailenin mücadelesini okurken; yaşadıklarını izliyormuş gibi değil de, onlarla birlikte yaşıyormuş gibi hissettiren bir anlatım.. Acılardan ailesini korumaya
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · İletişim Yayınevi · 202135,4bin okunma
“Mevcut kapitalizmin ve uygar toplumun gerçek yüzü, şiddet, yalan, vicdansızlık, hukuksuzluk, güç ilkesine tapınma, bir taraf mal ve mülke boğulmuşken diğer tarafta ise açlık, sefaletten ölüme geniş köle yığınları, avare köylüler, işsizler ve toplumsal çarpıklıklarla yüklüdür.”
ABD tarihi son iki yüzyılda dünya tarihine damgasını vurmuştur. Kıtanın gerçek sahibi Kızılderililer’in yerinden edilişinden itibaren dünya hâkimiyetine uzanan bir imparatorluğun ilginç hikâyesi...Yankeeler... Kızılderililer...Zenciler...Köleler...İşçiler...Yalnızca güç ve başarı peşinde koşan fırsat avcıları...Başta Britanya’dan olmak üzere dünyanın her tarafından gelip bu bakir topraklara yerleşen göçmenler...Bir yandan demokrasinin, liberal değerlerin görkemli yükselişi, diğer yandan dev sermayelerin gölgesi altında kapitalizmin vahşi ve acımasız yüzü... Dünyadaki uygarlıkların binlerce yıldan bu yana ürettiği bilgiyi ve teknolojiyi sanki başka bir gezegene ayak basan dünyalılar gibi büyük bir açgözlülük, ihtiras ve şiddetle bu topraklarda uygulamaya koyuldular. Ve Amerikan gülü, bütün görkemi ve güzel kokusuyla ancak etrafında büyüyen ilk tomurcukların feda edilmesiyle yetiştirilebilir'di. Bu göçmenler, çoğunlukla kendi ülkelerinden dışlanmış, hor görülmüş, sürülmüş ya da ezilmiş kişilerdi. Yepyeni bir hayat macerasına atılmak için burada zorlu bir mücadeleye giriştiler. Dünyadaki uygarlığı miras aldılar fakat bunu bir kültüre dönüştüremediler. Bu durum belki de bu ülkenin kuruluşunda ve sonrasında oluşan koşulların doğal bir sonucuydu.
Reklam
296 syf.
9/10 puan verdi
·
103 günde okudu
Zaman Sığınağı insanın geçmişe dönme özleminden ilham alan bir kurgu. Özellikle bu günlerde nostalji böylesine modayken, kurgunun değindiği yer oldukça anlamlı bir yer buluyor kendine. Kim bilir kitabı bitirdikten aylar sonra bu incelemeyi yazmamın nedeni de belki bu histir... veya sitede paylaştığım son incelemeden neredeyse bir yıl sonra bu
Zaman Sığınağı
Zaman SığınağıGeorgi Gospodinov · Metis Yayıncılık · 0470 okunma
Ad majorem dei gloriam
Birden, bir yorgunluk olarak çöktüm içime. Pencere açık dersem aldandığımdan. Zihnimin bu karanlığı kavrayacağından ise şüphem yok. Perdelerim hala siyah çünkü. Dünyada olup bitmiş ve olacak olan her şeyin, ama her şeyin sorumluluğunu bıkmadan, sıkılmadan almaya hazır olduğumu iddia edecek değilim. Hikayemi genişletme çabam, nihayetinde gelip
450 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Aziz dost! Sen, tek bir kişi değilsin; sen, bir âlemsin! Sen derin ve çok büyük bir denizsin. Ey insan-ı kâmil! O senin muazzam varlığın, belki dokuz yüz kattır; dibi, kıyısı olmayan bir denizdir. Yüzlerce âlem, o denizde gark olup gitmiştir! Mevlana'nın Mesnevi'sinde geçen bu ifadeler, Psikiyatrist Dr. Mustafa
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007917 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
“O kadar çok övündüğümüz uygarlığımız dibine kadar kana bulanmış." Jack London kendine ne kadar daha hayran bırakabilir beni bilmiyorum doğrusu. Çoğu bilindik distopik romanlara(1984,Fahrenhait 451,Cesur Yeni Dünya) ilham olan bu kitabı beni inanılmaz etkiledi. Ben bu kitabı aslinda Jack London'un bir distaopyası değil de açıkçası gerçekler olarak görüyorum. Kitapta geçen olayı Devrimci Ernest Everhard' ın eşi olan Avis Everhard'dan öğreniyoruz. Aslında Avis bir aristokrat sınıfındandır ta ki Ernest ile tanışana kadar. Alt sınıfın gerçekleriyle yüzleşen Evis Ernest ile birlikte sosyalizm mücadelesi vermeye başlar. Kapitalizmin o iğrenç gerçek yüzü, caniliği, vahşeti insan hayatını nasıl yok saydığı, dini, medyayı kendi çıkarları doğrultusunda nasıl kullandığı o kadar net bir şekilde anlatılıyor ki adeta o vahşeti yaşıyorsunuz ve sonrasında bizde aslında konuşmak isteyince ,emeğimizin hakkını almak isteyince ,kafamıza demir ökçeyi yiyoruz derken buluyorsunuz kendinizi. Jack London 'un gelecek hakkında bu kadar tutarlı tahminlerinin olmasi takdire şayan bunu yaptığı ilk kitabı değil zaten gerçekten her yazdığı okunacak cok değerli bir yazar. Üst sınıfın alt sınıfı nasıl ezdiği, işçi haklarının yok sayılması,devrim mücadelesi, birlik olmak, haklı davadan vazgeçmeyiş kitapta çok güzel bir şekilde anlatılıyor eğer siz de benim gibi bu konulara meraklıysanız ve okumak hoşunuza gidiyorsa kesinlikle okumalısınız. Ernest ve Evis 'in devrim mücadelesini asla unutmayacağım:)
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
Reklam
189 syf.
·
Puan vermedi
“Sınıfsız toplum(!) heyecan vericidir, idealdir; fakat biz o güce sahip değiliz.” Hangi dimağ hayal etmemiştir ve hangi toplum buna erişebilmiştir. İslam! diyeceğiz de şimdi değil. “Millet, kendinin farkında olma duygusu oluştuğunda ortaya çıkar.” Bir kişide birçok konuya değineceğim ama öyle alelade bir kişide değil. Marx’ı anlatmak için
Marksizm
MarksizmAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 2013306 okunma
Hıristiyan ahlakın yürekler acısı bir parodisi olan kapitalist ahlak, emekçinin tenini aforoz etmektedir; üreticinin ihtiyaçlarını asgariye indirgemeyi, onun zevk ve tutkularını ortadan kaldırmayı ve dur durak bilmeden, merhametsizce çalışmadan kurtaran makinenin rolüne onu mahkûm etmeyi bir ideal olarak benimsemektedir. -- Bu da doğrudan doğruya
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.