Öncelikle şunu söylemeliyim ki son derece rahatsız edici, sarsıcı ve ürpertici. Ama bu düşünceleri bir kenara bıraktığımda ışığı gördüm. Sade cesur, bağımsız, asi. Ahlakı, dini, gelenekleri, cinsiyetçiliği ve hayatımızı zorlaştıran her dogmayı sorgular. Çok acımasız ama etkileyici çünkü hayatımız boyunca kabul ettiğimiz kurallara sorgulamadan isyan ediyor. Bu nedenle, sert, gürültülü ve sarsıcı olmalıdır. Kitabı okurken beni rahatsız eden tek bir şey var: Kadınları zayıf tasvir etmesi. Kitaptaki kadın karakterler kadınlar gibi düşünmüyor ve konuşmuyor. Erkeklerin beyni ve ağzıyla konuşuyorlar. Yaşadığı ve yazdığı çağ itibariyle kabul edilebilir bir şey. Sade dönemi için muhteşem bir yazardır. Düşünen herkes Sade okumalı.
Öncelikle çok sert bir eser ve inceleme de buna paralel olacak. Belki ilk defa spoi bile girmiş olabilirim.
Sevgili hocam her zaman eserleri değerlendirirken dönem şartları ve yazarın gerek mental gerek çevresel şartlarını göz önüne alarak, bilerek yorumlayın derdi. Bu yüzden yaşadıklarını göz önüne alınca düşüncelerinin arkasındaki savı
Madem benden tavsiye istediniz, buyrun 100 kitap tavsiyesi...
Hak Dini, Kur’ân Dili – Elmalılı Hamdi Yazır
Riyazüssâlihin (Hadis)
Risâle-i Nûr Külliyatı – Said Nursî
Muvazzah İlm-i Kelâm – Ömer Nasuhi Bilmen
Asr-ı Saâdet – Mevlânâ Şiblî
Hayâttü’s-Sahâbe – M. Yusuf Kandehlevî
Nimetü’l-İslâm – Hacı Zihni Efendi
İslâm Fıtrî Tabiî Umûmî Bir Dindir –
Bu incelemeyi değerli Tuco Herrera'ya ithaf ediyorum, Aziz Nesin'in öz evladı olsa, kendisini ancak bu kadar sevebilir, bilenler bilir. :) Bir Aziz Nesin kitabı okumamı istiyordu ve Ankara toplantılarımızın birinde bu kitabı hediye etti sağolsun, onunla tanışma kitabı olarak en iyi seçimin bu olduğunu söyledi. Yazarın çok fazla kitabı var, benim
Kitap Güzel Ancak "Dönemine Göre".
Öncelikle, ilk kez Sade okuyan birisiyim ve kitaptan yaptığım çıkarımlar belki doğru olabilir, belki yanlış. Lütfen linç etmeden uyarınız.
1795 Fransası, ihtilâlin en yoğun olduğu, tüm Fransa halkının hatta tüm Avrupa'nın özgürlük akımıyla yanıp tutuştuğu, tüm halkın her gün gösterisi yapılan
şu iki gün içinde sade hakkında öğrendiklerim bana yetti de arttı.. karısıyla yaşadığı evine hizmetçi olarak aldığı rosa’ya cinsel saldırıda bulunmuş, birçok kadını işkenceye maruz bırakmış, 70 yaşındayken akıl hastanesinde, müdürenin 13 yaşındaki kızıyla birliktelik yaşayarak istismar etmiş birisinden ibaretmiş, bunca övülen ve yerilen sade.
Henüz 59. uncu sayfadayım, inceleme yazmam gerektiğini hissettim. Bitirince ne olacak bilmiyorum.
Anlatım dili konudan bağımsız olarak sizi direkt hikayenin içine çekiyor, konuya gelirsek özgürlük kavramına çok farklı bir bakış açısı getirmiş sayın deli Sade.
Kitap bütün dengemi alt üst etti. Okuyacak olanlara sabırlar dilerim. Sokarım senin gibi kitaba deyip, sonuna kadar da gitmek istiyo insan. Sağlam bir psikoloji ile okuyacaksanız başlayın. Onun haricinde sizi Tanrının kucağından alıp doğaya bırakabilir.
