Bir yandan, gerçek kategorileri ele alma iddiasında olan siyaset dili, kimlikleri durağan tanımlamalara dönüştürerek sabitleştirir, ayrım yapar ancak bireyleştirmeyi başaramaz. Öte yandan, şiirin ve hikâyelerin, eksiksiz ve doğru biçimde isimlendirmenin imkânsızlığını kabul eden dili, bizi müşterek ve akışkan bir insanlık kavramı altında gruplandırarak, aynı zamanda bizlere kendi kendini açıklayan kimlikler verir