Mete'lik yok gibimizde. Nasıl etsek de birkaç kurşun ile örselesek? Türk'ün edebiyatında kekre hışım.. Hemi yüz yıllık gelenek. Bilmem nasıl etsek de törpülesek? Bize böylesi elbet yakışır! Lütfi'yle Mete; durman yarışın.. Ülfet de lütuf, buna kim şaşırır? Bak şahlar damalarında hücum; hele yok mu ki bir kalbe aheste varışın.. Bu gizem genizde
Khaled Hosseini eseriyle geldim. Öncelikle kitabın isminin nereden geldiği hakkında küçük bir bilgi vereyim.
Kitabın ismi 17. yy. İran şairi
Saib Təbrizi 'nin bir şiirinden alıntıdır.
"Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi."
İşte yazar bu ikinci dizeden
Çoraklaşan Bir Dünyanın Çağdaş Destanı: Çorak Ülke
''En zalim aydır Nisan, leylaklar
Bitirir ölü topraktan, hatıraya
Karıp arzuyu, coşturur
Körelmiş kökleri bahar yağmurlarıyla.''
20. yüzyılın en önemli ve karmaşık şiirlerinden biri olarak kabul edilen T.S. Eliot'ın "Çorak Ülke" adlı eseri, aynı zamanda dünya edebiyatının otoritelerince modernist bir başyapıt
“son yolcunun adı attila ilhan’dı
miyoptu kısa boylu bir adamdı
dostu yoktu yalnızlığı vardı”
Diyerek geçiriyor adını “Tatyos’un Kahrı” şiirinde Attila İlhan. Okuduğum bir şiir kitabı daha oldu. Usta şair
Attila İlhan’ın okuduğum ilk şiir kitabı. Sitede paylaşılan alıntıları, mısraları beğendim ve bu kitabı okumaya karar verdim. Yani şiir kitaplarını
Hayal ve gerçeğin tam ortasındayım şimdi. Hayal ve gerçek. Beni oluşturan iki hakikat. Hayal de bir hakikat midir? Düşünmek lazım. Bir ben var bir de benden içeri. Kâh o zamandayım, kâh bu zamanda. Bazen yanı başındayım, bazen çok uzağında. Uzaklar demişken, ben aslında kayıp birisiyim. Bulduğunu zanneden ama bir türlü olduramadığın o gerçeğim.