Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hata da yaparım doğru da…Severim de sevilirim de, üzerim de üzülürüm de…! İşte ben buyum…! Bu yüzden mutluyum… Kendimi, hatalarımı, duygularımı, gelmişimi, geçmişimi seviyorum…! Hatalarımdan gocunmuyorum, doğruları öğreniyorum, geçmişi siliyorum sadece ama sadece bu güne bakıyorum ve de geleceğe… Tecrübe ediniyorum, hatalarımdan ders alıyorum, hayatı tanıyorum, güvenmemeyi öğreniyorum…Hatalar insanlar içindir, insan hata yapmadan doğruyu bulamaz… Geçmiş(!) : adı üstünde geçmiş…! Beni bugünümle, kalbimle vede kalbiyle değerlendirecek insanlara şans veriyorum… Arkamdan konuşanlar(…): sizin için ancak konuşulacak konu olurum…! Beni yargılayanlar(…) : devam edin… Edin ki; kendi hatalarınızı örtün, bakalım ne yanlışımı bulabileceksiniz…? Silinmeyi hak edenler(!) : Merak etmeyin silinmediniz…! Yeriniz kalbimde hep hazır, bana birer ders birer tecrübe olarak en güzel yerde silinmemek üzere kazındınız… Benle uğraşanlar ( uğraşabildiğini Sananlar ) (…) : siz de aynen devam…! Ne kadar önemli, ne kadar değerli oldumu bir kere daha hissettiriyosunuz bana ve de nekadar doğru… Sonuç mu ? Sonuç( ! ) : Bu hayat benim ! Gelene de, gidene de eyvallahım var, gelmişe de geçmişe de saygım... Kimsenin hayatı beni ilgilendirmez, benimki de kimseyi…Bunun için Yaşanılan herşeye...Yaşatan herkese Tesekkür Ederim..
Hata da yaparım doğru da…Severim de sevilirim de, üzerim de üzülürüm de…! İşte ben buyum…! Bu yüzden mutluyum… Kendimi, hatalarımı, duygularımı, gelmişimi, geçmişimi seviyorum…! Hatalarımdan gocunmuyorum, doğruları öğreniyorum, geçmişi siliyorum sadece ama sadece bu güne bakıyorum ve de geleceğe… Tecrübe ediniyorum, hatalarımdan ders alıyorum, hayatı tanıyorum, güvenmemeyi öğreniyorum…Hatalar insanlar içindir, insan hata yapmadan doğruyu bulamaz… Geçmiş(!) : adı üstünde geçmiş…! Beni bugünümle, kalbimle vede kalbiyle değerlendirecek insanlara şans veriyorum… Arkamdan konuşanlar(…): sizin için ancak konuşulacak konu olurum…! Beni yargılayanlar(…) : devam edin… Edin ki; kendi hatalarınızı örtün, bakalım ne yanlışımı bulabileceksiniz…? Silinmeyi hak edenler(!) : Merak etmeyin silinmediniz…! Yeriniz kalbimde hep hazır, bana birer ders birer tecrübe olarak en güzel yerde silinmemek üzere kazındınız… Benle uğraşanlar ( uğraşabildiğini Sananlar ) (…) : siz de aynen devam…! Ne kadar önemli, ne kadar değerli oldumu bir kere daha hissettiriyosunuz bana ve de nekadar doğru… Sonuç mu ? Sonuç( ! ) : Bu hayat benim ! Gelene de, gidene de eyvallahım var, gelmişe de geçmişe de saygım... Kimsenin hayatı beni ilgilendirmez, benimki de kimseyi…Bunun için Yaşanılan herşeye...Yaşatan herkese Tesekkür Ederim..
Reklam
Sizi kendim kadar tanıyorum... Bundan daha büyük bir zırva olur mu? Kendimi ne kadar tanıyorum ki?...
Sayfa 104Kitabı okudu
Bu günahsız gözlerimi de yaktırma bana. Sana mı ona mı inanayım battım yalana. Tam unuttum dediğim an bulaştın yakama. Bi de onu öperken de baktın ya bana. Sen, en pis hali nefretin. Huzuru beni düşünmeden kendine çektin. Bu masaya bir resmin az geldi. Dön de gururum yine bana ihanet etsin. Bu evi, eşyaları bile sattırma bana. Bütün
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Harika bir hikaye kitabı. Ben kendimi buldum bu kitapta. Sanki Sait Faik benim yasam içinde aslında farkında olup da, gözlemleyip de dillendiremediğim ya da dillendirip de yazıya dökemediğim olayları, gerçekleri ve duyguları sıkmayan bir üslupla anlatmış, betimlemiş. Yeni tanıyorum Sait Faik'i, anlaşılan o ki artık beğendiğim ve takip edeceğim yazarlar arasında yer kapmış durumda.