Marquis de Sade'ın ilk defa bir eserini okudum, bir tavsiye üzerine. Oldukça karanlık bir kişiliğe sahip olan sadizmin babası olan bu yazarı az çok tanıyordum. "Salo Ya Da Sadom'un 120 Günü" diye uyarlanan bir filmini defalarca izlemiştim.
Bu kitaba gelecek olursam, burada genç ve bakire olan Eugénie'ye cinsel eğitim veriliyor. Bu eğitim karşılıklı sohbetler halinde hem teorik hem pratik olarak veriliyor. Yoğun olarak ateizm, doğa, özgürlük ve sodomi konuları işleniyor.
Sade'in yazdığı cümleler ve savunduğu şeyler aslında toplumumuzda da görülmekte, sadece insanların çoğu bu duyguları içinde bastırıyor diyebiliriz. Burada beni rahatsız eden iki konu var; ensest ilişkiler ve öldürmek. Bunun dışında, kitabı tavsiye ederim, insanın kendini ve zevklerini sorgulamasına ve zevklerini keşfetmesine yardımcı oluyor.
Son olarak kitaptan bir cümle paylaşayım: "Doğa Sodom zevklerini, ensest zevklerini, mastürbasyonları, vs. yasaklamış olsaydı, bundan bu kadar zevk almamıza izin verir miydi?"
Marques De Sade...
Çağının aykırı düşünürü... Mevcut ve namevcut (namevcut biraz abartı olabilir ) toplumların nezdinde asla kabul görmeyecek düşünceleri, yaşam tarzı ve inancıyla çağına ve çağının sonrasına damga vurmuş bir felsefeci... Tam bir çılgın Tanrı'nın düşmanı olduğu gibi güzel olan pek çok insani duygunun (aşk gibi, merhamet
Üstad Kadir Mısıroğlu’nun ”İslamcı Gençliğin El Kitabı” adlı eserinde genç okuyuculara tavsiye ettiği 100 kitabı istifadenize sunuyoruz.
Hak Dini, Kur’ân Dili – Elmalılı Hamdi Yazır
Riyazüssâlihin (Hadis)
Risâle-i Nûr Külliyatı – Said Nursî
"Bir gece babamla oturmuş, gözlerimi yummamış Kur'an-ı Kerim'i kucağımda tutmuş idim. Ev halkı ise yanımızda uyuyorlardı.
Babama yönelip şöyle dedim;
'Ne olur şunlardan birisi kalkıp da iki rekat namaz kılsa.Ölü gibi uyuyorlar.'
Babam bu sözüm üzerine bana;
'Canım oğlum halkı çekiştireceğine keşke sende uyusaydın.' dedi."
-Şeyh Sadi (رحمه الله)
Üzüntü Kurani Kerim' de sadece nehiy olarak gelmiştir, Allah Teala 'nin Şu sözündeki gibi :
*"Gevşemeyin ve üzülmeyin* "
*وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا*
Veya olumsuz gelmiştir:
*"Onlar için korku yoktur onlar üzülmezler de"*
*فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿١٣﴾*
Bunun sırrı şudur:
*ÜZÜNTÜ* ,
İncelemeler cidden çok şaşırtıcı. Acaba gerçekten aynı kitabı mı okuduk bilemedim ve yorum yazma gereği hissettim. Felsefeden sıkılmasınlar diye cinsellik karıştırmak olaya ne kadar mantıklı? Ki ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Yaptığı işi meşrulaştırma çabasını felsefe olarak görmüyorum. Yazarı azcık araştırsanız nedenini kolay çözersiniz. "Anne" gibi kutsal bi varlığı kötüleyen dilinden resmen tiksindim. Cinsellik, tanrıtanımazlık vs umrumda değil. Ben alacağım yeni fikirlere, düşüncelere bakarım. Çabuk etkilenenler, kolay asimile olanlar bence okumasın. Bi kaç güzel fikir dışında erotizm(sadist) severler okursa daha umduğunu bulur diye düşünüyorum. Verdiğim 3 puan da yaptığım 3 alıntı için
"Bizim kalemimizin yönünü, hayatımız çizmiştir ; ondan böyle acı, keskin, buruk, gözyaşlı ; hatta gülmecemiz bile..." Aziz Nesin'in Anıları(S.239)
Sürgünün anıları, birkaç aydır kah Ulucami yakınından geçerken(bkz.Hafız Aziz anısı) göz kırpıyor, kah gecenin bir saatinde dar sokaklarda sessizce yürürken " Hülasa bu koskoca Bursa