Merhaba
Bugün sizlere Eyobi yayınlarından Yaprak Karahan kaleminden ÇOKGÖZLÜ MAVİ kitabı ile geldim.
Betimlemeleri ile heyecanlı,akıcı kurgusuyla bir çırpıda severek okuyup bitirdiğim bir kitap oldu.
Peki siz güçlü kadın hikayelerini okumayı sever misiniz?
Bence seviyoruz cevabını verdiniz.O zaman tam size göre harika bir kitap mutlaka
Sunuş yazısı şu cümlelerle başlıyor:
“Bu bir şair ayaklanmasıdır. Şairler ayaklanmış ihtiyaç halinde sığınacağımız şiirler bırakmıştır. Evet, ihtiyaç halinde. Ne zaman göğsümüzü sıkıştıran bir efkâr bassa şiir imdada yetişmiştir.”
Türk sosyalist hareketinin önemli tarihlerini ve olaylarını sermesi bakımından kitabın farklı bir tarih çalışması
Merhaba
@yaprak__karahan kaleminden @eyobiiyayinlari da yayınlanan #çokgözlümavi kitabıyla geldim.
“ Allah’a emanet olmak nedir anne?“
“ Bir annenin evladını emanet edeceği en yüce makam kızım.“
“ Peki beni neden Allaha emanet ediyorsun, bırakıp gidecek misin yoksa?“
Öncelikle kalemini çok beğendim yazarın romanda her şey tabiri caizse tam
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi.
ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
ᴮİᴿİ ᴴİᶜ̧ᴮİᴿİ ᴮİᴺᴸᴱᴿᶜᴱˢİ
Merhaba, italyan Edebiyatının Nobel ödüllü yazarlarından Luigi Pirandello'nun Varoluşluk ve kimlik üzerine yazılmış bir kitap deneyimleme fırsatı buldum. Başından sonuna kadar, insanı ve insanlığı sorgulama fırsatı bulduğumuz bu eser;İnsanın içinde yaşadığı bedene yabancı olduğunu ve aynı zamanda düşünsel tarzımıza da yön verir durumda.
Bir burunla başlayan sorgulama... Kahramanımızın kendini algıladığı biçimle insanların onu algıladığı biçimin farklı olduğunu fark etmesiyle başlıyor. Siz kendinizi nasıl görüyorsunuz, başkaları nasıl? Ya sizin düşündüğünüz kişi değilse, insanların gördükleri kişi? İç hesaplaşmaya hazır mısınız?
İlginç bir roman sürükleyici okunması gerekenler listesine girecek kadar iddaalı. Ben çok sevdim, tabiiki sizin tercihiniz ama okumanızı önerebilirim. Sevgiler
Türkiye'deki İngiliz askeri makamlarının yazışmalarından, bazı İngiliz yetkililerin Doğu Karadeniz'e olan Rum göçünden rahatsız olduklar görülebilmektedir. Ancak bu rahatsızlık, bu bölgedeki demografik yapının değişiyor olmasından ziyade, savaş sırasında bölgenin harap olmasından dolayı sosyal şartların fazladan bir nüfus için elverişli
Yaprak Karahan Çokgözlü Mavi
"Git çocuk, eksik benliğimin yosma karanlığından, ben böyle yarımken fazla umutlusun. Yüreğinde zulme uğrayan yaralı bir kız taşıyorum. Hem öyle ağırım ki taşıyamazsın..."
Adına yolculuk denilen şey, insana insanı öğretir çoğu zaman ve sonda ulaştığın kendindir.
Mutluluk amaca giden yolda aldığın hazdır.
Kardeşimin Hikayesi , nev-i şahsına münhasır bir adam olan ve kendisini kitaplarının dünyasına bırakan Ahmet isimli karakterin, İstanbul'un kaosundan kaçtığı Karadeniz'in kıyısında yer alan bir kasaba olan Podima'da yaşanan bir cinayet ile başlamaktadır. Romanın bir cinayetle başlıyor olması bizde polisiye roman beklentisi oluşturuyor ve bu
Günümüzde ne kadar uzağız birbirimize. Ne kadar bihaber yaşıyoruz birbirimizden. Aslında yaşamın hızı arttıkça ve biz o hıza ayak uydurmaya çalıştıkça en çok da kendimizden uzaklaşıyoruz ve zamanla kendimize yabancılaşarak hayatta kalmaya çabalıyoruz.
Bazen diyorum ki ben bu çağın insanı değilim, aslında hangi çağda nerede yaşıyor olursak olalım,
Karadeniz'in insanı ne kadar inatçıysa, İç Anadolu'nun insanı da bir o kadar sabırlıdır. Taş bile çatlar ama Anadolu insanı gık bile demez. Zorlukların üstesinden geliler. Çalışkandırlar.