Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muhterem kardeş ! Sen bu dünyaya, âhiretin ebedî saadet ve selametine kavuşmak için geldiğini unutma. Bu dünya her şeyiyle senin olsa ne faydası var. Biraz kendine gel ve düşün. Bu gökleri bütün ecrâmıyla boşlukta tutup tam bir intizam içinde hareket ettiren kuvvetin sahibini iyi düşün. Hemen şöyle cazibe kuvvetine bağlayıp da geçme. Dünyayı düşün, güneşi düşün. Onları hiçe sayan sayısız ecrâmı (yıldızları) küreleri düşün. Bu kadar ağırlıkları bildirmeye, hesaplamaya rakam bile bulunur mu ? "Cazibe kuvveti" demek kolay, fakat o kuvveti de yarat, kudsî kudret sahibini idrak edip O'na teslim olmak, O'nun rızasını kazanabilmek, ne demektir sen anlayabilirsen işte o zaman hem insan hem de müslüman olursun. Ömrünü boş yere zevk ü safâ ile para pul budalası olarak mahvetme. Son pişmanlık kimseye fayda vermemiştir.
Sayfa 151 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Anadolu’nun bu son ağıtçısı her seferinde ölünün kapıdaki ayakkabılarına bakarak iç geçirdi, rahmetlinin henüz yorgan döşek gezen kokusunu içine çekti, mevtanın elbiselerini kucaklayıp bir yakınından hikayesini dinledi. Ölenin kim olduğunu, neler yaşadığını, hangi zorluklarla büyüdüğünü, neden öldüğünü, hangi muradını tamamlamadığını, içinde hangi
Reklam
“R.D. Laing kitaplarından birinde şizofren bir kızın babasını anlatır; adam kızını hastanede her ziyaretinde omuzlarından yakalayıp olanca gücüyle sarsar, "Kendine gel," dermiş. Babam kız kardeşimi böyle tutup sarsmadı, ama davranışı bu anlama geliyordu. Ona gereken, bir işe girmek, kendini toparlamak, gerçek dünyada yaşamaya başlamaktır, diyordu. Böyle yaptı elbette kardeşim. Ama yapamadığı da asıl buydu işte. Duyarlı biri o, diyordu babam, utangaçlığını yenmesi gerek. Sorunu kardeşimin kişiliğindeki tuhaflığa bağlayarak her şeyin iyi gittiğine inanmayı sürdürebilirdi.”
Dün geldi: Nedir aradığın? Dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
Dün geldi: Nedir aradığın ? dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
‪Türk Budun, Ökün!
Şimdi herkes akl-ı evvel oldu. 5, 10 tekerlemenin tekrarlanmasıyla dünyayı bir çırpıda düzelti veriyorlar. Millet hainliğine kadar varan her şeyi söyleyip de yine "özgürlük yok" diye bağıran siyaset palyançolarına çocuk aldatır gibi yalanlar söyleyerek olmayacak vaatlerde bulunanlara, baktıkça kıyametin kopmakta olduğuna inanmak
Sayfa 221 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
Sayfa 18
Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
“Şu dünyada üç beş günlük ömrün var, Nedir bu dükkânlar, bu konaklar? Ev mi dayanır, bu sel yatağına? Bu rüzgârlı yerde mum mu yanar? Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!”
Başını yastığa koyduğunda kızıl saçları kafasını hale gibi sardı. "Buraya gel," dedi arzu dolu bir sesle. Clay kıyafetlerini yeni çıkardı. "Mecaz kullan- dın," dedi oyuncu bir şekilde ona doğru yaklaşarak. "Biliyorum. Şimdi bacaklarını açıp üzerime tır- man." Julia emir vermeye başlarken gözlerini onun- kinden
Sayfa 113
Reklam
İri, güçlü, kimyasal yalanlar dökülüyor yürüdüğüm sokaklara.Amacı ne sevindirmek ne de üzmek olan yalanlar. Kimsenin sırtını ağrıtmayan, kimsenin mumlarını yatsıya kadar yakmayan yalanlar. Biraz önce bir falcıdan çıktım. Sol avcumda yalan, sağ avcumda seni gördü. Elimi ona uzatır uzatmaz, birkaç iyi dilek yuvarlandı yere. Hani şu "kendine iyi bak" "lütfen mutlu ol" sözcükleri. Falcı üzgün bir sesle " bu aşk seni yalancı yapmış" dedi. Şimdi gel de bozabilirsen boz bu büyüyü... Nasıl anlatılır bilmiyorum, belki de hiç konuşmamak lazım. Kalem kutularımı asfalta döküp, sinek vızıltısı çıkaran panolara doğru yürüdüm. Amacım unuttuğum bir gerçek varsa onu hatırlamaktı. Işık dolu kafeslere yaklaştım. "Ben özgürüm, ben yalancıyım, ben pisim...... iyi çalışmalar Türkiye."
Niyet Babaannem bahçesine kendine yetecek, hepimize tadacak kadar sebze meyve diker. Her ne kadar “kendini yoruyorsun” diye söylensek de “ben mutluyum" dediği için onun o yeşillikler arasında usul usul dolaşmasına, güçlükle eğilip kalkmasına bir şey diyemiyoruz. Fakat itinayla dikiyor sebzelerini. Öyle her bulduğu boşluğa bir tohum bırakmıyor. Fasulyeler bir yana, domatesler başka yere, kabaklar kenara... Nedenini sordum birgün. "Sevmezler birbirlerini..." dedi. Fasulye uzun oluyor, domatese gölge düşürüyor, güneşini kesiyor. Günebakanlar fasulyelerden uzun, onlar da ona gölge düşürüyor. Kabak ve asma birbirini sevmiyor, onları ayrı tutmak lazım, asmanın altına nane diksek daha iyi... İnsanlar arasında da böyle. Birbiriyle geçinenler var, geçinemeyenler var. Her yere dikilebilecek, ara bulabilecekler var... Negatif ve kötümser olanlar var, duruşlarıyla, sözleriyle, kem bakışlarıyla senin ışığını kesiyor, yaşama hevesini emiyor... Kavgacılar var... Söylediğin her şeyi yanlış anlayıp seni tersliyor, kolundan tutup kavgaya çekiyor... Gülmeyi bilme- yenler var... Sana ve hayata sürekli çatık kaşlarla bakıyor. Tüm bunların gölgesinde yine de gülebilmek, öfkelenmemek, sakin kalabilmek, alttan alabilmek için sınanıyoruz. Gölge ediyor senin mutluluğuna. Gölge düşürüyorsa; ışığını alıyorsa, “niyetiniz uyuşmuyorsa” zorlamamak lazım. Arkadaşlık önemli evet, çok önemli... Gel gelelim, ondan daha önemli bir şey var: Niyet...
Ben senim, Sen ben
Dün geldi: Nedir aradığın? Dedi bana: Bensem, Ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim,Sen ben; aranıp durma boşuna.
Bu zayıf duruş sana yakışmıyor Kendine gel! ölüm bu hayattan daha iyi değil mi kevok
1.099 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.