"Kızının adını tüm Kırıkhan duyacak”
"Her şey vatan için, can için canan için, göz kırpmaz can veririz bir avuç toprak için." Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümü son sınıf öğrencisi iken Polis Akademisi sınavlarına katıldı ve kazandı. Çok başarılı bir öğrenci olan Gülşah Güler, iki üniversiteyi aynı anda tamamlayıp mezun oldu ve hayatına polis olarak devam etmeye karar verdi. Sonrasında ÖZEL HAREKAT polisliğine olan hayranlığından dolayı 3 aylık bir zor eğitimi başarılı bir şekilde tamamlayıp o şanlı üniformayı giymeye hak kazandı. Komiser yardımcısı olarak 10 ay ÖZEL HAREKAT da görev yapan şehidimiz 15 Temmuz gecesi hainler tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında Gölbaşı ÖZEL HAREKAT Daire Başkanlığına düzenlenen bombalı saldırıda genç yaşta makamlarının en yücesine ulaştı. Cennet'te ki yeni yaşın kutlu olsun Şehidim. Ruhun Şad Mekanın Cennet Olsun. Daima izinden 🇹🇷🥀🥀🕊🕊
Bir ölüm kararı; soğuk ve yağmurlu bir kış gecesi, meşalelerin ışığında, kasvetli ve karanlık bir salondan başka bir yerde açıklanabilir miydi? Ağustos ayında, sabahın sekizinde, böyle güzel bir günde bu iyi yürekli jüri üyelerinin böyle bir karar vermeleri imkânsızdı! Ve gözlerim gidip gelip güneşte parlayan güzel sarı çiçeğe takılıyordu.
Sayfa 6Kitabı okudu
Tüm hayatım boyunca, bana gel ya da git dendi. Bana nasıl yaşayacağım, nasıl ölmem gerektiği söylendi. Bir adamın hizmetçisi veya zevkini gidermesi için kısrağı olmalıyım ya da duvarların arasına kendimi kapatıp soğuk, sessiz bir tanrıya bedenimi adamalıyım. Kendi seçtiğim yol olacağını bilsem cehennemin ağzına yürürdüm. Benim adıma karar verilmiş yüz yılı yaşayacağıma yarın ormanda ölmeyi tercih ederdim.
Unutmak elimizde değildi. Karar verip unutamıyordu insan. Affedemediği gibi. Affetmek de elimizde değildi.
Sayfa 459
Neden alim yetiştiremiyoruz?
Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz:
Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Çok denediğini söyledi. Anlamın ne olması gerektiğine karar verip kırık parçaları birleştirmeye çalıştığını, ama tam yakalayacakken anlamın kaybolduğunu anlattı. Kendinden uzaklaştığını, yine yabancı kaldığını kırık camlara. Cioran'dan söz etti sonra. "Doğmuş olduğum için kendimi bağışlayamıyorum" diyen adamdan.
Halifenin keyfiyetiyle yokedilen Bermeki Ailesi
Halife Hârûnürreşîd 186’da (802) veziri Yahyâ b. Hâlid’le birlikte hacca gitti. Halifenin oğulları Emîn ve Me’mûn ile birlikte Fazl ve Ca‘fer de bu kafileye katılmışlardı. Dönüşte Enbâr yakınlarında birkaç gün istirahate karar verildi. Halife o anda görünürde bir sebep yokken âniden Bermekîler’in bertaraf edilmesine karar verdi. 1 Safer 187 (29 Ocak 803) Cumartesi gecesi halifenin emriyle Ca‘fer idam edildi. Yahyâ gözaltına alındı ve diğer oğulları hapsedildi. Bermekîler’in bütün serveti müsadere edildi. Hatta bu ailenin yakınları bile cezalandırıldı.
Filistin'de en şiddetli Arap-Yahudi çatışmaları 1936 yılından itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunun da sebebi, İngiltere'de Avam Kamarasa'nın, Filistin meselesine bir çözüm bulmak amacıyla bir kraliyet komisyonu kurulmasına karar vermesiydi. Buna dair haberler, 1936 Nisan'ında, Arapların geniş çaplı ayaklanmalarına sebep oldu. Arap İhtilâl Hareketi denen bu ayaklanmalar 15 Nisan 1936 gecesi Tul-Kerem-Nablus yolu üzerinde Arap çetelerinin iki Yahudi'yi öldürmesiyle ve ertesi gece de Tel Aviv civarında Yahudilerin iki Arap'ı öldürmesiyle başlamış ve Araplarla Yahudiler arasındaki bu çatışmalar ve çarpışmalar bütün Filistin'e yayılarak altı ay sürmüştür. Bu çarpışmalar sırasında "komşu Arap ülkeleri de Filistin Araplarına yardım etmek üzere gönüllüler göndermişlerdir. Suudi Arabistan ve Irak gibi Filistin'e komşu olmayan ülkeler de dahil, Orta Doğu'nun bütün Arap ülkelerinin Filistin meselesiyle yakından ilgilenmeleri bu tarihten sonra başlar. Keza Mısır ile, bu ülkede faaliyetini arttırmaya başlayan Müslüman Kardeşler Cemiyeti (Cemiyetü'l İhvanü'l Müslimin) de Filistin meselesine bu tarihten itibaren eğilmeye başlamıştır.
Sayfa 58 - Kronik Kitap 7. BaskıKitabı okudu
Siyonist paramiliter çeteler, 9 Nisan 1948 gecesi Kudüs yakınlarındaki Deyr Yasin köyünde 107 Filistinliyi öldürdüğünde, Araplar bu olaya nasıl reaksiyon göstereceklerini uzun uzun tartıştılar..
Merkezi Kahire'de bulunan Arap Birliği'nin Kudüs yüksek temsilciliğinin de ön ayak olmasıyla, katliamın bütün detaylarıyla dünya kamuoyuna
"Böyle bir temmuz gecesi, güneşin doğuşunu son bir kez görüp, bilek damarlarımı kesmeye karar verdim. Fakat yapamadım.....karanlık bir gecenin şafağında böyle bir doğuşu bana hediye eden Tanrı'ya nankörlük etmek olacağını düşündüm. Güneşin doğuşu yetti bana inanmam için;Ay'ın parçalanmasını beklemedim. "
Komadayım
Merhametli şef, balık neslinin soğuktan yok olmaması için denizleri ısıtmaya karar vermişti. Beşeristan'ın kıyı şehir ve köylerinde oturan herkes günde üç defa denize birer teneke kaynar su dökecekti. Böylelikle denizin soğuğu azalacak ve balıklar ölümden kurtulacaktı.
Sayfa 118Kitabı okudu
