Türkmen kabilelerinin yerleşik dini temellere karşıt inançlarıyla şekillenen Türk popüler kültürünün ortaya çıktığı, Orta Anadolu'nun yoksul bir yayla kasabası olan Kırşehir'de 24 Aralık 1919'da Kemalizm'in doğduğu rahatça söylenebilir.
Sayfa 257 - Sabah YayınlarıKitabı okudu
Laiklik Nedir?
Laiklik, dini devre dışı bırakmak anlamına gelmez; din adına baskı yapmak, zor kullanmak isteyenleri devre dışı bırakmak anlamına gelir.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Atatürk ve çevresinin dinin yerine ulusalcılık geçirme teorisinin temelinde TEVFİK FİKRET’İN materyalist dönemine ait etiketler bulunuyor.Ziya Gökalp’in durkheim’ dan aktardığı “milletlerin tanrı olduğu” hakkındaki belirsiz sosyolojik görüş de o dönem aydınlarını bu yolda etkilemiştir.Hatta umum düşünce olarak şu garip sonuca varılmıştır:” dini hisler zayıflamadıkça milliyetçi hisler kuvvetlenemez”. Devrin yükselmek isteyen kalemleri, artık seviyelerine göre islama sövmüşler ve kemalizm'i yeni bir din olarak göklere çıkarmışlardır.Bu konuda en ileri gidenlerden Refik Ahmet (Sevengil) 15 ağustos 1929 tarihli UYANIŞ’TA şunları söylemektedir.”allahı sultanlarla birlikte tahttan indirdik.Bizim mabedimiz fabrikalardır”demiştir.
Sayfa 225Kitabı okudu
Ekonomik krizde Avrupaî şapka için memura kredi
Mustafa Kemal’in 1920’lerdeki yokluk yıllarında bir yandan yerli mallarının satın alınmasını salık verirken öte yandan şapkayı tedavüle sokması çelişkisiz değildir, çünkü devlet, memurlara yeni kılık kıyafetleri edinebilmeleri için cömertçe kredi açmak zorunda kalmıştır. Kemalizm yanlısı Cumhuriyet gazetesi yükselen fiyatlardan “gayritürk” (Yahudi, Ermeni ve Rum) perakendecileri sorumlu tutuyor, hatta onları adeta günah keçisi haline getiriyordu. Aynı zamanda eskiden derviş takkesi üretenlerin şimdi şapkacılık sektörüne el atmaları tavsiye ediliyordu. Dinî makam sahiplerinin mesai saatlerinde sarık giymeleri serbestti, ancak 1934 yılının Aralık ayında çıkartılacak bir kanun bütün din ve mezheplerde dinî kılık kıyafeti sadece dinsel mekânlar ve ibadetle sınırlayacaktı.
Mustafa Kemal’in dindar biri olmadığına şüphe yoktur. İnancı yoktu ve pozitivist fikirlere yakındı. Ama yine de Mustafa Kemal, İslamı ortadan kaldırmak istemiyordu. Mustafa Kemal, tıpkı papaz Emile Combes gibi, dini gerekli bir şey olarak görüyordu. 1932’de “Dinsiz bir millet yok olmaya mahkumdur” demiştir. Gazi, İslam’ı kökten silip atmaktan ziyade onu modernleştirmeyi düşünüyordu. Zaten İslam’ı silip atmak öyle kolay bir iş değildi. Böylece Kemalizm, dinin temelden reforme edilmesi şeklinde ortaya çıktı.
Sayfa 112
Jean Baube'rot, Fransa’nın Cumhuriyet algısı üzerinden ele aldığı laiklik incelemeşinde, sivil dinin ”dışlama/içerme dualitesi" ve ”Cumhuriyet/Imparatorluk dualitesi” ihtiva ettiğini ve Cumhuriyet’in "kendi inanç mesleğinden sapmış olanları” dışladığını ifade eder.151 Baubérot devamında, Fransa’da laiklik-din tartışmalarında ortaya
Sayfa 265Kitabı okudu
Reklam
207 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.