Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat geçiyor ve kuşlar emekli oluyor!
Bazen de bir rastgele taş öylece bütün kış durur ve baharın bir mor çiçek halkası onu çepeçevre ama sadece o taşı bir bordürle çevrelerdi.Taşın beyazı çiçeğin moru ile öyle bir resim verirdi ki,o özenle seçilmiş mor halka o taşı dünyanın kutsal taşlarından ve biri yapar ve boynundaki çelengi ile bunu öyle bir faş ederdi ki,kuşlar yukardan alçalarak bakar da geçer,saksağanlar serçeler, küçük kuşlar üzerine birkaç saniyeliğine muhakkak konar, ayak sürer de geçer, kertenkele taşın etrafını dolaşır da geçer, karıncalar sıra olur da geçer, arılar üstünden söyler de geçer, bulut nemini salar da geçer, güneş kışın koyu lekelerini açar da geçer,geçer geçer, taş her ziyaretten haberdar anın içinde durur da geçerdi...
İnsan, kertenkelenin kertenkele olduğu kadar insan olsaydı, bakmaya değerdi.
Reklam
Bir kertenkele, yavrusunun yendiğini izliyor olsa bile dünyada bir şeylerin ters gittiğini asla düşünmez. Kendine "dünyada bir şeylerin ters gittiğini söylemez, çünkü dünyayı olduğundan daha iyi haliyle hayal etmesine yetecek kadar nöronu yoktur. Avcıların olmadığı bir dünya bilmez, böyle bir beklentisi yoktur, bu yüzden beklentilerinin karşılanmamasından dünyayı suçlamaz. Yavrusunu hayatta tutmayı başaramadığı için kendini suçlamaz. İnsanlar ise daha fazlasını bekler ve bu konuda bir şeyler yapar. Bu yüzden başarılarımızın tadına varmak yerine hayal kırıklıklarımıza odaklanırız.
Yılan niçin tıp branşlarının sembolüdür? Yılan deyince insanların çoğunda olumsuz çağrışımlar oluşur. Bırakın karşılaşmayı isminin geçmesi bile insanı ürkütür. ‘Yılan gibi' deyimi sinsice ve haince kötülük yapan, soğuk ve hainliği davranışlarına yansıyan sevimsiz kişiler için kullanılırken yılanla ilgili deyimlerin hiçbirinde olumlu bir
Sayfa 13 - AykırıKitabı okuyor
- Bir kadının iki türlü ömrü vardır... - Acayip! Bir yaşıma daha girdim. Neler öğreniyorum? Kadının ömrü iki türlüymüş... Kadın kısmı görünürde öldükten sonra kertenkele gibi dirilir, sonradan bir defa daha ölür, öyle mi?
Sayfa 3
Fransız Yargıç Pierre de Lancre'nin sabbath ayini tanımı:
"Edepsizce dans etmek, iğrenç bir şekilde ziyafet vermek, şeytanca çiftleşmek, tiksindirici bir şekilde ilişki kurmak,saldırgan bir biçimde küfretmek, her korkunç, pis ve doğal olmayan arzunun vahşice peşine düşmek, değerli olan kurbağa, engerek yılanı, kertenkele ve zehirlilerin bütün çeşitlerini tutmak, iğrenç kokulu keçileri sevmek, onu sevgiyle okşamak, ona karşı baskı yapmak ve korkunç bir şekilde ve de utanmadan onunla çiftleşmek."
Reklam
Var gibi görünür dünya Yar gibi bürünür dünya Kalpte sinsi kertenkele Ebedi sürünür dünya
Nietzsche'nin "insanlarda kolay değildir"inin karşılığı, insanın, kuyruğu olacak kadar benimsediğini feda etmeye hazır bir varlık olamadığı/olamayacağı üzerinedir. İrade göstermek yaşama cesaretini anlatan bir hâl ve insan, kendisiyle ilgili kararlarında hiç cesur değildir. Bazen hayattaki kuyruk temsilini -acı duymak pahasına- cesaretle koparıp atmak gerekir ki yeniden doğuş gerçekleşsin. Yaşamak tam da koptuğu yerden başlayacaktır belki de. Kertenkele bunu bilir.
Avcıyı şaşırtmak, tehlikeyi bertaraf etmek, kendini savunmak gibi amaçlarla hareket ederek bedeninin parçasını feda eden kertenkele, bedelini ödediği bir mağlubiyeti sırtında taşır.
Elbette o meşhur hadisin de kertenkele öldürmekten kastının, yüzlerce türe sahip sürüngen ailesinin içinde insana zarar veren, iri, benekli, keler adı verilen, çölde yaşayan zehirli bir türle ilgili olduğu ortadadır. Zararsız hayvanlara eziyet etmenin yasaklandığını ve elimizde terlikle tek vuruşta kertenkele avına çıkmanın anlam, bağlam ve merhametle bağdaşmayacağını hatırlayabiliriz.
Sayfa 8 - “Kertenkele kasidesi”, Güven Adıgüzel
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.