Devlet asla hakikate değil, her zaman yalnızca kendine yararlı olan hakikate önem verir; daha doğrusu, ister hakikat ister yarı-hakikat,isterse yanılgı olsun, kendisine yararlı olan her şeye önem verir. Bu yüzden, devlet ve felsefe arasındaki bir ittifakın, ancak felsefe devlete koşulsuz yararlı olma sözü verdiğinde, yani devletin yararını hakikatten daha yüksek gördüğünde bir anlamı olabilir. Elbette, hakikati de kendi hizmetine ve maaşına bağlamak, devlet için harika bir şey olurdu; ancak, devletin kendisi de çok iyi biliyor, asla hizmet etmemenin asla maaş almamanın, hakikatin özünde bulunduğunu. Böylece sahip olduğu şey yalnızca sahte "hakikat"tir, maskeli bir kişidir.