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma
Bizler için adım atmaktan korkan insanlara,bizler ise koşar olduk.Galiba bu yüzdendir yorgunluğumuz...Çoğu kez onların duymak istediklerini söyledik yüzlerine.Bü yüzden bizim söyleyeceklerimiz hep sözde kaldı,fark edemedik... Geçmişe bakıp göremediğimiz çok şey var aslında.Bakmak,görmek değildir.Bakıpta göremeyen çok insan tanıyorum bu
Reklam
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Bu siteyi seviyorum.. Yoğunlukla kültürlü, bilgili, saygılı, sıcak insanların bulunduğu bir sitede olmak kendimi özel hissettiriyor. Hani derler ya kendinden zeki veya bilgili insanlarla birlikteysen gelişirsin diye. Ben de burada okuduklarımla, hakkında hiçbir kitap okumadığım bir konuda bilgi sahibi oluyorum. Okumasam bile kitapları tanıyorum ki bu kitap seçmem; okuyup önermem için çok iyi oluyor. Mutluluk duyuyorum buradayken. Bir sığınak gibi burası benim için. Yüreklerin sığınağı... Bu iletiyi tamamen içimden geldiği için yazıyorum. Teşekkürler 1k ailesi :)
Ruhum gizli bir orkestra benim; hangi enstrümanlara dokunduğumu, hangilerinin benim içimde gıcırdadığını bilmiyorum. Bir senfoni olarak tanıyorum kendimi ancak.
Kırmızı Kedi
BENİ KİTAPLAR "İNSAN" ETTİ! Hatırlıyorum da; Bundan iki yıl önce kitaplardan çok nefret ederdim. Üç cümlesinden sonra yorulurdum. Elimden bıraktım kitabı. Okul bahçesinde bir hademe çöp kutusunu vermiş ateşe ve ben haddime düşmeyerek o bilinçsizce yaşadığım zamanın etkisiyle kitabı ateşe attım. Resmen kitapların
Reklam
Ashab-ı Kehf
Senin için güneş son kez doğar Yarın doğacak güneşi belki son kez göreceksin Bugün gizemli bir yolculuğa çıkacaksın Peki ama nereye Merhametli Tanrının yanına mı? Beni bu günahkar ve asi kulunun katına kabul edecek mi? Yüce Rabbim Varsayalım ki yüceliğini gösterdin Ve bu fakirin günahını bağışladın Ve bu biçareyi Rahmetine layık gördün Ama ben kendimi tanıyorum O kadar çok günah işledim ki..
Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim! Neden böyle uzaksınız benden? Ey benim eski gözyaşlarım! Sizin sıcaklığınızı neden gene duyamıyorum? Yanaklarımda bir iziniz olsun kalmamış... Koyup gitmişsiniz beni... Sizi tanımıyor değilim. Ey benim eski duygularım, düşüncelerim, gözyaşlarım! Ey benim gönlümün eski yalanları! Birer birer tanıyorum, birer birer biliyorum sizi, ancak, ne türlü söyliyeyim? İçeriden değil, dışarıdan tanıyorum sizi. Sizi biliyorum, biliyorum ya, nerede, ne türlü tanışıktı, onu bilemiyorum. Artık siz ben değilsiniz, ben de siz değilim, yabancıyız birbirimize... Yoksa ben sizi eskiden ilgiyle okuyup sonra adını bile unuttuğum bir öyküden mi biliyorum? Etimde değilsiniz benim artık:  ben şimdi sizi bensiz, kendimi de sizsiz düşünebiliyorum. Demek sizinle ben bir değilmişiz, sizsiz de bir ben olabilirmiş... Oysaki ben sizi varlığımın, benliğimin özü, ta kendisi sanmıştım. Size benmle, kendi etime de sizinle yoğurulmuş diye bakıyor, "Ayrılamazlar birbirinden!" diyordum. İşte, göz göze geliyoruz da birbirimize gülümsemeden, öfkelenmeden, omuz silkmeden geçebiliyoruz. Tanıyorum sizi, ancak ben değilmişsiniz gibi, benden büsbütün ayrı, benim dışımda bir varlıkmışsınız gibi bakıyorum size... Ey benim eski duygularım, düşüncelerim! Ey benim eski gözyaşlarım! Bir gün gelecek, ben size dışarıdan bakabileceğim.
Ama ben kendimi tanıyorum. Tek tepkimin hislerimi bastırmak olacağını, sonunda bir kanserin beni yiyip tüketeceğini biliyorum. Çünkü çoğu hastalığa bastırılmış duyguların yol açtığına inamyorum.
Bir abdal bir şehre gelmiş. Buranın halkı yabancılara hiç güvenmezmiş. ''Defol!'' diye bağırmışlar dervişe. ''Hiçbirimiz seni tanımıyoruz!'' Derviş sükunetle yanıt vermiş. ''Ben kendimi tanıyorum ya, önemli olan o. İnan olsun, şayet öbür türlü olsaydı, yani siz beni bilseydiniz ama ben kendimi bilmeseydim, çok daha fena olurdu.''
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.